Bir hekim ve bilim insanı olan Dr. Arthur Bank, son yarım yüzyılı kapsayan yaşantısını anlattığı “En İyi İlacı Ararken” kitabında okurları tıbbın ve hekimliğin birçok uğrak noktasına götürüyor.
Hematoloji ve modern tıbbın olduğu durumu akıcı bir üslupla okurlarına ilk elden ileten Dr. Bank, kanser hastası olarak geçirdiği yıllardan başlatıyor kitabını. Daha sonra tarihte geriye giderek, büyüme dönemindeki eğitimine ve yaşantısına, olgunluk döneminde kırk yılı aşkın bir süre çalıştığı Columbia-Presbyterian Tıp Fakültesi’nde iyi bir hekim olmak ve doktorluk mesleğini gereği gibi yapmak için sarf ettiği çabalara ve son olarak doktorluk mesleğinin günümüzdeki durumuna değinerek kitabını noktalıyor.
Dr. Arthur Bank, kırk yıldan uzun bir süre bilim insanı, klinik hekimi ve profesör olarak Columbia Üniversitesi ve Presbyterian Hastanesi’nde görev yapmış ve Columbia-Presbyterian Tıp Fakültesi’nde Hematoloji Bölüm Başkanlığını üstlenmiştir. Hematoloji araştırmaları konusunda uluslararası alanda önde gelen uzmanlardan biri olan Dr. Bank’in, insan globülini gen düzenlemesi ve insanlarda gen terapisi üzerine pek çok yayını vardır. Dr. Bank, halen Columbia Üniversitesi’nde Genetik ve Gelişim alanlarında Emeretus Profesör olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Dr. Arthur Bank, sağlık gibi herkesi ilgilendirebilecek bir konuda karşılaştıklarını ve verdiği mücadeleyi kaleme aldığı kitabıyla ilgili şu bilgileri veriyor:
Daha yaşamımın bu erken döneminde bile, eğer gelecek yaşantımın tahammül edilebilir bir çizgide olmasını istiyorsam kendime olabildiğince kısa bir sürede yeni bir hayat kurmam gerektiğinin bilincindeydim. Savaş sonrası Amerika’da, bir genç olarak bunu başardım. Birinci sınıf bir eğitim alabildim, âşık oldum, evlendim, çocuk sahibi oldum ve zamanla başarılı bir bilim insanı ve doktor oldum. Ama bütün bunlar olurken bir de ilerlemiş kanser teşhisi kondu. Bu kitap, yetmiş yıl boyunca öğrenci, doktor ve hasta olarak yaşadıklarımla ilgilidir. Daha geniş olarak bu kitap, aynı süre içinde Amerika’da tıp eğitimi, tıp uygulaması ve hasta bakımıyla ilgili yaşananların bir öyküsüdür. Ben, bunların her üçünün de en iyilerini yaşamış ve bunlardan yarar görmüş birinin mutluluğu içinde yazıyorum. Bütün bu olayların aktif bir katılımcısı olarak geçen zaman içinde gerçekleşmiş bulunan dramatik değişimlerin de bir tanığı konumundayım. Kitabın 4 bölümü vardır: Bölüm Bir, benim kanser hastalığı deneyimimi anlatır. Bölüm İki, benim tıp eğitimi ve asistanlık dönemlerimle ilgilidir. Bölüm Üç, tıp uygulamasıyla ilgili süreçler ve doktorların eğitilmesiyle ilgili konulardaki görüşlerimle birlikte benim hematolog olma ve bir hematolog olarak çalışmalarım aşamasındaki deneyimlerimi anlatır. Bölüm Dört ise günümüz dünyasında hasta olmak ve doktorluk yapmak ile ilgili sorunlara değinmekle birlikte Amerikan tıbbında süregelen krize yönelik olası çözümlere yer vermektedir.
*
Güzel Konuş
Yıllardır çeşitli dernek, vakıf ve üniversitelerde diksiyon dersleri veren Galip Çakır, bu konudaki tecrübe ve birikimlerini, “Türkçeyi Doğru ve Güzel Konuşma Kılavuzu” adıyla kitaplaştırdı. Kitap, girişten sonra üç bölümden oluşmakta. Eserin birinci bölümü “Konuşma Eğitimi İçin Gerekli Bilgiler”e ayrılmış. Yazar, bu bölümde konuşma, şîve, ağız, yazı dili ve kültür dili konusunda okuyucularına temel bilgiler veriyor. İkinci bölümde söyleyiş, vurgu, söz noktalaması, tonlama, söz akımı, yorum gibi “Konuşmanın Unsurları” ele alınıyor. Üçüncü bölüm “Konuşma Çalışmaları”na tahsis edilmiş. Bu bölümde konuşma türleri ile ilgili verilen bilgiler oldukça ayrıntılı ve faydalı. Kitabın “Ekler” bölümü uygulama ve araştırma bakımından son derece yararlı. Ayrıca eserin sonuna bir de konu ile ilgili terim sözlüğü eklenmiş. Türkçe hakkındaki araştırma ve çalışmalarıyla tanınan Galip Çakır, bu eseri hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
Doğru ve güzel bir konuşma, ancak düzenli bir eğitim sonunda kazanılır. Peki bu nasıl olacaktır? Bu küçük eser, ana dilimiz Türkçeyi doğru ve güzel konuşma eğitiminde gerekli olan bilgileri derlemek maksadıyla hazırlanmış olup, hitâbet öğreten bir kaynak veya tiyatro çalışmalarında kullanılacak bir diksiyon kitabı değildir. Bu kitap bir imlâ kılavuzu da değildir. Konuşma diliyle ilgili bir kılavuzdur. Bu sebeple kelimeleri doğru söyletmek ve okutmak için bütün imkânların kullanılmasına çalışılmıştır. Esâsen kitabın yazılmasındaki ana gayemiz, çocuklarımızda ve gençlerimizde millî dil, târih ve kültür şuuru uyandırarak onlara Türkçe sevgisi aşılamak, Türk edebiyâtını sevdirmek ve onların, meslek hayatlarında anlaşılabilir konuşmalar yapabilen, iyi birer konuşmacı olarak yetişmelerine yardımcı olmaktır. Bu kitabın belirtilmesi gereken önemli özelliklerinden biri, açıklamalar yapılırken diksiyon kurallarını Türkçenin gramer zeminine oturtmak hususunda gereken hassasiyeti göstermek olmuştur.
Kubbealtı Neşriyat Tel:(0212) 516 23 56
*
Uzayın hilkat garibeleri
Bilim kurgu romanlarının usta kalemi Peter Watts yeni kitabı, “Kör Bakış” ta uzaylılarla ilk karşılaşmanın öyküsünü korkutucu ve orijinal bir yaklaşımla ele alıyor: Kör Bakış hastaları, görsel kortekslerindeki lezyonlar nedeniyle kör oldukları halde görsel uyarılara bilinçsiz olarak yanıt verir. Bir cismi görmedikleri halde, tereddüt etmeden uzanıp alabilirler. Uzaydan gelen altmış beş bin cismin atmosfere girip yanmasından bu yana iki ay geçti. Bilinmeyen yaratıklarca yapılan bu gösteriden sonra dünya nefesini tutup bekledi. Sonra Neptün’ün ötesindeki bir uydu, güneş sisteminin sınırından gelen bir fısıltı duydu. Orada her ne varsa uzaktaki bir yıldızla ya da daha yakındaki başka bir şeyle konuşuyordu. Peki, uzaylılar sizinle karşılaşmak istemiyorsa, onlara kimleri gönderirdiniz? Beynindeki duygu işleme merkezleri ameliyatla birbirinden ayrılmış, çok kişilikli bir dilbilimci, X ışınlarını görebilecek kadar makinelerle kaynaşmış, ama kendine yabancılaşmış bir biyolog, Kendisine ihtiyaç duyulmayacağına ilişkin zayıf bir umudu olan barış yanlısı bir savaşçı, Onlara kumanda etmesi için genetik bilimini kullanarak mezardan çıkardığınız vampir adı verilen soyu tükenmiş insansı bir yırtıcı, Ve son olarak da Dünyayla bağlantıyı sağlasın diye bir sentezci; yarım akıllı bir topolojist. Bu hilkat garibelerini Güneş sisteminin sınırına yollar ve onlara Dünyanın kaderini teslim edersiniz. Belki de size, bulmak için gönderdiklerinizden daha yabancı olduklarını hissederek...
Gürer Yayıncılık Tel:(0212) 224 16 33
*
Farklı bir Yunus
Roman türü kitaplardaki uzun süren sessizliğini yeni kitabı “Sükût” ile bozan Bilal Civelek şu bilgiyi veriyor: “Sükût romanının yazımı yaklaşık bir yıl sürdü. Bugüne kadar yazılanlara göre çok değişik bir Yunus Emre romanı. Kitapta sıra dışı bir Yunus karakteri var. Ayrıca, aynı dönemlerde yaşayan Hacı Bektaş-ı Veli, Hz. Mevlana ve Şems’in üçlemesiyle ‘Elif-Lam-Mim’in anlamına doğru bir yolculuk yaparak kendini arayan bir Yunus karakteri oluştu. Kitabın hazırlarken o dönemin ruhunu koklanarak yazıldı.
Yediveren Yayınları Tel:(0212) 506 13 84
*
Bir döneme mercek altı
Kenan Özkan, “Mondros Mütarekesi’nden Lozan Barış Konferansı’na Milli Mücadele Dönemi Türkiye-ABD İlişkileri (1918-1923)” adlı çalışmasında iki ülkenin söz konusu dönemdeki ilişkilerini sadece İstanbul ya da Ankara bakış açısıyla değil ikisini birlikte ele alarak incelemiştir. Kenan Özkan, başta arşiv belgeleri olmak üzere dönemin gazetelerinden büyük ölçüde yararlanmıştır. Basın taraması yaparken İstanbul, Anadolu basını diye de bir ayırım yapmamış, konunun aydınlatılmasına yönelik gazeteleri de taramıştır.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50