Kim deli, akıllı kim?

Aslında bugün ABD’li “Biden”in ziyaretinden bahsetmek gerekirdi.
Fakat bu konuda söylenmedik söz kalmadı desek, yeridir. Yardımcısı (Gerçi kim ‘yardımcı’ kim ‘asıl’ tartışılır) “Biden” Irak’ta iken Başkan Obama, “ABD için İsrail’in güvenliği söz konusu olduğunda akan sular durur. Biz Orta Doğu’da tek müttefik tanırız, o da İsrail’dir” diyerek bölge ve dünyadaki her devletin İsrail için feda edilebileceğini sağır kulakları delecek, uyuşuk beyinleri titretecek ve ölmüş vicdanları ürpertecek şekilde tavrını koydu. Obama’nın, daha doğrusu Amerika’nın bu açıklaması bir bakıma, “Ey Türkiye, NATO üyeliğin de, Füze Kalkanın da, sana verdiğim insansız hava araçları dâhil cümle silahlar da İsrail içindir, aklını başına topla!” ikazı değildir de nedir?
Gazetemiz Yeniçağ bütün kalemleri ile bu konuda Türk milletini bilgilendirmek ve uyarmak için elinden geleni yapmış tarih önünde ve Allah(c.c.) huzurunda inşallah temize çıkmışlardır. Artık açıkça ortaya çıkmıştır ki Haçlı dünyası ve Siyonizm Pakistan’dan Irak’a, Sudan’dan Libya, Mısır, Suriye ve İran’a kadar cümle İslâm topraklarında bir yandan bu ülkelerin servetleri, diğer yandan da bu ülkelerden rahatsızlık duyan İsrail’in güvenliği için tetiği basmakta, zamanın Türkiye yöneticileri de bir gün sıranın kendi ülkesine geleceğini bile bile bu katliamda ABD’nin yanında yer almaktadır.
Allah korusun, Afganistan’ın başına gelenler, Irak’ın başına gelenler, Libya’nın başına gelenler Türkiye’nin başına niye gelmesin? Amerika ve İsrail’in biz Türklere Irak’lılar kadar, Libyalılar kadar merhamet edeceğini mi zannediyorsunuz? Onlara acımayan, tarihte İsrail ve ABD’ye diz çöktürmüş, Kurtuluş Savaşı ile Asya’daki İngiliz, diğer bölgelerdeki Fransız ve İtalyan hegemonyasının çökertilebileceğinin ilham kaynağı olmuş Türk milletine acıyacak mıdır? Bizim de camilerimiz Haçlı kışlası olacak, Türkiye’de de Ebu Gureyb’ler tesis edilecektir. Allah korusun. Çünkü Batı, budur. Bütün plânları bu yöndedir, haritaları ortadadır, tarihteki dayatmaları arşivlerde belge olarak gözümüzün içine bakmaktadır. Sakın ola ki o dündü demeyiniz, bugün dünden farklı değildir. Görüyorsunuz her gelen Bartholomeos’a koşuyor, Bartholomeos’un taleplerini Türkiye’ye dayatıyor. PKK’nın taleplerini Ankara’dan resmen istiyor.
Daha açık bir örnek ise Norveç’te yaşananlardır. Norveç, ABD’nin en kaymak ülkesidir. Okur-yazar oranı yüzde yüzdür. Fert başına düşen milli gelir 40 bin doların üzerindedir. İşte bu Norveç’de İslâm karşıtı Andres Behring Breivik adındaki bir ırkçı saldırgan 77 kişiyi katletti, 96 kişiyi yaraladı. Ve Norveç hükümeti bu adama “Deli” raporu verdi. Niye? Bütün Avrupa ufak ufak yayınlarla “Normal bir insan böyle yapmaz, bu delidir” demeye başladılar. Yani adam kendi insanı İslâm düşmanına sahip çıkıyor. Aynı şeyi Almanya’nın yaptığını, Alman derin devletinin Türk düşmanı Nazilerle birlikte çalıştığını görüyoruz. Vatikan, “AB bir Hıristiyan kulübüdür” diyor. İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere Başkan ve Başbakanları, “Müslümanlar artık Hıristiyanlığın üstünlüğünü kabul etsinler” yahut İngiltere gibi, “Afganistan’a saldırıda dini inançlarım yön verdi” diyebiliyor. Zaten ABD tetiğe, “Haçlı seferi başlattım” diye basıyor.
Türkiye’de ise biz bütün bu badirelere nasıl göğüs gereceğimizin hesaplarını yapmak gerekirken tutuyor bize bu devleti kurmuş insanlardan hesap sormaya kalkışıyoruz. Elin Haçlısı “delisine” hesap sordurmuyor, biz tutuyor şu anda elimizin altında ne var ve ayağımız neye basıyorsa kendilerine borçlu olduğumuz gazi ve şehitlerimizden hesap soruyor, buna da, “tarihle yüzleşme” kılıfı giydiriyoruz.
Söyler misiniz kim deli, kim akıllı?

Yazarın Diğer Yazıları