Kıyıdaki köpekler

Yıl 18 Mayıs 1944...
O gün Kırım’da bungun bir hava vardı, o gün köpekler durmaksızın uluyor, o gün buzağılar böğürüyor, o gün inekler ağlıyordu... Hani deprem öncesinde böyle olur ya, hani gök şerha şerha yarılır, şimşekler bir alev topu olup patlar, deli bir yağmur ırmak ırmak iner ya gökten... O gün gökyüzü ağlıyordu, hayvanat ağlıyordu ama Kırım Türkleri her şeyden habersizce evlerine çekilmiş gündelik işlerini yapıyorlardı.
Gecenin saat üçünden itibaren yüzlerce kasabaya, köye girdiler. Dipçikler dış kapılara güm güm indi:
- Açın kapıyı, biz geldik, Kızıl Ordu geldi.
Kapılar telaşla ve korkuyla açıldı.
- Hemen toplanın, sizi götürüyoruz, çabuk, çabuk, çabuk!..
Kimileri elbiselerini anca giyebildi, kimileri pijamalarıyla evlerinden alındı. Ne için alındılar, nereye götürüleceklerdi kimse bilmiyordu...
İlk gün toplam 90 bin kişi istasyonlara götürülmüş, bunlardan 48.400 kişi 17 katara doldurularak gidecekleri yerlere gönderilmişti. 25 katarın ise beklemede olduğu bildirilmişti. 19 Mayıs’ta ise, saat 12.00 itibariyle istasyonlara toplam 140.000 kişinin götürüldüğü, bunlardan 119.424 kişinin 44 katarla sürgün yerlerine gönderildiği. Yine aynı gün saat 18.00 itibariyle ise istasyonlara toplam 165.515 kişinin getirildiği ve bunlardan 136.412 kişinin 50 katarla gidecekleri yerlere gönderildiği rapor edilmişti. 20 Mayıs’ta gönderilen son telgrafta ise operasyonun saat 16.00’da tamamlandığı ve toplam 180.014 kişinin 67 katara doldurularak sürgün edildiği, ancak bunlardan 63 katarda bulunan 173.287 kişinin gidecekleri yerlere gönderildiği belirtilmektedir.
Bunlar Kızıl Ordu’nun resmi rakamları, gerçek rakamlar halen daha belirsizdir.
Sevkiyat hayvan vagonları ile yapılıyordu. Öyle ki bazı vagonlar o kadar sıkışıktı ki yere oturmak bile mümkün değildi. Yol boyunca bir çok insan hastalanmış, özellikle yaşlılar ve çocuklar açlığa, susuzluğa, vagonların havasızlığına dayanamayarak hayatını kaybetmişlerdi. Ölenler durulan ilk yerde vagonlardan indirilmiş ve defnedilmelerine müsaade edilmeden yol kenarlarına bırakılmıştı. Bu şekilde yol boyunca 7889 Kırım Türkünün öldüğü belirtilmektedir.

***


Tarih 19 Temmuz 1944...
Kırım Türkleri’nin sürgününü “işçi kardeşliği” sloganlarıyla dünyayı kandırarak başarı ile gerçekleştiren Sovyet Sosyalist yönetimi, sürgün operasyonuna katılanları mükafatlandırıyordu. Ancak törenin başlama saati yaklaşırken gelen bir haber Arabat adlı bir Türk köyünün unutularak boşaltılmadığını gösteriyordu.
Arabat, balıkçılık ve tuzculukla uğraşan şirin bir köydü. Komşu Rus köyleri ile aralarında hiçbir problemleri de olmamıştı. Birbirleri ile yardımlaşırlar, düğünlerini derneklerini beraber yaparlardı.
Kobulov isimli Sovyet yetkilisi son katarın iki saat önce yola çıktığını biliyordu... Katarı durdurmak da mümkün değildi, zaten hayvan vagonlarının hepsi tıka basa dolu idi.
Kobulov’un aklına canice bir fikir geldi. Çözüm yolunu bulmanın sevinciyle şeytani bir gülümseme yüzüne yayıldı... Hemen askerlerini toplayıp Arabat köyüne vardı... Genç, ihtiyar, kadın, erkek, kundaktaki bebelere kadar bütün Arabat halkını askeri araçlara bindirip limana getirdi... Yüzlerce köylü, oldukça büyük ve eski bir gemiye bindirilerek mahzene kapatıldı... Gemi hareket ettiğinde Arabatlılar son kez baktılar Kırım’a... Nefesleri boğazlarına bir yumruk olup tıkandı, ağlayamadılar, sadece yaşadıkları topraklara el salladılar mecalsizce...
Kıyıya köyün köpekleri doluşmuş havlıyorlardı, havlama değildi o, içten gelen yangulu bir feryattı, bir çığlıktı, bir ağıttı... Götürülen sahiplerinin kaderini hissediyordu onlar... Köpeklerin feryadı duman duman göğe yükselirken Stalin’in vahşet gemisi gözden ıradı, bir nokta kadar küçüldü... Denizin derin yerinde mahzen kapakları açıldı ve Arabat bebeleri, çocukları, gençleri, ihtiyarları denize döküldü...
Kıyıda köpekler bu defa Stalin köpeklerine havlıyordu. Arabat köpeklerinin içinde alev topu gibi bir acı yanıyordu, Stalin köpekleri ise sürgüne son noktayı koymanın mutluluğunu yaşıyordu. Kısa bir süre sonra denizdeki çığlıklar kesildi. Arabatlılardan tek bir kişi bile kurtulamamıştı.

***


Tarih 18 Mayıs 1944...
Sovyet şovenizminin vahşet sürgünü: Kırım Sürgünü. 200.000’den fazla soydaşımızın topraksız, vatansız kaldığı gün.
Unutmadık!
Unutmayacağız!
Unutturmayacağız!

Yazarın Diğer Yazıları