Seçim masallarının en büyük kozu olarak kullanılan Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) olarak adlandırdığımız kişi başı milli gelir 2006 ylında 5 bin 477 dolar olarak belirlendi. Hatta siyasi iktidarın 10 bin dolara ulaştıracağını vaad ettiği bu rakam vatandaşın cebine pozitif olarak yansımak bir yana borç sarmalı olarak geri dönüyor. Türk halkı 302.8 milyar YTL’lik harcanabilir gelirinin dörtte birinden daha fazla miktarı borçlanıyor.
Kriz sonrası
Krizin yaşandığı 2001 yılından bu yana 22 çeyrektir (!) büyüyen ekonomide vatandaşlar refahtan payını, borçlarını artırarak aldı. Verilere göre, Türk halkı 2001 sonundan 2007’nin ikinci çeyreğine kadar geçen 5.5 yılda milli gelirini 2.4, harcanabilir gelirini 2.5 kat artırmayı başardı. Aynı dönemde tüketici kredisi ve kredi kartları gibi araçlarla yapılan borçlanma miktarı ise 17 kat arttı. Türkiye’nin 2001 yılında yüzde 3.9 olan borçluluk oranı ise yüzde 27’ye dayandı.
Katlanarak artıyor
2001 yılında 4.8 milyar YTL
(3.9 milyar dolar) iken 2002’de 6.4 milyar YTL’ye, hızlı büyümenin başladığı ilk yıl olan 2004’te 13.4 milyar YTL’ye (9 milyar dolar) ulaştı. Artışını bu yılda sürdüren borç Haziran 2007 sonunda 81.6 milyar YTL’ye (60.8 milyar dolar) tırmandı. Böylece krizden sonra geçen 5.5 yılda Türk halkının sadece kredi borçları 17.1 kat artmış oldu. TÜİK’in gelir dağılımı anketinde 2001 için açıkladığı harcanabilir gelir miktarı 255.6 milyar YTL idi. Ancak bu yılın ilk yarısı için yapıldığında harcanabilir gelir 302.8 milyar YTL’de (225.4 milyar dolar) kaldı. Harcanabilir gelirdeki artış hızı 2.4 kat oldu. Öte yandan kişi başı milli borç ise 2007 yılının ilk yarısında 822 dolara tırmandı.