Rus Savaş Uçağı, Türk Hava Sahasını 17 saniye ihlal etti. Türk Jetleri tarafından düşürüldü. Basite alınacak bir olay değildi. Çünkü “Soğuk Savaş” süreci dâhil NATO üyesi bir ülke tarafından düşürülen ilk Rus Savaş Uçağıydı
Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş, 36 yıllık harp pilotu tecrübesiyle olayı ele aldı. Kitabını, olayın anatomisi içinde, Türkiye ve Rusya’nın ortaya koyduğu havacılık verilerini temel alarak hazırladı. Deneyimli Harp Pilotu (E) Tümg. Beyazıt Karataş, “Bir Rus Savaş Uçağının Düşürülmesi”ne ilişkin bilinmeyen tüm gerçekleri gündeme taşıyan kitabıyla tarihe not düşüyor.
Kitap, kamuoyunun merak ettiği fakat resmi olarak herhangi bir bilgi alamadığı havacılık konularına ilişkin teknik hususların daha iyi anlaşılmasına ve günümüzde sıkça karşımıza çıkan olayların değerlendirilmesine katkı sağlamak amacıyla, mümkün olduğu kadar sadeleştirilmiş bir kaynak doküman olarak sunuluyor ve tartışmalara son noktayı koyuyor.
Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş’ın “Bir Rus Savaş Uçağı Düşürmenin Anatomisi” adlı kitabı bu kapsamda; aşağıda belirtilen konuların cevapları veriliyor;
*Angajman Kuralları ne demektir?
*Angajman Kurallarının uygulaması nasıl olmalıdır?
* Angajman Kuralları sadece Suriye Hava Kuvvetlerine karşı mı yoksa Suriye’de uçan her ülkenin hava vasıtasına karşı mı uygulanmalıdır?
*Suriye’de ve Ege’de Angajman Kuralları neden farklı uygulanmaktadır?
*Radar Kilidi Atılması nedir?
*Uçaklarda bulunan karakutu nedir?
* Düşürülen Rus Savaş Uçağının bulunan karakutusu ne anlama geliyor?
* Türk F-16’ları tarafından düşürülen Rus “SUKHOI SU-24M/M2 FENCER” Av-Bombardıman Savaş Uçağının pilotları telsiz çağrılarını duymadı mı?
*Rus Savaş Uçakları Türkiye içindeki önemli bir hedefe doğru mu, yoksa Türkiye sınırına paralel mi uçuyorlardı?
* Rus Savaş Uçağı düşürülmeden önceki 17 saniyede neler oldu?
*Rus Savaş Uçağının düşürülmesinden önceki ve sonraki önemli gelişmeler nelerdir?
* Bozulan Türkiye-Rusya ilişkileri tekrar düzeltilebilir mi?
Alibi Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69
*
Vatan kahramanlarına vefa
Avukat Halil Yazgı’nın hazırladığı “Mardinli Üç Esir Bacanak” adlı kitapta canlarını, mallarını, âilelerini, sevdiklerini dîn, vatan, bayrak, nâmus uğruna fedâ eden Mardin eşrâfından fedâkâr, yiğit “üç bacanak”ın yani Gürcüzâde Gâzî İbrâhîm Gürcüoğlu, Gâzî Mehmed Rif’at Atay ve Nâibzâde Gâzî Tal’at Yazgı Beğler’in bizzât katıldıkları Birinci Dünya Savaşı’nın Filistîn Cephesi, Kafkasya Cephesi ve İstiklâl Harbi ile alâkalı kendilerinin yazdıkları hâtıralar var.
Filistîn Cephesi’nde İngilizler’e esîr düşen ve Mısır’da Seydî Beşer Üserâ Kampı’nda kalan Gâzî Mehmed Rif’at Beğ’in hâtıralarında, sonradan Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olacak Cemâl Gürsel ve Cevdet Sunay ve yine Cevdet Sunay’ın Tabur İmâmı olan babası ile Binbaşı Fasîh Kayabalı (Korgeneral iken vefât eden Çanakkale Cephesi kahramânlarından) Beğler ile alâkalı ibretlik hâdiseler vardır. Kitapta, hâtıraların orijinallerinin tıpkıbasımları, orijinal vesîkalar ve fotoğraflar da bulunmakta.
Kitabın esâs kısmı, Naibzâde Abdülganî Yazgı Beğ’in oğlu ve bu kitâbı hazırlayanın merhûm amcazâdesi Nâibzâde Gâzî Tal’at Yazgı Beğ’in bizzât kaleme aldığı hâtıraları ve Mardin eşrâfından meşhûr başka zâtlarla alâkalı bilgiler ve belgelerdir. Bu Mardinli yiğit, fedâkâr “üç bacanak” da dâhil bütün şehîdlerimizin ve gâzîlerimizin rûhları şâd olsun!
Kutupyıldızı Yayınları Tel: (0212) 504 87 00
*
Türk bilimine adanan ömür
Türk Edebiyatı Dergisi Mayıs ayının ikinci günü ebedi âleme uğurlanan Prof. Dr. Ömer Faruk Akün için hazırladığı özel sayıyı okurlarıyla buluşturdu. Özel sayı merhum Akün Hoca’nın vefalı talebelerinden biri olan Erol Ülgen’in; “Türklük Bilimine Adanan Bir Ömür: Prof. Dr. Ömer Faruk Akün” başlıklı yazısıyla başlıyor. Ülgen, uzun yıllardır Akün Hoca ile ilgili her bilgiyi derleyip toplayarak onun hayat hikâyesini oluşturdu. Okuyacağınız metinde Ülgen’in Hoca ile yaptığı uzun söyleşilerin de büyük payıvar. Bir bakıma Akün’ün tashihinden geçmiş bir biyografi metni... Akün biyografisini, kendisiyle yapılan bir röportaj takip ediyor. 1986 yılında merhum Mehmet Kaplan’ın vefatından sonra M. Mehdi Ergüzel ve İsa Kocakaplan’ın Akün Hoca ile yaptığı bu röportaj, derginin Mayıs 1986 tarihli 151. sayısında yayımlanmıştı. Otuz yıl sonra bu röportajı yeniden okumak, Akün ve Kaplan gibi iki büyük ismi değerlendirmek ve anlamak açısından çok önemli. Röportajı Hoca’nın tek evlâdı, biricik kızı Verda Neslihan Akün’ün pek tabii olarak oldukça duygulu bir yazısı takip ediyor. Yazının başlığı “Üzülme Nesli, Üzülme Canım”... Neslihan Hanım’ın yazısını okurken hem duygulanacaksınız, hem de Akün Hoca’nın çok ilginç yönlerini keşfedip şaşıracaksınız. Bu duygusal yazıyı Prof. Dr. M. Orhan Okay’ın “Son Türkolog” başlıklı yazısı takip ediyor. Şüphesiz Okay, Akün Hoca’yı hakkıyla değerlendirecek birkaç isimden biridir. Bir sonraki yazı Prof. Dr. Birol Emil’e ait. “Türkiye ve Dünya Türkolojisinden Bir Yıldız Kaydı: -Prof. Dr. Ömer Faruk Akün-” başlıklı yazıyı, Birol Emil’in eşsiz üslubuna hayran kalarak okuyacaksınız. Emil’in yazısı aynı zamanda son derece vukuflu ve kapsamlı bir yazı. Prof. Dr. Kâzım Yetiş ise “Prof. Dr. Ömer Faruk Akün” başlıklı yazısında hocasının nasıl yetiştiği, neden az yazdığı gibi hususlara açıklık getiriyor ve onun gibi bir ilim adamının bir daha yetişmesinin imkânsızlığına vurgu yapıyor.
Türk Edebiyatı Dergisi Tel: (0212) 526 16 15
*
İlk insanlar Çağında
Tarih öncesine yolculuk başlıyor! Roma’da yaşayan ve ilkokul öğretmenliği yapan yazar Stefano Bordiglioni, çocuklar için yazdığı elliden fazla kitabıyla yalnızca kendi öğrencilerine değil, tüm çocuklara yaratıcılık cesareti ve okuma sevgisi aşılıyor. Çiçeği burnunda okurlar için “İlk Okuma Kitapları” dizisinden çıkan Tarih Öncesi Hikâyeler 6 yaş ve üstü tüm çocuklar için raflarda yerini aldı. Tarih Öncesi Hikâyeler Serisinin ilk kitabı “Mamut Avı”ndan hemen sonra ikinci kitap “Ateşin Etrafında”da okurla buluşuyor.
Can Çocuk Yayınları Tel: (0212) 252 56 75
*
Meşrutiyet Yıllarında
Yusuf Akçura’nın “Sürgünden İstanbul’a Dârülhilâfet Mektupları” kitabındaki makaleler Tercüman ve Vakit gazetesi ile Şura dergisinde 1908-1912 yılları arasında neşredilmiştir. Akçura bu makalelerinde, II. Meşrutiyet öncesi Avrupa ve Rusya’nın siyasî durumu ile Osmanlı Devleti’nin dışarıdan görünüşünü incelemiş, Meşrutiyet’in ilanından sonra sürgüne gönderildiği için uzun yıllar ayrı kaldığı İstanbul’a gelerek dönemin hadiselerini çok canlı olarak resmetmiştir. Kitap, II. Meşrutiyet yıllarının İstanbul’una ışık tutuyor.
Ötüken Neşriyat Tel: (0212) 251 03 50