İnsanlığı duman kölesi yapanların kirli tezgahı
Sağlık eski Bakanı Bülent Akarcalı, sigarayla savaşını “Ölüm Tacirleri” adlı kitabıyla sürdürürken ülke sağlığını tehdit eden önemli tehlikenin arka planına ışık tutuyor.
Sigara kartellerinin şeytani pazarlama stratejilerini, her türlü yasağa ve tepkiye rağmen, daha çok satacağım diyerek tüm insanlığın sağlığını çalma, yaşam sürelerini kısaltma pahasına sergiledikleri vicdansızlığı deşifre eden Bülent Akarcalı, “İnsanları sigaranın kölesi haline getirmek isteyen bu çokuluslu şirketlerin sahip ve yöneticilerinin Amerikan, İngiliz ağababaları 1800’lerde 20 milyon Afrikalıyı köle diye satıp kullanırken mi acaba bu vicdansızlığa alışmışlardı?” diye soruyor.
Akarcalı, “En iyi tiryakiler bilirler, aldıkları her paket sigara karşılığında verdikleri paraların nasıl duman olduğunu, kendilerinin ve yakınlarının sağlıklarında ve hatta toplum sağlığında ne onulmaz yaralar açtıklarını, kaçakçının eline düşen sigara paketlerinin birer kurşun olarak Mehmetçiklerimize yağdığını ve tekrar yağabileceğini...” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yapıyor:
Türkiye’nin, Türk halkının sigaraya karşı hep bir zaafı olmuştur. Geçmişte Fransızların kullandığı “Türk gibi sigara içmek” deyimi bu hazin tabloyu daha açık bir biçimde gözler önüne serer. Genç bir nüfusa sahip, hızla ilerleyen toplumumuzda sigara, insanlarımızın kişiliklerini ortaya koymanın bir yöntemi olarak kullanılmaktadır.
İstatistiklere göre, sigara yalnız Türkiye’de yılda 120 bin vatandaşımızı erken yaşta öldürüyor. Bunun yanında gençlerimizin sağlığı ve geleceği tehdit altına alınıyor. Sigara şirketleri, belirli bir yaşa ve olgunluğa erişmiş yetişkinlerin sigaraya başlama ihtimalinin çok düşük olduğunu hesap ederek, çalışmalarını gençler üzerinde yoğunlaştırıyorlar.18 yaşında sigaraya başlayan bir gencin en az 20-30 yıl bağımlı bir köle-müşteriye dönüşeceğini hesap ediyorlar.
Sigaranın vücudumuza verdiği zararı bilmeyenimiz yoktur. Ömrümüzü hiç fark ettirmeden, sinsice kısaltır. Yılda 20 milyar dolardan fazla bir miktarı bedenimizi tahrip etmek için harcıyoruz. Bu milyarlarca dolar başta ABD olmak üzere İngiliz ve Japon kartellerinin ceplerine gider. Ancak işin bir başka yönü daha var. Sağlığımızdan daha da önemli ve hazin bir hikâye...
Kaçakçılığın en gözde ürünü sigaradır. PKK’nın en istikrarlı ve önemli gelir kaynağıdır. Mehmetçiği şehit eden, polisimize ve vatandaşımıza sıkılan her kurşunun ardında PKK’nın sigara kaçakçılığından elde ettiği gelir yatar. Avrupa Birliği bu konuda ABD mahkemelerinde dava açmış olmasına rağmen, kendi devletimiz onca ihbara aldırmayarak sigara kaçakçılığına derinlemesine el atmaz. Ara sıra gazetelerde kaçak sigara yakalandığı haberlerini okusak da “Bu kaçakçılığın kaynağı neresidir? Bu sigaralar nereden satın alınıyor?” sorularını sorup araştırma yapacak bir tek savcımız çıkmaz.
Destek Yayınları Tel: (0212) 252 22 42
*
Destan yazanlar
Türk milletinin varlık mücadelesinin dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı’na ait sözlü edebiyatımızda yer etmiş, toplumsal hafızamızda derin izler bırakmış olan 284 hikaye tek kitapta toplandı. “Çanakkale Sırları” adıyla yayımlanan kitapta, savaşın oluş şekli, düşmanla mücadele, Türk askerinin insanüstü gayreti, Türk ordusunun sayıca ve teknolojik olarak kendisinden çok çok üstün olan düşman ordusunu yenmesi ve yaşanan olağanüstü olaylarla ilgili anlatıları “efsane”, “menkıbe”, “memorat” ve “anekdot” olmak üzere dört ayrı içerikte ele alınıyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Arslan tarafından hazırlanan bu çalışmada, rengi kara olduğu için değil gözünü budaktan sakınmadığı için kara denilen Fatma Ana’yı, yağmurdan ıslanmaması için bebeğinin battaniyesini mühimmatın üstüne örten Halime kadını, savaştan üç yüz yıl önce yaşadığı söylenen Derviş İbrahim’i ve nice yiğitlerle alakalı hikayeler yer alıyor.
İBB Kültür A.Ş. “Çanakkale Sırları” kitabıyla, bir yandan Milli Mücadelemizde canlarını seve seve feda eden, bu toprakları bizlere vatan olarak bırakan tüm şehit ve gazilerimizi anarken bir yandan da sözlü edebiyatımızın bu eşsiz anlatıları ile geçmişin bilgisinin genç nesillere aktarılmasını amaçlıyor.
Kitap, “Allah’ın Mehmetçiğe Yardımı İle İlgili Anlatılanlar”, “Tabiat Unsurlarının Olağanüstülükleriyle İlgili Anlatılanlar”, “Paygamberimizin ve Ashab-ı Kiramın Görülmesi ve Yardımlarıyla İlgili Anlatılanlar”, “Hızır Aleyhisselam’ın Mehmetçiğe Yardımıyla İlgili Anlatılanlar”, “Evliyaların Mehmetçiğe Yardımıyla İlgili Anlatılanlar”, “Türk Milletinin Olağanüstü Hasletleri ile İlgili Anlatılanlar”, “Mehmetçiğin Olağanüstü Hasletleri İle İlgili Anlatılanlar”, “Çanakkale Savaşı Şehitleri İle İlgili Anlatılanlar” ve Diğer Olağanüstü Hadiselerle İlgili Anlatılanlar” olmak üzere 9 ayrı bölümden 284 anlatıdan oluşuyor.
İBB Kültür A.Ş. Yayınları Tel: (0212) 467 07 76
*
Enver Gökçe ve Hayyam
Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Berfin Bahar’ın mart sayısında Mehmet Ergün’ün kaleme aldığı “Enver Gökçe’nin düzyazıları ve yayımlanmamış bir düzyazısı” başlıklı incelemesi dikkat çekiyor. Dergide yer verilen diğer yazarlardan bazıları ve yazıları şunlar: * Enver Gökçe / Hayyam Üzerine * Veysel Boğatepe / Neruda’nın Nâzım yoldaşlığı * Yılmaz Çongar / Vatan Şairi ve özgürlük sembolu Namık Kemal * Dinçer Kaya / Gogol’un Paltosu * Kaan Turhan / Edebiyat piyasası çözümlemesinde Cemal Süreya
Berfin Bahar Tel:(0212) 513 79 00
*
Tanpınar’dan 70 yıl sonra
Ahmet Hamdi Tanpınar hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri yeniden ziyaret ederek Türk edebiyatının unutulmaz denemelerini kaleme almıştı. Yaklaşık yetmiş yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan gelen Alberto Manguel ise Tanpınar’ın yazınsal kılavuzluğunda aynı şehirlere giderek izlenimlerini, gözlemlerini, benzersiz birikimi ve deneyimleriyle harmanlayarak kitabında aktarıyor. Sevin Okyay ile Kutlukhan Kutlu’nun çevirdiği Alberto Manguel’in “Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir” kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı:
Hemen hemen yüz yıl sonra, Buenos Aires’te doğan ve büyükbabam gibi doğum yerini terk ederek seyahat eden ben, İstanbul’a ilk kez on altı yaşımdaki oğlumla, büyükbabamın hayal gücünü böylesine esir almış şehri keşfetmek için geldim ...
Pera Palas otelinin balkonundaki ilk akşamımızda büyükbabamın ufukta bir yangın var sanmasına yol açan aynı günbatımı, onun torunu ve büyük torunu için aynı ihtişamla yanıyordu. Belki de böyle anılar bir kuşaktan diğerine bilinçsizce geçirilebiliyordur, benimle oğlumun balkondan gördüğü de, yıllar önce büyükbabamın gözlerinin önünde meydana gelen şeydi ve biz de şimdi onun yerine hatırlıyorduk.
Yapı Kredi Yayınları Tel: (0212) 252 47 00
*
Kerkük’te zor ölüm
Burak Kılıçaslan’ın Genel Yayın Yönetmenliği’nde yayın hayatına başlayan Ülküm Eğitim Kültür Yayınları’nın ilk kitabı “Kemik Çiftliği” okurlarla buluştu. Kerkük Türk’ü Celâl F. Polat’ın kaleme aldığı “Kemik Çiftliği” Kerkük şehrinin Musalla bölgesinden seçilen canlı ve sıcak kanlı karakterler yoluyla bu şehrin yazılmayan tarihini, akıcı bir dille okura aktarıyor: Korkulu rüyalara kapılırsın, gözünü açar açmaz ölüm meleğini, başucunda oturmuş bulursun. O zaman direnmeden ölüme teslim olmaktan gayrı hiç bir çaren kalmaz.
Ülküm Yayınları Tel:(0224) 225 53 35