Kim koalisyon kuracaksa buyursun kursun!
AKP iktidarının çürüme görüntüleri ayakkabı kutuları, kasa ve saatlerle halkın gözünün içine sokuldu. Arınç daha önceki yolsuzluk iddialarının “sinek ısırığı kadar etkisinin olmadığını” açıklamıştı. Muhalefet partileri buna rağmen 7 Haziran seçim kampanyalarını büyük ölçüde 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine oturttu. AKP konuyu, paralel yapının darbe girişimi olarak niteleyip unutturmaya çalıştı. 7 Haziran seçimleri bu kargaşa içinde yapıldı ve AKP’nin tek başına iktidarı bu seçimlerle sona erdi.
AKP ortaya çıkan mevcut tablodan kendi amaçlarına yüzde yüz uygun bir koalisyon çıkarmaya çalışıyor. Davutoğlu ve Erdoğan, yeni koalisyonun AKP’nin tek başına iktidarı gibi davranacak bir çeşit AKP hükümetlerinin versiyonu olmasını istiyor.
Öyle ki, “çözüm” denilen yıkım sürecinin Güneydoğu halkını Öcalan’ın HDP’sinin arkasına takmasına ve AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesine rağmen Davutoğlu bu konuda geri adım atmayı düşünmüyor. Aksine MHP’den bu konuda geri adım atmasını bekliyor. Davutoğlu aynen şunları söylüyor: “MHP’nin içinde yer aldığı bir koalisyon için çözüm süreci konusunda ilkeler ortaya konmalı. MHP, bu konudaki perspektifini değiştirmeli. Sürecin devamı için bir vizyon ortaya koymalı.”
Davutoğlu’nun ’çözüm’ dediği yıkım süreci bölgeden devleti kazıtmak yerine PKK’nın otoritesini yerleştirmek sürecine dönüştüğünün ortaya çıkmasına karşın AKP bu konuda ısrarını sürdürüyor. Anlaşılan AKP, yıkım sürecine Türkiye bölgeden kazıtılıncaya kadar devam etmek kararındadır!
Zamanın başbakanı 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarına muhatap olan bakanları, otobüsün üzerine çıkarıp halka sunmuştu. Her şey iddia bile olsa yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları ’şüyuu vukuundan beter’denilecek türden olgulardı. Buna rağmen bu vahim iddiaların muhataplarına bizzat Başbakan itibar takviyesi yapmıştır.
Haziran seçim sonuçlarına rağmen adı yolsuzluk ve rüşvetle anılan Rıza Sarraf, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı törende AK Parti’nin iki Bakanının elinden ödül aldı. Bütün bunlar milletin gözünün içine baka baka yapıldı. Öyle ki AKP’nin yeminli savunucusu Abdülkadir Selvi bile “Oldu olacak Rıza Sarraf’ın heykelini dikin, 4 bakanı da seçim afişi yapın olsun bitsin bu iş” demek zorunda kaldı.
Koalisyon tartışmaların sürdüğü bir zamanda Başbakan Davutoğlu, muhalif partilere koalisyon için 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet olgusunun gündeme getirilmemesini ima ederek şunları söylüyor: “Muhalefete, iyi niyetle ve dürüstlükle yaklaşacağız. Geçmiş hesapları açmaya kalkarlar, rövanşizm ile hareket ederlerse kaybeden onlar olur.”
Davutoğlu, AKP’nin on üç yıllık iktidarında yapılan yolsuzlukların sorgulanmamasını koalisyon şartı olarak dayatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini cumhurbaşkanı yapan anayasanın sınırlarını aşarak siyaset yapması, miting düzenlemesi, parlamenter sistemi bekleme odasına alması gibi hususları da muhalefetin sorun yapmaması gerektiğini söylüyor. Muhalefet partilerinin “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal sınırlar içine çekilmesi” şartına karşı da Davutoğlu “Koalisyon görüşmelerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın makamını tartışma konusu yaptırmam!” diyor.
Başbakan Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı’nı hedef alan her şey bizi de hedef almıştır” demek suretiyle bu konuda da net bir tavır ortaya koyuyor. AKP’ye göre Erdoğan, kırmızı çizgidir, ondan geriye bir adım atılamaz.
AKP milletvekillerinin bölgesel bağlamda yaptıkları toplantıda koalisyonla ilgili olarak farklı yaklaşımlar dile getirilmiş: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi vekilleri çözüm sürecini göz önünde bulundurarak CHP ile koalisyon isterken, İç Anadolu Bölge milletvekilleri MHP ile koalisyon istiyor. Ege ve Akdeniz Bölge milletvekillerinin bir kısmı CHP, diğer bir kısmı ise MHP ile koalisyon taleplerini dile getirmiş.
Bu zihniyetle kim koalisyon ortağı olacaksa buyursun olsun!