Kılıçdaroğlu'nun çağrısı
15 Temmuz'da girişilen darbe teşebbüsüyle başlayan ve TBMM'yi, Özel Harekât'ı ve MİT'i bombalayan, ardından sokaktaki sivil vatandaşa uçaksavar mermisi sıkacak kadar cinnete dönüşen bir ihânetin sorumlularının, onların yardımcılarının, zemin hazırlayıcılarının, bilip de susanların arasında yakalananlar yargılanacak...
Bunlar arasında bizzat darbe teşebbüsüne katılanlar, TBMM'yi, Özel Harekât'ı ve MİT'i bombalayanlar, vatandaşı katledenler olacağı gibi, bunlara çanak tutanlar da olacak...
Yargılanacaklar arasında sap ile samanın birbirine karıştığı pek çok insan da olacak...
Hizmet adı altında başlayıp cemaate dönüşen, ardından gözü dönmüş bir ihtirasla devleti ele geçirmeye odaklanmış bir örgüte evrilen ve nihâyetinde FETÖ terör örgütü diye isimlendirilerek 15 Temmuz ihânetinin planlayıcısı ve uygulayıcısı olarak 1 numaralı sanık sandalyesine oturtulan yapının hasbe'l kader okullarında bir süre öğretmenlik yapmış, sendikalarında bir süre üyeliği bulunan, kurban bağışı yapan, bankalarında hesap açtıran, maaşlarının bir kısmını bağışlayan, şirketlerinde çalışan, dershanelerinde veya okullarında çocuklarını okutan, gazete veya dergilerine abone olan ve hâsılı bu yapıyla bir şekilde hayatı kesişen on binlerce insan ya işlerinden oluyor, ya gözaltı süreçlerinden geçiyor ya da tutuklanıyor...
Devlet bir sterilizasyon ameliyesi geçekleştiriyor...
Böylesi büyük bir sterilizasyon ameliyesinin içinde kurunun yanında yaşın yanmama ihtimâli yok, çünkü ateş çok büyük...
***
Bu madalyonun bir yüzü...
Peki madalyonun diğer yüzünde ne var?
Madalyonun diğer yüzü şu ânda yürütülen sterilizasyon ameliyesinde vuku bulan yanlış ve haksızlıklardan çok daha büyük bir ahlâksızlık, çok daha büyük bir haksızlık, çok daha büyük bir karanlık, çok daha büyük bir ihânet var...
Bu tartışmalar içerisinde CHP Genel Başkanı Sn. Kemâl Kılıçdaroğlu'nun birkaç kez tekrarladığı bir çağrısı dikkat bile çekmiyor ve topyekûn bir çağrıya dönüşmüyor, çok önemli aslında...
CHP Genel Başkanı Sn. Kemâl Kılıçdaroğlu, FETÖ denilen yapının lideri konumundaki Fetullah Gülen'e Türkiye'ye gelme çağrısı yapıyor, "Gel ve adâletin karşısına çık.." diyor...
Hizmet adı altında başlayan ve dev bir cemaate dönüşen, kolları devletin en kılcal damarlarına kadar nüfuz eden ve en önemlisi İslâmî ideallerin üzerinde yükselen bir yapı bu. Bizzat Fetullah Gülen'in tüm sohbetlerinde ve söylemlerinde Hayat'üs-Sahâbe'nin anlatıldığı, Peygamber'in ve onun arkadaşlarının hayatlarının örnek olarak anlatıldığı bir İslâmî söylemin üzerinde yükselen bir yapı bu...
Sınav sorularının çalınması, bu hırsızlık ile on binlerce, belki yüz binlerce vatan evlâdının kul hakkını gasp eden bir noktaya varan, şifreli haberleşmeler ile cemaat olmaktan çıkıp karanlık bir örgüte dönüşen, nihâyetinde darbeye teşebbüs ederek vatan evlâtlarının kanına giren bir yapı...
***
Peki...
Bu yapının lideri yani Fetullah Gülen ve kurmay takımı neden yurt dışında?
Neden bütün bu olup bitenleri kendilerini attıkları güvenli bir hayattan seyrediyorlar olan biteni?
Neden kaçıyorlar?
Neden Türkiye'ye gelip adâlete teslim olmuyorlar?
Neden kendilerini burada savunmuyorlar?
Neden kendilerine bağlı olanları güvenlikli ve konforlu hayatlarından izliyorlar?
Bu nasıl bir Müslümanlık?
Bu nasıl bir dava adamlığı(!)?
Yapılarını üzerinde yükselttikleri İslâmi ideallerin hangisinde buluyorlar kendi konumlarını?
Hayatlarını örnek olarak gösterdikleri Peygamber ve arkadaşlarının hangisinin hayatında var, onların hayatlarındakiler?
Yurt dışında sahip oldukları güvenlik ve konfor içine düştükleri zilletten daha mı şerefli?
Hayır değil!
Başta Fetullah Gülen olmak üzere bu yapının tüm kurmayları, yurt dışında içinde yaşadığınız güvenlik ve konfor zilletinizden daha şerefli değil.
Bir nebze bu topraklara ait iseniz, yıllarca dilendirdiğiniz değerlere bir nebze sâhip iseniz, sizde bir nebze iman var ise gelin ve teslim olun Türk adâletine... İade anlaşmaları, iade hukuku gibi süreçlere sığınmayın ve kaçmayın. Eğer "Türkiye vatanımız" diyorsanız vatanınıza gelin ve teslim olun, hesabınızı verin...
Aksi takdirde hicret gibi yalanlarla varacağınız bir yer yok...