Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

KKTC’nin tanınması, iç ve dış federasyoncuların hedeflerini, hayallerini berhava edecektir

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis siyasi hedeflerini 1 Ekim 2023 tarihinde sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ 63. kuruluş yıldönümündeki mesajında çok açık ifadelerle ortaya koymuştu: “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 63 yıl ve Kıbrıs tarihinin en trajik anından neredeyse yarım asır sonra, trajik Temmuz 1974’ten birkaç ay sonra dünyaya gelen ve savaşın, göçün diğer çocukları ile büyüyen ilk Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, en önemli önceliğim, yurdumuzun kurtuluşu, işgalin sona ermesi ve yeniden birleşmedir. İşgal ve bölünmüşlükten kurtulmamız elzemdir. Bunun tek yolu, çabalarımızı yoğunlaştırmak, uluslararası gelişmeleri doğru biçimde okumak, jeostratejik dengeleri anlamak, devletin tüm güç faktörlerinin güçlendirilmesi vasıtasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası varlığını zırhlandırmak ve bölgedeki rolünü ön plana çıkarmaktır. Yegâne yol ve izleyeceğim yol, kalkınma, iş birliği ve barış yoludur, çıkmazın aşılmasına yönelik her türlü çabanın devam edilmesi ve çok özlenen çözüme ulaşmak için müzakerelerin yeniden başlaması yoludur. İlgili BM kararları, AB ilke ve değerleri temelinde bir çözüme, ilgili BM kararlarının öngördüğü siyasi eşitliği olan İki Bölgeli, İki Toplumlu Federal çözüme ulaşmak için…”

Federal çözüm arayışları, en son Crans Montana’da 7 Temmuz 2017 tarihinde sabaha karşı başarısız oldu; o tarihteki Rum lider Anastasiadis’in Anavatan Türkiye’nin tüm iyi niyet ve esnekliğine rağmen, masayı terk etmesi ile son buldu. Ekim 2020’de KKTC’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde federasyoncu/

teslimiyetçi/tavizci 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk halkı tarafından sandığa gömülüp, tasfiye edilirken, KKTC’nin egemen eşitliğinden yana olan ve iki devlete dayalı çözümü öngören Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Nisan 2021’de Cenevre’de gerçekleşen 5+BM gayriresmî Kıbrıs Konferansı’nda Tatar yeni siyasetini taraflara resmen bildirdi ve 6 maddelik çözüm reçetesini sundu. Tatar, egemen eşitliğimiz ve uluslararası eşit statümüz tanınmadan müzakere masasına dönülmeyeceğini de dünyaya duyurdu. Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022/2023 yıllarında,77. ve 78. BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda resmen KKTC’nin tanınması çağrısı yaparken, KKTC, 2022 yılının Kasım ayında Özbekistan’ın Semerkant kentinde gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi’nde gözlemci üye kabul edildi. Kısa bir özetini aktarmaya çalıştığım tüm bu gelişmeler çerçevesinde GKRY Başkanı Enosisçi, Türk düşmanı Hristodulidis, KKTC tanınacak ve yukarıda belirttiğim hedefleri gerçekleşemeyecek diye Yunanistan’la birlikte ortak strateji belirledi. Türk tarafını masaya döndürmek üzere ilk olarak üyesi oldukları Avrupa Birliği’ni(AB) devreye soktular. AB’den Kıbrıs sorununun çözümünde daha aktif rol almaları talep edildi; ve özel temsilci atanması istendi. Rum-Yunan ikilisi arkalarına AB, ABD ve İngiltere’nin de desteğini alarak BM Güvenlik Konseyi’nden müzakerelerin federasyon hedefiyle kaldığı yerden yeniden başlamasını ve BM Genel Sekreteri’nin özel temsilci atamasını istedi. Birçok yazımda da vurguladığım üzere, KKTC’nin uluslararası toplum tarafından gitgide zemin kazanan yeni siyasetini baltalamak ve tanınması girişimlerini sulandırmak üzere müzakerelerin yeniden başlaması için taraflar arasında ortak zemin olup olmadığını araştırmak üzere Kolombiya eski Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin Cuellar BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi olarak atandı. Holguin 30 Ocak ve 2 Şubat tarihlerinde Tatar ve Hristodulidis ile iki ayrı görüşme gerçekleştirmesinin ertesinde, önce Atina’da Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Dışişleri Bakanı Gerapetritis daha sonra da Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Holguin’in Londra ve Brüksel temaslarının ardından 6 Mart’ta tekrar Kıbrıs’a gelmesi ve sonuç alması mümkün olmayan nafile çabalarını sürdürmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı iki görüşmede Holguin’e aktardıklarını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan ile yaptığı telefon görüşmeleriyle paylaştı. KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise Fidan-Holguin görüşmesinden bir saat önce Ankara’da Fidan ile istişarelerde bulundu. KKTC ve Türkiye dik duruşunu sürdürdü, tek ses olarak, Holguin’e, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz tanınmadan masaya dönmeyeceğimiz tekrarlandı.

Hristodulidis’in önümüzdeki süreçte özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı AB kartını kullanması ve İngiltere ile ABD üzerinden Türkiye’ye baskı yapması bekleniyor. İngiltere ve ABD’nin, uluslararası piyasalardan kaynak arayışında olan Türkiye’nin bu zafiyetinden faydalanmaya çalışacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

GKRY Başkanı faşist Eokacı Hristodulidis, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin daha da yakınlaşmasının, Türkiye'nin Kıbrıs'ta on yıllardır devam eden bölünmüşlüğün çözümüne katkıda bulunmasına bağlı olduğunu söyledi. Hristodulidis, Pazartesi günü Lefkoşa'da Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kıbrıs'ın, AB ile Ankara arasında daha yakın ilişkilerin güçlü bir destekçisi" olduğunu ancak "bu yakın ilişkilerin, yeni gelişmelerden ve Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunmasından geçtiğini" belirtti. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ise AB ile genel ilişkilerin değerlendirilmesinde Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki eylemlerinin dikkate alınması gerektiği görüşünü dile getirdi. Steinmeier, “AB üyesi ülkeler bu mesajı Türkiye'ye göndermeli" ifadesini kullandı. Hristodulidis ve Steinmeier’e, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birçok kez açıkladığı, Avrupa Birliği için Kıbrıs’ta taviz verilmeyeceği duruşunu hatırlatmakta fayda vardır.

AB, ABD, BM ve İngiltere destekli Rum-Yunan ikilisinin federasyon arayışlarına, Hristodulidis’in yukarıda belirttiğim hedeflerine ve içimizde federasyonu hortlatmaya çalışan Rum iş birlikçisi ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi(CTP) lideri Tufan Erhürman’a verilecek en doğru cevap biran önce KKTC’nin tanınması olacaktır. KKTC’nin tanınması hedefi savsaklanmamalı, hâlihazırdaki uygun uluslararası konjonktür muhakkak değerlendirilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları