Araştırmacı yazar İbrahim Okur “Altın / Dünya Tarihine Farklı Bir Pencere” adlı yeni kitabında altın gümüş ve diğer kıymetli madenlerin izini sürerek 5000 yıllık dönemi kapsayan bir tarihin omurgasını ortaya koymaya çalışıyor.
Merkezinde altın, gümüş ve diğer kıymetli madenlerin yer aldığı, ekonomi ağırlıklı bir dünya tarihi mahiyetindeki bu çalışması ile İbrahim Okur tarihe farklı bir cepheden bakmanın adımlarını atıyor. Mısır’da, Kudüs’te, Asur’da, Ninova’da, Babil’de, Persepolis’te, Atina’da, Kartaca’da, pagan tapınaklarında muhafaza edilen hazinelerinin nasıl el değiştirdiği, bu emel doğrultusunda yapılan katliamlar, eski çağlarda ticaretin nasıl ortaya çıktığı ve günümüze doğru nasıl bir seyir izlediği kitapta öne çıkan konular arasında yer alıyor..
Sudan platosundan Sumer ovasına, Ötüken’den Doğu Anadolu’da Urartu’ya, Orta Anadolu’da Tabal’dan Alplerin eteğindeki Etrüsklere, Sarı Irmak vadisinden Elâm ovasına, Nil’den Gana’ya, Gine’ye kadar olan coğrafyada, doğusuyla batısıyla Afrika’da, kuzeyiyle güneyiyle Amerika’da, deniziyle karasıyla Hindistan etrafında tarih boyunca cereyan eden olayların kıymetli madenlerin peşinde koşan insanlar tarafından nasıl tetiklendiğini ayrıntılarıyla inceliyor.
Kitapta Türk kültür tarihi de ağırlıklı olarak yer alıyor. Avrasya’nın her tarafında karşımıza çıkan kurganların, tümülüslerin ve piramitlerin ne ifade ettiği, nasıl bir dini inancın etkisiyle bilinen biçimiyle inşa edildikleri de inceleniyor. Bunun yanında, kurganlarda yapılan kazılarda çıkarılan ve günümüz teknolojilerine taş çıkartan muazzam sanat eserleri kitabın sonundaki renkli sayfalarda okurun incelemesine sunuluyor.
Greklerin nasıl olup da tarih sahnesine çıkabildiği, İspanyolların Güney Amerika’dan taşıdığı gümüşün Avrasya’da ne gibi sonuçlar doğurduğu, Portekizlilerin Hint denizlerindeki egemenliğinin nasıl sona erdiği, yerini kimlerin nasıl doldurduğu, Yahudilerin tarih sahnesine nasıl çıkabildiği, Arapların tarih sahnesine çıkış biçimi, Kızıldeniz’in tarihin bilinen biçimiyle oluşumu üzerindeki etkisi, Emevi ve Abbasi fetihlerinin altın ve gümüş madenlerine ulaşma çabasıyla yakın ilgisi, Osmanlıların gerilemesinin ekonomiye dayalı nedenleri, Osmanlı devletinin kronik dış ticaret açığı sorununun sonuçları kitapta ayrı ayrı bölümler halinde kapsamlı olarak inceleniyor. Bunların yanında, ABD’nin nasıl kurulabildiği, bugünkü biçimini nasıl aldığını, küresel egemenliğe nasıl yükseldiği de mercek altına alınıyor. Son tahlilinde, dünya ekonomisinin nasıl bir seyir izlemekte olduğunu ve dünyanın gelecekte alabileceği biçimlere dair bazı işaretler de kitapta enine boyuna analiz ediliyor. Bilhassa ABD ve Çin ilişkisini ele alan son bölümü, geleceğe ışık tutması bakımından mutlaka okunmalı. (Kapsamlı bilgi için: www.ibrahimokur.com)
Okursoy Yayınları Tel: (0532 584 54 04)
*
Efelerin değişimi
Tarihin derinliklerinden kopup gelen bir çığlıktır Birgili Cennetoğlu. Onu incelerken efelerin beş yüz yılık kanlı tarihi içinde Tahtacı, Türkmen analarının acılı ağıtlarını da duyumsarsınız. Türkülerde yaşar efelerin feryatları.
Bir Afrika atasözü şöyle der: “Aslanlar kendi hikâyelerini yazmadığı sürece, avcıların hikâyelerini dinlemek zorunda kalır.” Efelerin tarihini de efe soylular yazmadıkça gerçekler ortaya çıkmayacaktır.
Anadolu insanının tarihi aynı zamanda Efelerin de tarihidir. Yapılan yeni kazılar ve yazıtlarla Anadolu’nun uygarlık geçmişi biraz daha aydınlanıyor. Arkeolojik kazılar, yüzey araştırmaları bu aydınlanmaya önemli katkılar sağlıyor. Bilimsel yayınlarla daha da aydınlanıyor ufkumuz.
İnsanoğlunun var oluşuyla birlikte başlayan inançlar ve söylenceler, daha sonraki dinsel yapılandırmaları etkilemiş ve yönlendirmiştir. Bu etkileşimlerden ardıl inançlar ve dinler doğmuştur. Hiçbir şey gökten zembille inmemiştir. Kimi düşünürler, Aleviliğin kökenini Luvilere bağlamaktadır. Luviler Anadolu’nun ilk ışık insanları olarak tarihte yerlerini almışlardır. Başkentleri Apassa, bugünkü Selçuk’tur. Ege insanının genlerinde onların da kanı dolaşmaktadır.
Börklüce Mustafa isyanıyla başlayan efelerin tarihi binlerce yıllık Ege birikiminin de bir yansımasıdır. Abdallar ve efeler 15. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin imparatorluğa dönüşme sürecinde Sünni İslam’ın egemenliği ile birlikte düzen dışı sayıldılar. Onlar da Osmanlı’ya karşı, halkın sözcüsü ve birçok ayaklanmanın öncüsü oldular.
Etem Oruç’un kaleme aldığı “Birgili Cennetoğlu” nu okurken, Bâtıni, Tahtacı Yörüklerinin baskı ve zulümle beş yüz yıllık bir süreçte nasıl Sünnileştirildiğini de göreceksiniz. Haksızlığa ve zulme karşı onurlu bir dik duruş sergileyen; kimliğine, kişiliğine, kültürüne sahip çıkan, inançları uğruna başları kesilen, kazığa oturtulan bu insanları tanıdıkça içinizde derin bir sızı duyacaksınız.
Berfin Yayınları Tel: (0212) 513 79 00
**
Güzel yazıların geçit resmi
Türk kültürünün o engin semasında adeta tek başına bir yıldız gibi parlayan Cevat Rüştü’nün daha önce Türk Çiçek Kültürü Üzerine Cevat Rüştü’den Bir Güldeste kitabı okuyucuyla buluşmuş, ancak ziraat kültürü ile ilgili yazıları ayrı bir cilt olarak basılmak üzere dışarıda bırakılmıştı. Bu durum dikkate alınarak, yazarın ziraat kültürüyle ilgili kucaklar dolusu yazılarından birkaçı daha ilave edilerek Prof. Dr. Nâzım Hikmet Polat’ın titiz çalışmasıyla “Türklerde Ziraat Kültürü” adlı kitap ortaya çıkarıldı. Cevat Rüştü’nün yazdıkları arasında ancak botanikçilerin ilgileneceği hususlar var; ancak ziraatçıların zihninde yer alabilecek bilgiler de var. Bazı yazıları, klasik edebiyatımız üzerinde ihtisas gerektirecek derecede bir gayretin bereketli ve tadına doyulmaz meyveleri... Çevre mühendisliğinden yazma kitap merakına, siyasetten bilim tarihine varıncaya kadar, daha pek çok konu Cevat Rüştü’nün kaleminden nasiplenmiştir. Öyle ise bütün bu yazıların okuyucu kitlesi, homojen değildir olamaz. Ancak, bu okuyucu kitlesinin ortak bir özelliğinden rahatlıkla bahsedebiliriz: Kültür seviyesi itibarıyla vasatın (ortalamanın) üstünde olmak. Diğer bir özellik tabiî ki ziraat kültürü ve zevkinin yönlendirdiği araştırıcı ruh...
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
**
Toplumsal bir masal
Kadın standart evlilik yaşını geçirmiş ve hala evlenememiş ise lakabı evde kalmıştır. Toplum bu durumların farkına vardı mı, acımasızca, hemen bir kova patlamış mısırı ile gazozunu yanına alır ve yıllarca eğlenerek takip ettiği bir dizi film gibi her detayını öğrenmek ister. Berna Cengiz’in kaleme aldığı, “Evde Kalmış Modern Sindirellalar” kitabında bir kadının hayatını nasıl evde kalmışlık mertebesine ulaştırdığı aşamaları öğreneceksiniz. Biraz kral çıplak havasında, gerçekleri evirip çevirmeden ama eğlenerek...
Post Yayın Tel:(0212) 512 70 20
*
Hayat ve öğrenmek
Pedagog Dr. Adem Güneş, “Edinerek Öğrenme” kitabında; eğitimcilere, anne babalara, çocukla çatışmadan, kaliteli bir eğitimin nasıl olacağını pedagojik temelleri ile anlatıyor: Çocuklar okulda öğrendiklerini güncel hayatta kullanmakta neden zorluk çekerler? Derste öğrenilen bir bilgi neden unutulmaya yüz tutar? Eğitimde nerede hata yapılıyor ki, yıllarca okula giden çocuk yine de sınavda başarısız oluyor? Baskı kurmadan, zorlamadan, ceza vermeden eğitim olabilir mi? Eğitimde temel sorun nerede?
Işık Yayınları Tel:(0216) 522 11 44