Kolbe''nin S-400''lerin Ukrayna''ya teminiyle ABD''nin Türkiye''yi F-35 programına geri almasının önünün açılabileceğini öne süren Kolbe''ye yanıt veren Altun, "Kolbe''nin argümanının inşa edilmesi için Batı, F-35 ve Patriot bataryalarını önkoşulsuz bir şekilde Türkiye''ye vermeli" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The Wall Street Journal gazetesine bir yazı kaleme aldı. Altun, yazısında Türkiye''nin Ukrayna''ya S-400 vermesine ilişkin gündeme gelen önerileri değerlendirdi. Altun, Batı''nın Türkiye''ye F-35 savaş jetleri ve Patriot bataryalarını "önkoşulsuz" vermesi gerektiğini söyledi.
Altun''un yazısı şu şekilde:
"Paul Kolbe “Türkiye’nin Rus füzeleri Ukrayna’yı savunabilir” başlıklı makalesinde bilâkis yaratıcı bir fikir sunuyor. Kolbe, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerini Ukrayna’ya göndermesini öneriyor. Kolbe, bu adımı atarak Türkiye’nin Ukrayna’nın acil ihtiyaçlarını karşılayabileceğini ve ABD Patriot bataryalarının Türkiye’ye satılması ve Türkiye’nin F35 programına geri alınmasının önünü açarak ‘ABD-Türkiye ilişkilerini onarabileceğini’ söylüyor. Bugün oldukça gerçekdışı olsa da bu fikir Türkiye’nin son zamanlarda Batı’yla yaşadığı sorunları tartışmaya bir olanak sağlıyor.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımına dair tüm ABD aktarımları, Türkiye’nin ilk olarak ABD’ye yaklaştığını gözardı etmiş görünüyor. ABD, Patriot sistemini satmayı reddetmişti. Türkiye’nin dünyanın en tehlikeli ve istikrarsız bölgelerinden birinde bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu tehditler Washington’ın reddiyle sihirli bir şekilde yok olmadı. Ankara’nın alternatif arayışına girmesi gerekiyordu. Eski ABD Başkanı Donald Trump, görevdeyken bunu kabul etmişti. Türkiye’nin Patriot alma şansı yoktu.
Türkler, müttefiklerimizin Türk-Rus ilişkilerinin en gergin olduğu dönemde Patriot bataryalarını Türkiye’den nasıl çektiğini hâlâ hatırlıyor. Tecrübeler ışığında, Türkiye halkı artık Batı’nın Patriot tedariğine ilişkin resmi olmayan taahhütlerini ciddiye almıyor. Türkiye’nin F-35 programından “hukuk dışı” bir şekilde siyasi nedenlerle çıkarılması (ABD hâlâ hukuki ve resmi olarak Türkiye’ye bildirimde bulunmakı), Türkiye’nin yeniden programına alınmasına dair metaforik havucu ciddiye almayı zorlaştırıyor.
Bu sırada Türkiye, Batı’nın süreci engelleme çabalarına rağmen Ukrayna’nın envanterinde bulunan Bayraktar SİHA’larını tasarladı ve üretti. Örneğin Kanada, Türkiye’ye silah satışını engelledi. NATO müttefikleri arasında savunma işbirliğinin anlamsız siyasileşmesi, Türkiye’nin yabancı hükümetlere olan bağımlılığını azalttı ve Türk şirketlerini inovasyona itti.
Bu noktada 70 yıllık NATO müttefiği ve kritik bölgelerde istikrarı sağlayan bir aktör olan Türkiye’yle ilişkileri normalleştirmek Batı’nın, özellikle de ABD’nin sorumluluğudur. Ukrayna krizi, Türkiye’nin stratejik önemini hafife alan, NATO’nın ‘beyin ölümünün gerçekleştiğini iddia eden’ ve ulusal sınırların artık tartışma konusu olmadığını düşünenlerin jeopolitik değerlendirmelerinin yanlış yönlendiğini gösterdi..
Avrupa Birliği üyeliğini stratejik bir hedef gören ve NATO üyeliğinden gurur duyan Türkiye, Batı tarafından hak ettiği şekilde davranılmayı bekliyor. İlişkileri düzeltmek için sözde gayri resmi teklifler değil, güven inşa eden adımlar gerekiyor. Kolbe’nin argümanının inşası için için Batı’nın yapması gereken F-35 savaş uçaklarını ve Patriot bataryalarını önkoşulsuz Türkiye’ye sağlamaktır."