KİTAP / AHMET YABULOĞLU 9-07-2018

KİTAP / AHMET YABULOĞLU 9-07-2018

AHMET YABULOĞLU 9-07-2018

0001753439001-1.jpgTürk Milliyetçiliğinin özel adı Türkçülüktür

Çağımızda hızlı artan iletişimin insanlığın önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İskender Öksüz buna karşı acilen bir filtreye ihtiyaç olduğunu belirtip bilimin böyle bir filtre olduğunu söylüyor. Yeni kitabı, "Bilim, Din ve Türkçülük" ilk bölüm başlığının bilim olduğuna işaret eden Prof. Dr. İskender Öksüz, kapsamlı çalışması hakkında şu bilgilere veriyor:

"Akıl ve sezgimiz muhakkak ki ilk kaba filtrelerdir fakat artık onlar da yetmiyor. En uçuk yalanlar gerçeğin ta kendisi gibi sunuldukça, tarih karartılıp günümüz bulandırıldıkça daha ince, daha doğru süzen filtrelere ih-tiyacımız var. İşte bilim böyle bir filtredir. Ve bu niteliklerdeki yegâne filtredir. Küfürbazları, palavraları, yalanları, çarpıtmaları süzüp, gerçeği, yalnız gerçeği alıp, gerçekten başka hiçbir şeyi içeriye bırakmayacak bir filtre. Bu yüzden ilk bölüm başlığımız, 'Bilim nedir?' oldu. Sonra 'Bilim ve din'i inceledik. Sonra bilim nasıl yapılır bahsi geliyor. Bölümün adı 'Bilim çevresi ve bilim eğitimi'. Bilim ve kalkınma, Endüstri 4.0, üniversiteler ve unvanlar derken birinci elden bir bilim hikâyesini uzman olmayanların da anlayacağı bir dille yazıyorum. Bölüm, üzerinde en fazla parazit yapılan konulardan biriyle, Kuantum Teorisi'yle bitiyor. Fizikî bilimlerin çocuğu teknoloji de kitabın kapsamında: "Bilim ve Teknoloji" bölümüyle. Tabi ağırlık asrın en hızlı artan nesnesinde, iletişimde. İnternet ve medya ana konu.

Sosyal bilimlere 'Demokrasi' ile giriyoruz. Klasikleri lâtife ile şöyle tarif ederler: Herkesin okumuş olmak istediği, fakat kimsenin okumak istemediği kitaplara klasik denir! Demokrasi de öyle gibi. Herkesin aşkını ilân ettiği, fakat kimsenin kavuşmak istemediği sevgiliye demokrasi denir! Büyük bir lider seçip de sonra bir türlü ondan kurtulamadğmız ıstakoz sepeti demokrasisi, sonra hukuk devleti, konularımız.

Sosyal bilimlere Türk Milliyetçiliği'nin dünyaya bakışını ele aldığım 'Bilim ve Türkçülük'le giriyoruz. Hani dünyaya bilim gözlüğüyle bakacaktık? Beni takip edenler bilir, bana göre Türk Milliyetçiliği'nin dünyayı ele alırkenki tek kabulü 'Bilim Metodu'dur. Dolayısıyla dünyaya Türkçü bakış ile dünyaya bilim ile bakmak aynı gerçekleri ortaya koyar. Tek farkla ki, Türkçü bakışta gaye çifttir: Gerçekleri belirleme fakat bunu yaparken bunları Türk'ün yararına kullanma yollarını da arama.

Bugün milliyetçilik de yüksek volümlü parazitin saldırısı altında. Bir tarafta 'Türk' diyemeyenler. Türk Milleti'nden başka her türlü millete; 'milletimiz'e, 'asil millet'e, 'necip millet'e, 'bu millet'e ve 'İbrahimî Millet' e aşklarını ilân edenler, diğer tarafta birincilere ses çıkarmayıp, tam tersine onlar vasıtasıyla iktidar nimetlerine ortak olmaya soyunan 'Milliyetçi'ler! Hâlbuki biz millet dediğimiz zaman kastimiz millettir. Millet deyip aslında ümmeti veya millet deyip aslında dini kastetmek muhakkak ki fikir ahlâkına uymaz. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak için 'Türk Milliyetçiliği' yerine onun özel ismini -tekrar-kullanmaya karar verdim. 'Türkçülük' tereddüde yer bırakmayacak şekilde Türk Milliyetçiliği demektir. Başka bir şey değildir. Ziya Gökalp'ten Yusuf Akçura'dan beri..."

Panama Yayıncılık

Tel:(0312) 432 14 89

***

155-692-5-1525098765.jpgAtsız'ın tamamlanmamış hatıraları

Ötüken Neşriyat, büyük Türkçü Hüseyin Nihal Atsız hakkında değerli eserler yayınlamayı sürdürüyor. "Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve Çektiklerimiz", Atsız'ın, Büyük Doğu dergilerinin 6 Mart 1959 - 16 Ekim 1959 tarihleri arasında haftalık olarak 33 sayı neşredilen "IX. Dönem"inde tefrika edilmiş hatıratıdır. Askerî Tıbbiye yıllarından (1922-1925) Orhun dergisinin "II. Dönem"inin başına, yani Ekim 1943'e, kadar olan hatıralarını; ibretâmiz hâdiselerin içinde ve yakın tarihin mühim isimlerinin önünde cereyan eden hayat sergüzeştini, akıcı ve eşine az rastlanır bir mizah diliyle yazan Büyük Atsız, tek parti yıllarının çetin mücadele ortamında nasıl gadre uğradığının salt kişisel bir anlatısını değil, ayrıca cumhuriyetin erken dönemlerinde Türk milliyetçiliği tarihinin öncü kuşakları olarak ortaya çıkan insanların seciyelerinin yoğrulduğu vasatı aydınlatan birincil bir kaynağı da ortaya koymuştur. Ne yazık ki Büyük Doğu'nun 33. sayısından sonra kapanmasıyla akim kalıp, Atsız'ın "dram" olarak nitelendirdiği esas konusunu teşkîl edecek Irkçılık-Turancılık Davası'nın safahatına giremese de, hatıra serisinin söz konusu niteliği, bu tamamlanmamış haliyle dahi haleldâr olmamaktadır. "Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve Çektiklerimiz", bir neslin en büyük temsilcilerinden birinin kaleminden dökülmüş özgün bir metin olarak, ilk defa bu baskıda kitaba ilave edilen söyleşilerle birlikte, hâlâ tarihî kıymetini korumaktadır.

Ötüken Neşriyat

Tel:(0212) 251 03 50

***

HAFTANIN KİTABI

0001765476001-1.jpgUzaktaki dostumuz

Araştırmacı yazar F. Yılmaz Kaleli Osmanlı devletinin son, Cumhuriyet döneminin ilk devirlerine denk gelen kısımları içeren "Hilal ve Güneş / Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk-Japon İktisadî İlişkilerinin Başlangıcı ve Gelişimi" adlı bu kitabını şu cümlelerle takdim ediyor: Kitabı okuyanlar II. Abdülhamit, Ertuğrul gemisi, Japonların Meiji dönemi ve Japon mucizesinin temelleri hakkında ilginç, yeni bilgilere ulaşacaklar. Aynı zamanda M. Kemal Atatürk ve kişiliği, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde izlediği ekonomi politikası, zamanın Türk resmi idaresinin Musul'a bakışı ve hatta sınırlarımız içindeki değişik bölgelerimizdeki petrol yataklarına dairde yeni ve bir o kadar da ilginç bilgiler bulacaklar. Diğer taraftan ticaret ve bilhassa ihracatla ilgilenecekler de Japonların uzun vadeli düşünerek kendilerine yeni ve kalıcı pazar arama, pazar oluşturma çabalarını içeren konulardan faydalanabilirler.

Post Kitap

Tel:(0212) 512 70 20

***

firat2016.jpgDolu dolu bir hayat

TBMM 21. Dönem İzmir Milletvekili Kemal Vatan, "Acı Tatlı Hatıralar / Yugoslavya'dan Türkiye'ye" adlı kitabında Makedonya'da öğretmen vekilliği ile başlayan

ve anavatan Türkiye'de milletvekilliğine kadar uzanan hayat çizgisi boyunca, doğup büyüdüğü atayurdunu hiç unutmadığını ve orada kalan kardeşleri için çarpan yüreğinin hangi hizmetlere yol açtığını okurlarıyla paylaşıyor. Makedonya'da yaşayan Türklerin hayat mücadeleleri, yazarının 19 yaşına kadarki yaşantısını da içeren hüzünlü örneklerin de yer aldığı kitapta Rumeli Türklerinden bir köylü çocuğunun Türkçe okumak uğrunda, göç yıllarında göğüslediği sıkıntılara ve Anavatan'a göçten itibaren de ülkesine hizmet yolunda askerlik, cemiyet ve iş hayatındaki gayretlerine şahit olacaksınız. Kitapta, Makedonya'nın, Yugoslavya'nın, Balkanların ve Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve sosyal yapısına da ışık tutuluyor.

Tel:(0532) 201 92 03

***

KÜTÜPHANEMDEN:

resim_tiff-001.jpgABD'den Türk İstiklal Savaşı'na yakın takip

Kitap 1978'de yayınlanmış. Adı: Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş Yılları. Gazeteci yazar Orhan Duru tarafından kaleme alınmış olan bu araştırma yayınlandığı yıllarda büyük ses getirmişti. Çünkü, Milliyet Yayınları'ndan çıkan kitap; yakın tarihimize ve İstiklal Savaşı'nın karanlıkta kalmış, bilinmeyen pek çok ayrıntısına ABD belgeleri desteğiyle ışık tutuyordu. Yazarı kitabın giriş bölümünde çalışmasıyla ilgili şu bilgiyi veriyor:

Türkiye ile ABD ilişkileri konusunda ABD'den Ankara'daki Amerikan Kütüphanesine getirilen 300'den fazla mikrofilm rulosu içinden, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yılları ile ilgili belgeleri taradık. İlginç raporlar, telgraflar ve yazışmalarla karşılaştık. Daha çok, okuyucunun ilgilenebileceği ve ilk defa açıklanan belgelere yer verdik.

Belgelerde görülebileceği gibi Amerikalı temsilciler, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı akıma önce bir ayaklanma gözüyle baktılar. Onlara asi dediler. Daha sonra milliyetçiler demeye başladılar. Ankara hükümetini milliyetçi hükümet olarak nitelendirdiler. Milliyetçi sözcüğü Mustafa Kemal için önemli olmalıydı. Belgelerde Mustafa Kemal ve arkadaşları için kullanılan başka bir deyim de Kemalist idi. Bunun yorumunu yapmaya bile gerek yok...

Belgelerden Amerikan Mandası sorununu Amerikalıların mı ortaya attığını, yoksa Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ABD'yi kendi amaçları uğruna yansız bir tutum içine sokmak için bir manevra mı çevirdiğini anlamak mümkün değil.

(Ahmet Yabuloğlu)