Depremlerin ardından afetzedeler yardım eli beklerken, geçmişteki birçok afette sağladığı yardımlarla bilinen Kızılay’ın, sanatçı Haluk Levent’in kurucusu olduğu AHBAP Derneği ile Türk Eczacıları Birliği gibi bölgeye ücretsiz ilaç dağıtmaya giden sağlık kuruluşları dahil birtakım kurum ve kuruluşlara çadır satmasına karşı da tepkiler sürüyor.
Eleştirilerin odağındaki Kınık, çadır satışını gayet doğal bir şeymiş gibi onaylarken, yurttaşların istifa çağrılarına kulaklarını kapamıştı. Bir eleştiri de Kızılay’ın eski başkanı Ahmet Lütfi Akar’dan geldi. ANKA’ya konuşan Akar;
‘’KIZILAY’IN ELİNDE NE VARSA AFETTE HARCAMAK ZORUNDADIR’’
‘’Bu son derece yanlıştır. Bir holding, ticari amaç güder, kâr amacı güler. Kâr için her şeyi yapar, nitekim yapıldı. Kâr için mevcut olan çadırlar dağıtılmadı, verilmedi ve satıldı bir şeye. Onlar gitti kurdular. Bu son derece büyük yanlış bir şeydir yani; AHBAP’a satmak, bilmem kime satmak filan. Kızılay’ın elinde ne varsa afette harcamak zorundadır, anında harcamak zorundadır, hem de öyle bekleyerek filan da değil. Şimdi bunlar bekletilmiş anlıyoruz ki bu çadırlar. Öyle ifade edildi. Sayın Genel Başkanın kendisi de ifadelerinde arkadaşlarının bunu yanlışlıkla yaptığını teyit etti. Böyle bir yanlışlık olmaz. Bu tür bir yanlışlığa Kızılay’ın tahammülü yoktur, insanların da tahammülü yoktur. Gerçekten büyük bir afetle karşı karşıyayız. 11 ilimize yayılmış, kilometrelerce bir alana yayılı, 50 bin kişiye yakın insanımızı kaybettiğimiz, 100 bin civarında insanımızın yaralandığı ve tedaviye muhtaç olduğu bir afetten bahsediyoruz.”
''''BU ÇOK BÜYÜK BİR İHANETTİR''''
''''Bizim halkımız yardımı sever ve iyilikperverdir ama Kızılay, çok garip bir şekilde elindeki 2 bin 20 çadırı götürüp kurmamış. Ondan sonra bir başka derneğe satmış. Bu bence çok büyük bir ihanettir, yani çok büyük bir yanlıştır. Diyelim ki bir an kabul edelim, ticarileştiniz, eyvallah, tamam filan ama böyle bunu bekletmek, bunu bir başkasına satmak, bunun için soğukta titreyen yavruların ölmesine, yaralanmasına, hastalanmasına sebebiyet vermek, insanların her bakımdan sarsıntı geçirmelerine sebep olmak son derece yanlıştır. Bunun kabul edilir tarafı yoktur. Yani her şeyin bir kılıfı bulunabilir. Yani şöyleydi, böyleydi, yetişemedik, gelemedik, lastik patladı vesaire filan gibi mazeretler ileri sürülebilir ama ‘Biz bunu başkasına sattık’ mazereti diye bir mazeret asla ve asla olmamalıdır. Bunu ileri süren de Kızılaycılığından şüphe etmelidir” şeklinde konuştu.