“Kırım trajedisi” ve utanmayan dünya!

Yıllardan beri, Kırımlı kardeşlerimize çektirilen eza ve cefadan ötürü insanlığın özellikle Ermeni yalanı peşinde koşan devletlerin “utanç” duyması gerekiyor.

18 Mayıs 1944 tarihinde sürgüne gönderilen Tatarların, ne acılar çektiklerini, ne mahrumiyetler içinde aç ve susuz yaşadıklarını, ne yazık ki bütün dünya daha öğrenmemiş bulunuyor.

Oysa tam bir trajedi yaftası, insanlığın boynunda sallanıyor.

Bugün, Kırım Tatar Teşkilatları Platformu, Ankara Tandoğan Meydanı’nda saat 13:30’da toplanarak bu insafsızlığı protesto ediyor.

Yayınlanan çağrı bildirisinde aynen şöyle deniliyor:

Bugün Tandoğan Meydanı’nda

“Kırım’a umut olmak için, muhaceret ve sürgün şehitlerimizi dualarla anmak için, toplanıyoruz!

Baş eğmemek için Kırım’dan çıkan ve muhaceret yollarında canlarını veren dedelerimizi, vatanda kalıp 18 Mayıs günü facialarla dolu bir sürgüne mahkûm edilen kardeşlerimizi, dualarla anmak için Tandoğan’da biraraya geliyoruz!

Ancak bu senenin başka bir önemi daha var! İnançla ve umutla vatanlarında yaşayan kardeşlerimizin gözleri bizlerde. Kırım’ın içerisinden geçtiği şu zor zamanlarda, Kırım’a dönmüş ve vatanımızda inançla yaşayan kardeşlerimiz yanlarında olduğumuzu bilmek istiyorlar...

Kırım’dan vaz geçmeyeceğimizi beraberliğimizle, dualarımızla ve umut dolu işlerimizle herkese ilan edelim!

17 Mayıs’ta, Tandoğan’a, Gökbayrağımızın ve Albayrağımızın altında toplanmaya sizleri davet ediyoruz!”

Aslında, Kırım Tatarlarının tarihi yurdu olan Kırım yarımadası 27 Şubat 2014’te ikinci kez Rusya tarafından işgal edildiğini bütün dünya biliyor.

Tarihe bir bakılırsa; 1783 yılındaki ilk işgal sonrasında, Rus baskısı altında büyük zulümler gören Kırım Tatarlarının yüz binlercesi Osmanlı topraklarına zorunlu göçe mahkûm edildiği de belleklerden silinmiyor.

İlk sürgün 1944’te

18 Mayıs 1944 tarihinde Ural, Sibirya ve Orta Asya çöllerine sürgüne gönderilen, nüfusunun yarısı Ruslar tarafından katledilen Kırım Tatarlarının, bir kez daha “dikta yönetimi” ile baş başa kalması tarihe yeni bir trajedi olarak geçiyor.

Son 26 yıldır topraklarına dönerek Kırım’ı yeniden vatan yapmak, okullarını yıkılan camilerini, mezarlarını, imar ve ihya etmek için barışçı bir mücadele yürüten Kırım Tatarlarına yönelik Rus baskıları ve istilası artarak, hür dünyanın gözü önünde sürüyor.

Kırım’ın kahraman evladı, Türk dünyasının büyük lideri, insan hakları savunucusu Mustafa AbdülcemilKırımoğlu’nun, Kırım’a girişinin yasaklanması ile başlayan baskılar Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı RefatÇubar’a getirilen yasaklama ile devam ederken, önde gelen Kırım Tatar liderlerinin evleri basılarak, kanunsuz sorgulamalar yapıldığı unutulmuyor.

Sözde Kırım Yönetimi, Kırım Tatar halkının liderlerine yönelik bu baskılarla yetinmemiş, vatandaşlarının evlerine baskınlar yaparak baskı ve yıldırma faaliyetlerini bütün Kırım Tatar toplumuna sürekli yayıyor.

Rusya istilaya son vermeli

Öte yandan, 3 gün önce Ukrayna Parlamentosu’nda düzenlenen Genel Kurul’da, Kırım Tatarlarına yapılan hak ve özgürlük ihlallerinin kınanması için BM, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Parlamenter Asamblesi ve yabancı ülke liderleriyle uluslararası topluma çağrıda bulunan bir bildiri kabul ediliyor.

Bildiride, “Ukrayna Parlamentosu, aynı zamanda uluslararası toplumu Kırım Tatarlarının zorla sürgün edilişini ve Rusya’nın ihlaline yönelik hareketlerini kınamaya; yabancı ülkelerin liderleri ve kanaat önderlerini, Kırım Tatarlarının Rusya’nın ayrımcılık ve takibinden korunması için çabalarını birleştirmeye davet ediyoruz” ifadesi kullanılıyor.

Ukrayna Parlamentosu’nda kabul edilen bildiride; uluslararası topluma, Kırım’da insan haklarını izleme çalışmalarının yeniden başlaması, başta Mustafa Cemil Kırımoğlu ve RifatÇubarov olmak üzere Kırım Tatarlarının önde gelen liderlerinin, ana vatanları Kırım’da yaşama haklarının temin edilmesi, gözaltına alınanların serbest bırakılması çağrısı yapılıyor.

TBMM’de, en azından böylesine bir çaba gösterilmesi milli bir görev ve beklenti oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları