Halk arasında çalma hastalığı olarak da bilinen kleptomani, tedavi edilmediği durumda psikolojik ve toplumsal birçok büyük sorunlara yol açabilen önemli bir rahatsızlık. Peki kleptomani nedir, nasıl ortaya çıkar, tedavi nasıl yapılır? İşte detaylar...
ÇALMA HASTALIĞI (KLEPTOMANİ) NEDİR?
Kleptomani, çalmaya karșı olan dürtülere karșı direnç gösterememe veya direnç göstermede zorluk yașanan ve DSM tanı sisteminde Bașka Yerde Sınıflandırılmamıș Dürtü Kontrolü Bozuklukları bașlığı altında yer alan bir bozukluktur. 1816 yılında ilk defa tanımlanarak literatüre giren bu hastalık, 1838 senesinde şu anki kullanılan ismini almıştır.
Kleptomani hastaları, ihtiyacı olduğu veya nesneyi satma amacıyla çalmazlar. Bu yüzden kleptomani hırsızlık olarak değerlendirilemez. Türkiye'de bu hastalığa çok sık rastlanmasa da Amerika'da sıkça rastlanmaktadır. Kişi kendisini durduramaz ve sürekli bir şeyleri izinsiz olarak almak ister. Bu o kişiye haz verir.
KLEPTOMANİ NASIL ORTAYA ÇIKAR?
Kleptomaninin nedenleri hakkında birçok farklı görüş öne sürülmüştür. Ünlü psikiyatr Sigmund Freud'a göre kleptomaninin nedeni bastırılmış cinsel çatışmalardır. Kişi izinsiz alma eylemiyle cinsel bir doyum yaşar.
Başka bir görüşe göre ise kleptomani, hastanın toplumdan öç alma yoludur. Yani kişinin kendi gücünü kanıtlama ya da çocuklukta yaşamış olduğu somut veya soyut yoksunlukları giderme çabasıdır.
KLEPTOMANİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kleptomani, sürekli yinelenen ve her seferinde maddi olarak değersiz farklı farklı nesnelerin izinsiz olarak alınması isteği biçiminde ortaya çıkar. Bu yüzden daha önce bir kez çalma girişiminde bulunmuş çocuk, ergen ya da yetişkin birey kleptoman sayılmaz. Aynı şekilde sürekli tek tipte nesneleri (Örneğin, kadın iç çamaşırı) çalanlar da kleptomani sayılmaz. Kleptomanlar, çalma eylemini her zaman farkında olmayarak yapmazlar. Bazen de kendilerine gerekçeler üretirler (Örneğin, çalınan malın kendilerine verildiğini öne sürerler.).
KLEPTOMANİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Kleptomani seyrek olarak görülen bir rahatsızlıktır. Bu yüzden genel bir tedavi yöntemi de yoktur. Hatta bazı hastalar, nedeni bilinemeyen bir şekilde tedavi olma konusunda oldukça isteksiz davranırlar.
Tedavi yöntemleri içerisinde en çok kullanılanı "örtük duyarlılaştırma"dır. Bu yöntem kısa sürmesi nedeniyle çok fazla tercih edilir. Hastadan, hırsızlık anını baştan sona gözünün önüne getirmesi istenir. Daha sonra terapist yardımıyla olumsuz sonuçları hayal edilir (Örneğin, yakalanmak, mahkemeye çıkarılmak, gazetelere manşet olmak gibi). Terapist, hastanın bu hırsızlık sonucunda aile ve arkadaşlarından alacağı tepkileri olabildiğince karamsar ve olumsuz bir tabloyla anlatır. Çalma eylemi sonucundaki sıkıntı ve stres ile hastanın koşullanması sağlanır. Bunun sonucunda hastada nefret uyanır ve bir daha hırsızlık yapmak istemez. Bu yöntem işe yaramazsa psikiyatri uzmanlarının önereceği başka yollar denenmelidir.