Dünyada ve Türkiye’de tüm ölümlerin yaklaşık yarısı kalp damar hastalıkları nedeniyle olmaktadır. Dolayısıyla, kalp damar hastalıkları en sık ölüm nedenlerinin başındadır. İkinci sırada gelen kanser hastalığından ölüm oranı bunun yaklaşık yarısı kadardır. Kalp damar hastalıklarında bir takım risk faktörleri söz konusudur. Yaş, cinsiyet, ailede kalp damar hastalığı olması, şeker hastalığı, hipertansiyon, alkol, şişmanlık, stres, fazla hayvansal gıda tüketimi ve kolesterol yüksekliği en önemli risk faktörleridir. Kalp hastalığı denince akla kolesterol yüksekliği gelmektedir. Kolesterol yüksekliği risk faktörlerinden sadece bir tanesidir. Ne kadar fazla risk faktörü bir aradaysa kalp damar hastalığı görülme sıklığı o derece artar. Günümüzde kalp hastalığına vücuttaki kronik iltihaplanmanın yol açtığı düşünülmektedir. Kanser, şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar ve kalp damar hastalığının kronik iltihaplanma sonucu ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Bilinmesi gerekenler
Kalp damar hastalığı olanların en az yarısında kolesterol seviyeleri normaldir. Kolesterol seviyesi yüksek olanların önemli bir kısmında da kalp damar hastalığı ortaya çıkmaz. Kolesterol; HDL (iyi huylu), LDL (kötü huylu) olarak tanımlanmaktadır. LDL kolesterol ve trigliseridlerin yüksek olması, HDL kolesterolün düşük olması risk olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu tanımlama da gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Kolesterol miktarları kadar, kolesterolün yapı ve kalitesi de son derece önemlidir. LDL kolesterol A tipi ve B tipi olarak ikiye ayrılmaktadır. A tipi; büyük, yumuşak, reaktif olmayan, kanda yüzen LDL kolesterolüdür ve damar sertliğine yol açmaz. B tipi ise sert, küçük, reaktif ve kanda batan LDL kolesterol tipidir, damar sertliğine yol açar. Rafine şeker ve unlu gıdalardan gelen karbonhidratlar B tipi kolesterol yüksekliğine neden olur ve damar sertliği riskini arttırır. Kanda trigliserid yüksekliği de önemli bir risk faktörüdür ve fazla karbonhidrat tüketimi ile ilişkilidir. Kan şekeri yükseldiğinde glikoz kolesterol moleküllerine yapışarak onların şeklini bozar. Şekerlenmiş kolesterol ise damar sertliğine yol açar.
Kolesterol düşürücü ilaçlar
Kolesterol yüksekliği olanlarda statin adı verilen ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların pek çok yan etkisi olduğu söylenerek kullanılmaması gerektiği bazı uzmanlarca ifade edilmektedir. Statinler karaciğerdeki kolesterol yapıcı enzimi bloke ederek kolesterolü düşürürler. Bu etkisinden ayrı olarak vücuttaki iltihaplanmayı önleyici etkisinin son derece önemli olduğu anlaşılmaktadır. 300 bin kişi üzerinde son yapılan önemli bir araştırmada kalp damar hastalıklarını önleyici etkisinin yanı sıra ilacı kullananlarda kanser vakalarının kontrol grubuna göre oldukça düşük olduğu anlaşılmıştır. Statinler, diyet, egzersiz, sigara ve alkolden uzak durma gibi önlemlerle kalp damar hastalığı sıklığı tüm dünyada inişe geçmiştir. Şeker hastalığı olanlar, kalp damar hastalığı olanlar, hipertansiyonu olanlar, felç geçirenler kolesterol ilacı kullanmak için mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar. Yan etkileri düşünülerek ilacın kesilmesi çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Sadece kolesterol yüksekliği olanlar ise diyet ve egzersiz programı ile kolesterollerini düşürebilirler.
Bitkisel besinler ve egzersiz kolesterolü düşürür
İlaç kullanımının yanı sıra kolesterolü düşürecek mucize bir metot söz konusu değildir. Ancak diyet ve egzersizin kolesterol seviyeleri üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Hayvansal yağ ve protein kolesterol yüksekliğine yol açar. Bu tür gıdalardan olabildiğince uzak durulmalıdır. Bitkisel gıdalarda ise kolesterol yoktur aksine kolesterol yüksekliğini azaltacak fitobesinler vardır. Günlük diyetin %80 kadarının taze, temiz, bütün, işlenmemiş, bol lifli, mevsiminde, yerel ve organik gıdalardan gelmesi kolesterol miktarını azaltır ve kolesterol kalitesini arttırır. Sarı, turuncu, parlak kırmızı, yeşil gıdalar bol miktarda lif ve antioksidan madde içerirler. Bu antioksidan maddeler HDL ve LDL kolesterol üzerine yapışarak onların damar sertliğine yol açan etkilerini ortadan kaldırırlar ve aynı zamanda kolesterol seviyesini azaltırlar. Bitkisel besinlerden orta boy iki elma, iki çiğ havuç, zeytin, badem, ceviz, kuru erik, kereviz, karnıyarık otu, arpa, yulaf ezmesi, sarımsak, soğan, greyfurt, limon, keten tohumu, kinoa, brokoli, Brüksel lahanası, patlıcan gibi bitkisel gıdalar kolesterol ve trigliseridin düşürülmesinde oldukça etkilidir. Bu bitkisel gıdalardan oluşan bir diyet ve haftada en az beş gün 30 dakikalık aktif bir egzersiz programı kolesterol düşüşü ve kalp sağlığı açısından son derece önemlidir.
Kolesterol ilaçla mı yoksa diyetle mi düşürülmeli?
Kolesterolün (LDL) kalp-damar hastalıkları ve felç açısından önemli bir risk faktörü olduğu bir gerçek. LDL mutlaka ilaçla mı düşürülmeli? Kalp krizi ve felç geçiren hastaların kolesterol düzeyleri ne solursa olsun statin türü kolesterol düşürücü ilaçları kullanmaları gerekli. Kalp krizi geçirmemiş, fazla risk faktörü olmayan kişilerin ise sağlıklı beslenme kurallarına uyarak, kolesterollerini düşürmeleri mümkündür.
Hangi besinleri tüketmek gerekir?
Baklagiller, tam tahıllar, kuruyemişlerin yanı sıra greyfurt, elma, havuç gibi besinler kolesterolün düşürülmesinde etkilidir. Bu yiyeceklerle aynı zamanda kolesterol düşerken, kilo vermiş olursunuz ve aynı zamanda tansiyonunuz da düşer. Kolesterol ilaçlan mucize değildir. Yani diyet yapmadan, istediğiniz her şeyi yiyip içip, sigara kullanıp bu haplarla kolesterolü düşürmeye çalışmak doğru değil. Özetle bu ilaçlar yaşam tarzı yanlışlarını düzeltmeden işe yaramaz.
Kötü kolesterol kalbi nasıl etkiler?
Kolesterol yüksekliği bir risk faktörüdür ama risk faktörlerinden sadece bir tanesidir. Sigara, obezite, hipertansiyon, stres, diyabet, glisemik indeksi yüksek karbonhidratların tüketilmesi, hayvansal proteinler diğer önemli risk faktörleridir. Ne kadar risk faktörü bir arada olursa risk o kadar yüksektir. Kalp krizi geçirenlerin yarısında kolesterol yüksek değildir, tersi de doğrudur. LDL kolesterolün yanı sıra, HDL kolesterol düşüklüğü ve trigliserid yüksekliği de kalp hastalığı açısından diğer risk faktörleridir.
Kanser riskini azaltıyor
Statin grubu ilaçların birçok yan etkisi vardır. Bu göz ardı edilemez. Ancak bunlar aynı zamanda vücutta inflamasyon dediğimiz yangıyı azaltan ilaçlardır. İnflamasyon başta obezite, diyabet, kanser, astım, nörolojik hastalıklar ve kalp-damar hastalıkları için ortak bir risk faktörüdür. 2012 yılında yayınlanan 300 bin kişilik ciddi bir araştırmada statin kullananlarda kanser riskinin ciddi derecede düşük olduğu saptandı.