İHA’nın haberine göre; Uzman Klinik Psikolog Ümit Ege Canyurt, kış aylarında yaygın olarak pek çok kişide ‘Kış hüznü’ görüldüğünü belirterek, “Ortak bazı belirtiler olduğu için kış hüznü ile depresyon karıştırılıyor. Kış hüznü, depresyon sanılıyor. Depresyon tanısı kendi kendine konulacak bir tanı değildir. Mutlaka bir uzman değerlendirmelidir” ifadelerini kullandı.
Mevsimlerin insanların üzerinde farklı etkilerinin olduğu vurgulandı. Bunlardan biri de depresyon olduğu biliniyor. Mevsimsel depresyon sosyal aktivitelerin azalması, işe gitmekten kaçınmak, partnerle zaman geçirmek istememek, arkadaşlarla eskisinden daha az görüşmek gibi belirtilerle ortaya çıkıyor.
Uzmanların ifadelerine göre en az iki veya üç kış boyunca benzer belirtilerin ardından tanı konulabilen mevsimsel depresyon, tedavi edilebiliyor.
Konu hakkında bilgi veren Uzman Klinik Psikoloğu Ümit Ege Canyurt, “Kış hüznü dediğimiz şey belli bir depresyon demek değildir ve kriterlere dayanarak bunun ayrımı yapabilir” sözlerini kullandı.
“MEVSİMSEL DEPRESYON ÇOK YEME VE ÇOK UYKU ŞEKLİNDE OLUYOR”
Bireyler arasında farklı belirtilerin de görülebildiği mevsimsel depresyonda özellikle yemek yeme ve uyku aktivitelerinin etkilendiğini ifade eden Psikolog Canyurt, tiroid, anemi, D vitamini eksikliği ve B12 vitamini eksikliği gibi değerlere bakılması gerektiğini, buradaki sorunların çözülmemesi halinde terapi ve ilaçların da bir işe yaramayacağını dile getirdi.
Depresyonda 9 tanı kriteri olduğuna dikkat çeken Psikolog Canyurt “Depresyon hem az, hem de çok yeme; hem az, hem de çok uyku içermesine rağmen mevsimsel depresyon atipik formda olduğu için direkt olarak çok yeme ve çok uyku şeklinde oluyor. Bu durumda kiloda artış oluyor. Ruhsuz, çökük, içe kapanma ve yapılan işlerden zevk almama gibi durumlar meydana geliyor” ifadelerini kullandı.
“MEVSİMSEL DEPRESYON İKİ ÜÇ KIŞ GEÇİRDİKTEN SONRA TESPİT EDİLEBİLİR”
Belirtilerin ilk zamanlarında mevsimsel depresyon tanısının konulamayacağını vurgulayan Psikolog Canyurt şunları belirtti:
“Mevsimsel depresyon kasım ve aralık ayları gibi gelen, ışığın azaldığı dönemlerde çökkünlük, içe kapanma, aşırı derecede karbonhidratlı gıdalar tüketme ve uyku zamanında artış gibi durumlardan kaynaklanan bir bozukluktur. Bunun tanısının koyulabilmesi için bir kış geçirilmesi yeterli değil. En az iki üç yıl kış ayında böyle durumlar ile karşı karşıya kalıyor olmanız gerekli” diye konuştu. Kış depresyonunun genelde doğurganlık döneminde olan 25-35 yaş arası kadınlarda görüldüğüne değinen Psikolog Canyurt “Sinir sisteminde ve bireyde genetik olarak yatkınlık varsa bu hastalığa daha fazla maruz kalınabilir. Zaten psikoloji biyolojik, genetik bir birleşimden oluşuyor. Çalışma hayatındaki olumsuz koşullar da etkili olabiliyor fakat biz buna bir bütün olarak bakıyoruz”
“BAŞKA HASTALIKLARLA KARIŞTIRILABİLİR”
Mevsimsel depresyona diğer depresyon çeşitleriyle karıştırılmaması için mutlaka psikolog tarafından tanı konulması gerektiğinin altını çizen Psikolog Canyurt, şu ifadeleri kullandı:
“Mevsimsel depresyon tanısı için kesinlikle psikologla görüşülmelidir. Vatandaş kendi kendine mevsimsel depresyondayım diyemez. Ayırıcı tanı dediğimiz bir şey var. Mevsimsel depresyon 3 tane bozuklukla karıştırılabilir. Kriterlere dayanarak bunun ayrımı yapılmalıdır. Birey en az 2 kış bu durumu yaşıyorsa kesinlikle bir psikoloğa gitmelidir. Bir kişi sosyal işlevlerinde bozulma yaşıyorsa, işe gitmekten kaçınıyorsa, partneriyle zaman geçirmek istemiyorsa, arkadaşlarıyla eskisinden daha az çıkıyorsa psikolojik olarak o kişide ciddi sorunlar oluşmaya başladığını gösterir. Aslında kış hüznü dediğimiz bir şey var. Genel olarak hepimiz yaşıyoruz. Ancak kış hüznü depresyon demek değil. Mesela kışın belirti veren bazı psikolojik hastalıklar vardır; mesela bipoların depresif atakları genellikle kış döneminde ortaya çıkar. Mevsimsel depresyon bunlarla karışmamalı.”
“GECE ZİFİRİ KARANLIKTA UYUMAK GEREKİYOR”
Mevsimsel depresyonun özellikle kış aylarında görülmesinden dolayı en etkili tedavi yönteminin güneş ışığı olduğunu belirten Psikolog Canyurt, “Yurt dışında özellikle İskandinav ülkelerinde çok fazla ışık olmadığı için fototerapi diye bir yöntem uygulanıyor. Bizim ülkemizde bu çok yayın değil. Çünkü bizim ülkemiz gayet iyi ışık alıyor. Aslında bu yüzden daha çok güneş ışığına maruz kalacak aktiviteler yapmalıyız. Fototerapiyi de düşünebiliriz. Fototerapide mavi bir ışıkla tedavi yapılıyor. Bu şekilde bizim tenimiz ve zihnimizde melatonin hormonu daha iyi salgılanıyor. Gözümüz ışığı görüyorsa vücudumuz da ışığı algılıyor. Bu yüzden özellikle gece uyurken zifiri karanlık yerlerde bulunmak çok önemlidir. Mevsimsel depresyonu olan birisinin aydınlık bir yerde uyanması depresyonu ciddi anlamda önleyecektir” dedi.
Orta derece depresyon tanısında klasik ilaç tedavisi uygulandığını, ancak en iyi yolun terapi olduğunu vurgulayan Psikolog Canyurt, “Terapiyle birlikte hem sosyalleşmeyi hem de iş verimliliğini arttırmayı öğreniyoruz. Ama kış aylarında insanın çok fazla evden çıkmak istemediği bir dönem de var. Böyle durumlarda ev içi etkinlikleri arttırabiliriz, evde geçirdiğimiz zamanı yakınlarımızla birlikte değerlendirebiliriz ve etkinlikler düzenleyebiliriz” diye konuştu.