Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2023-2028 dönemi için 5 yılda 500 bin sosyal konut, 250 bin konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri üretimi hedefleyen ‘İlk Evim, İlk İş Yerim’ projesinin detaylarını 13 Eylül’de açıklamıştı.
Proje ile dar gelirli ailelerin ev sahibi olması hedeflenirken KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt çarpıcı bir iddiada bulundu. "Konutlarda sabit taksit yok" diyen Kurt, "Son 6 aydaki artışa göre hesaplarsak; sözleşme imza tarihindeki fiyatın yaklaşık 62 kat fazlası geri ödenecek. Yani 850 bin liralık konut için 240 ayda toplam 52.7 milyon lira ödenecek." ifadelerini kullandı.
Kurt''un açıklamaları şöyle;
"Merkezi hükümet “İlk Evim, İlk İşyerim” projesini açıkladı. İlk etap 250 bin konutu kapsıyor. Önemli bir hareket, evi olmayanlar ve gençler için bugünkü koşullarda faydalı. Gerçekleştirilmesi zor ama imkansız değil. Peki söylenmeyen gerçekler ve yapılması gerekenler neler?
"SABİT TAKSİT YOK"
Konutlarda sabit taksit yok. Memur maaşlarındaki artışa göre vade farkı uygulanacak. Son 6 aydaki artışa göre hesaplarsak; sözleşme imza tarihindeki fiyatın yaklaşık 62 kat fazlası geri ödenecek. Yani 850 bin liralık konut için 240 ayda toplam 52.7 milyon lira ödenecek.
"TAKSİT ARTIŞ DÖNEMLERİNDE ASGARİ ÜCRET DE AYNI ORANLARDA ARTIRILMALI"
Konut fiyatlarının makul olması için taksit artış dönemlerinde asgari ücret de aynı oranlarda artırılmalı. Şu anki taksitler asgari ücretin %55’ine denk. Sözleşme imzaladığında da öyle olmalı ki; bu da asgari ücretin 24 ay sonra yaklaşık 15.000 lira olması anlamına geliyor.
Pakette sübvanse edilen inşaat maliyeti değil, arsa maliyeti. Burada inşaatların maliyeti satış fiyatına eklenmiyor. “Devletin arsasıyla sübvanse ediyorsun” eleştirisi gelmesin diye bu şekilde açıklanmıyor. Herhalde bir iletişim stratejisi uygulanıyor."
"OLASI BİR AKSİLİKTE İNŞAAT SEKTÖRÜ KRİZLE KARŞI KARŞIYA KALIR"
Projenin ilk etabı için 362 milyar liralık bir yatırımdan söz ediliyor. Bu enflasyonist ortamda inşaat süresince bu rakam 720 milyar lirayı bulur. Olası bir aksilikte bu çapta bir kamu yatırımı sekteye uğrarsa, inşaat sektörü ciddi bir krizle karşı karşıya kalır.
"İSTANBUL''UN İHTİYACI RİSKLİ YAPILARIN YENİLENMESİDİR"
İstanbul’da yeni ve askeri alanların imara açılması şehre ek yük demek. Kanal güzergahının ortasındaki bir köye sosyal konut yapıyoruz diyerek kanalı meşru hale getirme çabası var. Oysa İstanbul’un ihtiyacı; riskli yapıların yenilenmesidir. Benzer paket bunun için de uygulanmalı
Sonuç olarak inşaat maliyetlerindeki artış durdurulmazsa fazla konut üreterek barınma krizini çözemeyiz. Konut kira ve satış fiyatlarında kısa vadede düşüş beklemek hayalcilik olur. Kaynakların verimli kullanılması, sorunların doğru tespit edilmesi ve çözümler getirilmesi şart."
