KİTAP / AHMET YABULOĞLU 08-08-2016

KİTAP / AHMET YABULOĞLU 08-08-2016

Bir devre damga vuran Sultan’ın sürgün günleri

Bir devre damga vuran Sultan’ın sürgün günleri

Araştırmacı yazar Aydın Çakmak, “Sürgünde Bir Hakan / Sultan II. Abdülhamid’in Selanik ve Beylerbeyi Günleri” adlı kitabıyla, yakın tarihimizde önemli bir dönemin bilinmeyenlerini gün ışığına çıkarıyor.

Osmanlı tarihinin en dikkate değer padişahlarından biri olan II. Abdülhamid, tahttan indirilmesinin ardından başkent dışında bir yere sürgün edilen ilk ve tek Osmanlı padişahıdır. Aydın Çakmak’ın kaleme aldığı, “Sürgünde Bir Hakan / II. Abdülhamid’in Selanik ve Beylerbeyi Günleri” adlı çalışma, onun Selanik’te Alâtini Köşkü ve daha sonra İstanbul’da Beylerbeyi Sarayı’nda geçirdiği hükümdarlık sonrası yıllarını ele alıyor. II. Abdülhamid, 1909- 1918 yılları arasındaki yaklaşık dokuz yıllık süre zarfında sürgün ve gözaltında bir hayat geçirmesine rağmen meydana gelen siyasî ve askerî hadiseler ister istemez onun hayatını da etkilemiştir. I. Dünya Savaşı’nın son yılında ve Osmanlı Devleti’nin kesin yenilgisinden birkaç ay önce hayata gözlerini yuman II. Abdülhamid’in sürgün günleri, tarihin en muhataralı dönemlerinden birinin perde arkasında yaşanan olaylarına ışık tutması bakımından büyük bir öneme sahip. Araştırmacı yazar Aydın Çakmak, bu çalışması hakkında şu bilgiyi veriyor: Şehzadeliğinde, amcası Sultan Abdülaziz’in Mısır ve Avrupa seyahatlerine katılması hâricinde İstanbul dışına hiç çıkmamış olan Hakan, 31 Mart Vak’ası’ndan sonra Selânik’e sürgün edilmiş olup burada geçirdiği üç buçuk yılın ardından İstanbul’a nakledilerek Beylerbeyi Sarayı’nda yaşamaya başlamıştır. Söz konusu dönemde, göz hapsinde bir hayat geçiren II. Abdülhamid’in adı etrafında, belki de hükümdarlık yıllarından da fazla olmak üzere, birçok iddia ve rivâyet gündeme gelmiştir. Bu bakımdan elinizdeki çalışma, kendisine atfedilen ulu hakan ve kızıl sultan gibi tanımlamaların mümkün olduğu kadar dışında kalarak, adı geçen hükümdarın sürgün ve gözaltında bulunduğu yılları ele alma ve belirleme gayretinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Üç bölüm halinde hazırlanan çalışmanın birinci bölümünde, II. Meşrûtiyet’in ilanından II. Abdülhamid’in Selânik’e sürgün edilmesine kadar geçen olaylar konu edilmiştir. İkinci bölümde sürgün günleri, mal varlığına el konması ve aleyhine açılan davaların yer aldığı malî ve hukukî husûslar ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, Selânik’ten İstanbul’a geri getirilme süreci, Beylerbeyi Sarayı’ndaki hayatı, vefâtı ve sonrasındaki gelişmeler incelenmiştir. Sonuç ve bibliyografyadan sonra ise, çeşitli belge, karikatür ve fotoğraflardan oluşan ekler bölümü tertip edilmiştir.

Ötüken Neşriyat Tel: (0212) 251 03 50

******

Eski vatanın yeni konumu

Türkiye olmadan Balkan tarihi bilinemeyeceği gibi, Balkanlar olmadan da Türk tarihi bütün yanları ile ortaya konamaz. Prof. Dr. Anıl Çeçen “Türkiye ve Balkanlar” adlı yeni kitabında bu realiteden yola çıkarak bölgenin jeopolitiği hakkında çok önemli tespitlerde bulunuyor. Osmanlı ve Sovyet imparatorlukları sonrasında, dünyanın merkezi bölgelerinden birisi olarak ortaya çıkan Balkanlar’ın yeni konumu, kitabın ilgili bölümlerinde Türkiye açısından irdeleniyor.Tarih ve coğrafya bilimlerinin zorunlu olarak bir araya getirdiği bu iki bölgeyi bir arada ele alarak değerlendiren kitap üç ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Türkiye Balkanlar ilişkisi genel olarak değişik açılardan ele alınarak inceleniyor. Kitabın ikinci bölümünde Balkanbölgesindeki Müslüman ülkeler aynı doğrultuda ele alınarak değerlendiriliyor. Üçüncü bölümde ise, Balkan yarımadasında yer alan Hıristiyan ülkeler ayrı ayrı ele alınarak mercek altına alınıyor. Kitabın sonuç kısmında ise, Yirminci yüzyılda Balkanların en büyük ülkesi olan Yugoslavya’nın dağılışı ele alınarak, Türkiye açısından bu gelişmenin her yönü ile değerlendirilmesi yapılıyor. Küreselleşme sürecinde Türkiye için de yeni bir Yugoslavya tipi dağılmayı öngören emperyalist çizgideki yeni Sevr planları doğrultusunda, Türkiye’nin ve Anadolu topraklarının neden ikinci bir Yugoslavya macerasına sahne olacağı her yönü ile ortaya konulmaya çalışılmakta. Türkiye’nin hiçbir zaman yapay bir devlet olan Yugoslavya gibi dağıtılamayacağı ve dolayısıyla Balkanizasyon sürecinin Anadolu’yahiçbir zaman taşınamayacağı, Anadolu ve Trakya topraklarında bir ulusal kurtuluş savaşı sonucundaki kazanımlar doğrultusunda kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetinin, ulusal, üniter ve merkezi devlet modeli ile yoluna devam edeceği bu kitabın ana tezidir.

Astana Yayınları Tel: (0312) 230 04 85

******

Siyonizmin bitmeyen rüyası

Aylık tarih ve Kültür Dergisi YEDİKITA Ağustos sayısında Filistin meselesini kapak konusu yaptı. Tesirleri günümüze kadar uzanan ve bölge dengeleri üzerinde önemli etkisi bulunan konunun ayrıntılarını tarihçi yazarlar Ömer Faruk Yılmaz ve Ahmet Uçar kaleme aldı: SultanII. Abdülhamid’den Filistin topraklarını isteyen ancak bu emeline kavuşamayan, politik Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in Avrupalılara söylediği, “Biz Batı’nın doğudaki ileri karakolu olacağız, bizi destekleyin” sözü aslında bütün meseleyi izah ediyor. Bu söz, asırlardır Yahudileri bünyesinden atmaya çalışan Batı için bulunmaz bir fırsatın da kapısını aralamıştır. Böylelikle Avrupalılar hem Yahudilerden kurtulmuş olacaklar hem de Müslüman Osmanlı topraklarında, kendilerinin beslediği hakikaten bir ileri karakol elde edeceklerdir.Yahudileri kullanarak Osmanlı üzerinde siyasi baskı kurmak da bir taşla vurulacak üçüncü kuştur. Yahudi asıllı İngiltere başbakanı Benjamin Disraeli’nin, 1851;’de Yahudilerin Filistin’e yerleştirilmesinden bahsetmesiyle zihinlerde yer eden bir hayal, 1880’de İngiliz Yahudilerinin ilk defa II. Abdülhamid’e müracaatlarıyla ete kemiğe bürünmüştü. Fakat onların bu talepleri, “devlet içinde devlet kurulamaz, eğer kurulursa bu, Osmanlı ve İslâm âlemi için ebedî bir leke olacaktır” düşünceleriyle hep reddedilecekti. Sultan Abdülhamid Han’ın ardından I. Dünya Savaşı’na giden süreçte yaşananlar ise umumiyetle Yahudilerin lehine oldu. Kurulan gizli ittifaklar ve ihanetler Filistin’in sonunu getirerek, ilk düşüncelerin üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş de olsa bu topraklarda bir Yahudi devleti kuruldu.

YEDİKITA Dergisi Tel:(0212) 657 88 00

******

Sansürler kaldırıldı

Kültür tarihimize ışık tutan eserlere imza atmayı sürdüren usta gazeteci Rıza Zelyut, “Seçkinler Kitabı / Kitab-ı Ekabir” adlı yeni çalışmasında Selçuklular’dan Osmanlılar’a sansürlenen beyitler ve mısraları ele alıyor. Cumhuriyet’e kadar uzanan süreçte, Türk toplumunun yönetici kesiminin tarihinin onun şiirineyansıdığına dikkat çeken Zelyut’un bu eseriyle sansürlenen pek çok sarsıcı beyt ilk kez okurla buluşuyor. Kitabın ekinde eski şiirin gizlerini çözecek bir kılavuza da yer veriliyor.

Kripto Kitaplar Tel:(0312) 432 19 23

*******

Tarihimize ve gündeme dair

Aylık Sevgi Dergisi YESEVİ, Erdoğan Aslıyüce yönetiminde 23 yılı geride bırakırken her zamanki gibi dolu muhtevasıyla Ağustos 2016 sayısını okurlarıyla buluşturdu. Derginin yeni sayısında “Bağıra çağıra gelen darbe girişimi” başlığıyla 15 Temmuz ihanetini masayayatırıyor. Bu sayıda yer verilen yazar ve yazılarından bazıları şöyle:

Prof. Dr. Mustafa Ünal / Mehmet Akif’in Şiirlerinde Maturidilik

Prof. Dr. metin Akar / Tarihi yeniden yazdıracak kitaplar

Dr. Yusuf Gedikli / Yakut Türklerinin bazı halk inançları

Yesevi Dergisi Tel:(0212) 638 50 12