Lozan'a saldıran tarih cahillerine cevaplar
Araştırmacı Özgür Erdem "Lozan Yalanları ve Gerçekler" kitabıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tüm dünyaya kabul ettiren tarihi anlaşmaya yönelik saldırılara belgelerle cevap veriyor. Türk milletinin son 300 yılda kazandığı en büyük diplomatik başarı olan Lozan Antlaşması'nı hedef alan saldırıların arttığına dikkat çeken Özgür Erdem, "Yaklaşık 100 yıl önce imzalanmış, hakkında tüm dünyada yüzlerce kitap yazılmış, binlerce kitapta konu edilmiş, on binlerce makalede incelenmiş Lozan Antlaşması gibi tarihi bir olayı kafanıza göre çarpıtamazsınız" diyor. Kitabı akademik bir tarih çalışması hedefiyle değil, bir siyasi mücadelenin ihtiyacı olarak kaleme aldığının altını çizen Özgür Erdem, Lozan konusunda öne çıkan 23 yalanı ve gerçekleri şöyle sıralıyor:
Yalan 1: Lozan'da 3 milyon km2 toprağımız 780 bine indi.
Gerçek: Sevr'de 480 bin km2'ye inmiş toprağımızı 736 bine çıkardık
Yalan 2: Vahdettin direndi Sevr'i onaylamadı.
Gerçek: Vahdettin yönetimindeki Saltanat Şurası Sevr'in imzalanmasına karar verdi
Yalan 3: Sevr bir "proje"dir, Lozan'la karşılaştırmak yanlıştır.
Gerçek: Sevr "proje" değil, fiilen uygulanmış bir "ölüm fermanı"dır
Yalan 4: Lozan'ı Sevr ile değil Misakı Milli ile karşılaştırmak gerekir.
Gerçek: Misakı Milli bir "niyetler beyannamesi" Sevr ise Osmanlı'nın imzaladığı ve işgallerle fiilen uygulanmış bir gerçeklikti
Yalan 5: Lozan'ı bir zafer olarak yutturuyorlar, hezimettir.
Gerçek: Lozan, Türklerin 200 yıllık bir gerilemenin ardından imzaladığı ilk muzaffer antlaşmaydı
Yalan 6: Lozan'ın bir zafer olduğu Kemalist tarihçilerin uydurmasıdır.
Gerçek: Batılı tarihçiler de Türklerin zaferini teslim ediyor.
Yalan 7: Takrir-i Sükûn yüzünden Türk basını Lozan için "zafer" dedi.
Gerçek: Batı basını Lozan'ı Müttefikler için "hezimet" Türkler için "zafer" olarak değerlendirdi
Yalan 8: Musul'u Lozan'da verdik.
Gerçek: Musul elimizde değildi ki "verelim." Lozan'da bir sonuca bağlanamadı, ertelendi
Yalan 9: Kıbrıs'ı Lozan'da verdik.
Gerçek: Kıbrıs II. Abdülhamid döneminde 1878'de İngilizlere verildi
Yalan 10: Mısır'ı Lozan'da verdik.
Gerçek: Mısır 1882'de İngilizler tarafından işgal edildi,1922'de bağımsızlığını ilan etti
Yalan 11: Meis adası Sevr'de bile bizimdi Lozan'da verdik.
Gerçek: Meis adası Sevr'de İtalyanlara bırakılmıştı
Yalan 12: Oniki Ada'yı Lozan'da yitirdik.
Gerçek: Oniki Ada 1911 'de İtalyanlar tarafından işgal edilmişti
Yalan 13: Batı Trakya, Halep, Batum, Hatay Lozan'da kaybedildi.
Gerçek: Bu bölgelerin hiçbiri Lozan'da Türk egemenliğinde değildi
Yalan 14: Lozan'da gizli bir madde var, süresi 100 yıllık, 2023'te bitiyor.
Gerçek: Sekiz ülkenin imzaladığı bir antlaşmanın gizli bir süresi olsa bugüne kadar ortaya çıkardı
Yalan 15: İngiltere'yle imzalanan gizli 24 maddelik bir protokol var.
Gerçek: İngiliz gizli belgelerinde bu protokolün iması bile yok 209
Yalan 16: Lozan Antlaşması'nın tam metni Türkiye'nin elinde yok, yıllarca halktan saklandı.
Gerçek: Antlaşmanın aslı Fransa'da saklı, onaylı kopyası Türkiye'de var, 1923'ten beri de defalarca basıldı
Yalan 17: İnönü "Lozan'da her şeyi kabul ettim, Müttefikler ne istedilerse verdim" dedi.
Gerçek: Görüşmeler kesilince yabancı basına kamuoyu oluşturmak için verilmiş bir demeçti.
Yalan 18: İngilizler Lozan'da ne istedilerse elde ettiler.
Gerçek: İngilizler istediklerinin çoğunu alamadı
Yalan 19: Görüşmeler kesilince İngilizlerle gizli bir antlaşma yapıldığı için Lozan Konferansı'nın 2. kısmı daha kısa sürdü.
Gerçek: Lozan görüşmelerinin 1. kısmı 76, 2. kısmı 97 gün sürmüştür.
Yalan 20: İngiltere Lozan'ı ancak 1924'te Hilafet kaldırılınca onayladı.
Gerçek: Hilafet konusu Lozan'da hiçbir zaman tartışma konusu olmadı
Yalan 21: Lozan İslam dünyasıyla bağlarımızı kopardı.
Gerçek: İslam dünyası Lozan'dan sonra kutlama telgrafları çekti
Yalan 22: Lozan büyük bir ekonomik yıkım getirdi.
Gerçek: Lozan bir ekonomik zaferdir. Osmanlı borçlarını azalttık, yabancılardan vergi alabilmeye başladık. Kapitülasyonlar kaldırıldı
Yalan 23: Yunanlardan tazminat alınamadı, işgal sırasında yaptıklarının hesabı sorulamadı.
Gerçek: Tazminat olarak Karaağaç alındı, ayrıca Birinci Dünya Savaşı için tazminat ödemekten kurtulduk
İleri Yayınları Tel:(0212) 481 92 57
***
HAFTANIN KİTABI:
Doğru teşhis koymak için
Araştırmacı yazar İrfan Sönmez'in kaleme aldığı "Kürt Sorunu Mu? Devletleşme Sorunu Mu?" kitabını okuyanların sadece Kürt meselesinin gerçek mahiyetini anlamakla kalmayıp, dünyadaki diğer etnik çatışmalarla ilgili de bilgi sahibi olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Özkan şu değerlendirmeyi yapıyor:
Kürt meselesi, Cumhuriyet döneminde karşı karşıya kaldığımız en önemli sorun. Bugün, Kürt meselesi ile ilgili geniş bir literatürün oluştuğu malumdur. Bu çalışmaların çoğu kaynak veya arşiv taraması ile sınırlı kalmış, alandaki gerçekliği yansıtamamıştır. İrfan Sönmez, bölgede yaşamakta ve Kürtçe bilmektedir. Birebir tanık olduğu olaylardan yaptığı aktarımlar hem kitaba zenginlik katmış hem de sahanın nabzını yansıttığı için, anlatımlarının değerini artırmıştır. Yazar neyi savunmuşsa onu örnekler ve mukayeseler yoluyla somutlaştırarak gerekçelendirmiş, kendinden önceki çalışmaları tekrarlama hatasına düşmemiştir. Kürt meselesi ile, Quebec, Bask ve Katalonya ile ilgili yaptığı karşılaştırmalar ufuk açıcıdır.
Bilgeoğuz Yayınları
Tel:(0212) 527 33 66
***
Dünya devi ve doğuşu
Gazeteci-Yazar İbrahim Karahan, dünyanın en uzun süreli devleti olarak tarihteki yerini alan büyük Osmanlı Devleti'nin doğuşu sürecini "Çınar'ın Doğuşu" adıyla kitaplaştırdı. Eserin önsözü ise Sultan 2. Abdülhamid'in torunu Kayıhan Osmanoğlu tarafından kaleme alındı. Özellikle son yıllarda filmlere ve dizilere de konu olan Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ve Fetret Devri'ne uzanan hüzün yüklü süreci derinlemesine anlatan eserde, zengin kaynaklardaki bilgiler ve yeni araştırmalar önemli yer tutuyor. İbrahim Karahan'ın uzun soluklu çalışması olan "Çınar'ın Doğuşu", Osmanlı Devleti'nin bir 'boy' iken nasıl koca bir dünya devi haline geldiğini sürükleyici bir anlatımla ortaya koyuyor.
Parola Yayınları Tel:(0212) 483 47 96
***
KÜTÜPHANEMDEN:
Her eve lazım bir kitap daha...
Yine bir atasözleri sözlüğünden bahsetmek istiyorum bugün sizlere. Daha önce de belirtiğim gibi atasözlerini her zaman önemsemişimdir. Çünkü bu yaşıma kadar (Bu arada dünyada yarım asırı geçmiş olduğumu da söylemiş olayım) hiç yanlış bir atasözüne rastlamadım. Atalar ne söylemişlerse doğru söylemişler. Elimde 1987'de yapılmış üçüncü baskısı bulunan 'Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü', Emin Özdemir tarafından titizlikle hazırlanmış. Remzi Kitabevi'nin yayımladığı sözlükte, yazı ve konuşma dilimizde yaygın olarak kullanılan atasözleri seçilmiş, alfabetik düzen içinde biraraya getirilmiş. Her sözün içerdiği anlam, yalın ve özlü biçimde açıklanmış. Bu yönden sözlükteki atasözlerini ve açıklamalarını okurken, halkımızın yüzyıllar boyunca geliştirdiği ortak inanç, kanı ve değer yargılarını tanıma imkanı bulabilirsiniz.
Emin Özdemir böyle bir sözlük hazırlamaya niçin ihtiyaç duyduğunu kitabının önsözünde şöyle ifade ediyor:
"Atasözlerimiz,yüzyılların ötesinden süzülüp gelen ulusal dil değerleridir. Atalarımızın,hayatın akışı içinde karşılaştıkları değişik durumlar ve olaylarla ilgili gözlemlerinden, deneyimlerinden doğmuştur. Bu niteliğinden ötürü, atasözlerinin doğruluğuna, gerçekleri yansıttığına inanırız. bir olay, bir durum için görüşbelirtir, düşünce öne sürerken onların tanıklıklarına başvururuz. İnandırıcılık güçlerinden, insan üzerindeki etkisinden sözlü ve yazılı anlatımda yararlanmak ister, böyle bir gereksinim duyarız. 'Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü' bu gereksinimi karşılamak amacıyla hazırlanmıştır."
(Ahmet Yabuloğlu)