Anadolu topraklarına kirli tezgahlar yeni kurulmadı
Türk milletinin karakter ve seciyesi, beslendiği kaynaklar itibariyle (coğrafya, inanç, tarih) diğer millet ve toplumlardan farklıdır. Bu farklılık, “Haç-Hilâl” çekişmesinde Hilâlin bayraktarı olmasına, medeniyet yarışında Asya kültürünü temsil etmesine yol açmıştır. Bu durum Onu özel kılar. Bu sebeple Batıdan Doğuya yönelen her tehdit ve tehlike, Türk milletine karşı yapılmıştır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Batı ülkelerinin Türkler için yıllarca yaptığı projeler meyvelerini vermeye başlamış gibiydi. Millî Mücadele gerçekleştirilmeseydi veya başarılı olmasaydı, gerçekten Batı projeleri hayata geçirilmiş olacaktı. Millî Mücadelenin başarılı olması bu projelerin sonuçsuz kalmasına sebep oldu. Millî Mücadelenin başarılı olacağını gören İtilaf Devletleri yeni yöntemlere başvurarak, yıllarca birlikte yaşamış insanları birbirine hasım göstermeye çalıştılar. Eserinin, söz konusu planın yalnızca küçük bir kesitini oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Taş şudeğerlendirmeyi yapıyor: 1919 yılı, bir sonun ve bir başlangıcın yol ayrımıdır. Bir milletin varlığının devamı veya yok oluşudur. Bu dönemde önce senaryonun parçalama perdesi sahnelenmiştir. Oyunun finalinde, tarih bizi yanıltmıyor ise yok olma vardır. Eserde, senaryonun birinci perdesindeki olaylar ele alınmıştır. Doğu ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin etnik yapısı, bu bölgeye göz dikmiş olan devletlerin işini kolaylaştırmaktaydı. Bölge halkını kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışan devletler, açık ve gizli olarak bu bölgede, misyonerlik faaliyetlerinin yanı sıra, eğitim, halka yardım etme, önce insanları mazlum duruma düşürüp daha sonra bu mazlumları savunma adı altında entrikalar çevirmişlerdir. Bu devletlerin bölge insanını birbirine düşürmek için her yolu deneme gayretlerine rağmen halk, Türk Devleti’ne sadakatın ve millî meseleler karşısında nasıl birleşilmesi gerektiğinin örneklerini vermiştir. Bölgede olayların üç boyutlu (Ermeni, Kürt, Nestûrî) olarak yoğunluk kazanması, 1919 yılı süresince devam etmiştir. Bu çalışmamızda, olayların odak noktası olan 1919 yılındaki hadiselere ağırlık verilmiştir. Ele alınan bu konu Başbakanlık Arşivi Belgeleri’ne dayanarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Tarihçi Kitabevi Tel: (0216) 418 68 86
*****
Bilgi çağının sırları
Veri uzmanı Ogan Özdoğan, “Büyük Veri Denizi / Veri Yönetimi Hakkında Her Şey” adlı kitabını şu ifadelerle takdim ediyor: İnsanoğlu eski çağlarda elindeki bilgiyi duvarlara resimler yaparak, yazıtlara kendi alfabelerince yazıp çizerek muhafaza etmeye çalıştı. Analog dönem matbaanın bulunmasıyla hız kazandı. Sonra hayatımıza 0’lar ve 1’ler hükmetmeye başladı. İşte bu dijital dönem, bizi büyük veriye kadar taşıdı. Bugün her birimiz pek çok farklı uyarandan yönetemeyeceğimiz, takip etmeye ömrümüzün yetmeyeceği kadar veri alıyoruz ve kendimiz de bir o kadar veri üretiyoruz. Peki, nedir bu herkesin dilinde dolaşan veri kavramı? Büyük veri gözlerimizin gördüğü her yerdedir. Ürettiğimiz veriler nehir, aktığı deniz ise büyük veridir. Bindiğimiz uçakta, uğradığımız bankada, kullandığımız arabada, genlerimizin araştırılmasında ve hastalıkların tedavisinde, kısaca attığımız her adımda ve atan her nabızda bulunmaktadır. Ömrümüzden geçen her saniye veri üretilmektedir. Bu kadar yoğun veriye nasıl hükmedebilir ve kendimiz için anlamlı bilgileri nasıl elde edebiliriz? Hayatımıza böylesine etki eden büyük veri kavramını öğrenmek mi istiyorsunuz? O zaman bu kitap tam size göre! Yaşamımızın her noktasında ürettiğimiz büyük verinin nasıl analiz edildiğini ve yönetildiğini, örnekleri ve yarınki rolü ile birlikte bulacaksınız. Geleceğinen önemli mesleklerinden veri uzmanlığı nedir ve veri uzmanı kimdir sorularına da yanıt alacaksınız.
Elma Yayınevi Tel: 0312 417 72 73
*****
İbrahim Koyun, yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldığı, “Seher Uykusu” adlı romanıyla Türkiye’de bir döneme ışık tutmaya gayret ediyor. Ülkenin siyasi çalkantılar içine düştüğü bir dönemdi. Bir günde beş-altı kişinin katledildiği sıralardı. Yasadışı örgütler tarafından faili meçhul cinayetler işlenirdi. Bankaları soyan, karakolları ve kahvehaneleri tarayan örgüt üyeleri elini kolunu sallayarak çekip giderdi. Üniversitelerde sağ ve sol öğrenciler her gün birbirine girip çatışırdı. Ülke hızla bir kargaşanın içine sürüklenirken, iktidardaki mevcut hükümet olayları önlemekte yetersiz kalırdı. Halk korku ve panik içinde olaylara seyirci kalmakla yetinirdi. Kasım Karadağ, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuş uçmaz, kervan geçmez bir dağ köyünde doğup büyüdü. İlkokulu Yatılı Bölge Okulu’nda okudu. Ortaokulu ve liseyi, Ergani’ye yerleşen, sekiz çocuklu amcasının iki odalı evinde, gaz lambasının ışığı altında ders çalışarak bitirdi. Ülkenin siyasi çalkantılar içine girdiği o dönemde, Aydın İşletme Fakültesi’nde üniversiteye başladı. Okulu bitirmesine birkaç ay kala, yerleşkenin kalabalık koridorunda öğretim görevlisi ve işletme dersi hocası Şevki Tozkoparan’ın nasırlı ayağına bastı. O yıl Şevki Hoca’nın tek dersinden sınıfta kalınca, yaptığı hatanın ne kadar büyük ve önemli olduğunu anladı. Oysa çocukluğunda bir parça ekmeğini arkadaşlarıyla paylaşırdı. Okul harçlığını biriktirir hafta sonunda Ringo ve Cango western filmlerinden birini seyretmeye giderdi. Çizgi romanları arkadaşlarıyla takas ederek okurdu. Western filmlerinde mertliği, çizgi romanlarda dürüstlüğü, çocukluk arkadaşlarının arasında sevgiyi ve paylaşmayı öğrendi. Şevki Hoca kâbus olup başına çökünce, ülkenin siyasi çalkantılar içine girdiği o dönemde hayatın başka bir yüzüyle karşılaştı.
Kora Yayın Tel:(0212) 513 79 00
*****
Sıradışı gerçekler
Doç. Dr. Sultan Tarlacı, “Schrödinger’in Kedisi Neden Şizofren Oldu? / Kuantum Fiziğinin Değişimi, Felsefe ve Mistizm” kitabında şu soruların cevabını arıyor:
- Schrödinger’in bahtsız kedisinin kaderini kim yazdı?
- Doğayı gözler miyiz yoksa doğa da bizim gözlediğimizi bilir mi?
- Zihin maddeye
etki edebilir mi?
- Dua ve iyi dileklerin başkasının sağlığı üzerinde etkisi olabilir mi?
- Nefret ve beddua mı etkilidir, dua mı?
- Niyetle zihnen kaşıkları bükmek mümkün müdür?
- Birisi zihninizi kontrol ediyor olabilir mi?
Destek Yayınları Tel:(0212) 252 22 42
*****
Şiirsel bir dille özgün anlatım
Sıtkı Silah’ın kaleme aldığı “Eylül Sokak No: 6” roman akışı içinde yer alan bir biyografi. Sina Afra bu kitapta günlük olayların, acıların yol açtığı duygularla cebelleşen bir adamın belgesel projesi olarak sunuluyor. Ve bu adam Sina Afra portresini tanıdığı her insandan dinlediği bilgileri süzerek şiirsel bir dille, özgün bir anlatımla oluşturuyor. 2014 yılında yayınladığı “Büyülü Zamanlar” romanıyla dikkatleri üzerine çeken Sıtkı Silah kitaba farklı bir özellik daha katmış: “Eylül Sokak No: 6”yı tersten de okuyabiliyorsunuz.
Optimist Kitap Tel:(0216) 481 29 17