Parti Meclisi toplatısı öncesinde konuşan ve korona virüsü vakalarındaki artışa dikkati çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Hastaneler, yoğun bakımlar tıka basa dolu. Bu devletin, ülkenin iyi yönetilmediğini gösteriyor” dedi.
"Bu rakamların çok daha fazla olduğunu ben de siz de doktorlar da biliyor." diyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seslenerek, "Şimdi herkesin huzurunda Erdoğan’a ve damadına şu soruyu soruyorum; Türkiye’yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını madde madde açıkla." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Rus doğalgazını biz 190 dolardan alıyoruz. Avrupalı aynı gaz 60 dolardan alıyor. Vatandaşa 250 dolara satıyoruz. Şimdi sormak isterim bu mudur Türkiye’nin iyi hali." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
Bizler gibi düşünen politikacılarla birlikte yapacağız. Türkiye söz sahibi ülke haline gelecektir, asla talimat almayacaktır.
Covid-19 sürecini yaşıyoruz. Resmi rakamlara göre hayatını kaybeden kardeşimiz 6 bini aşkın. Bu rakamların çok daha fazla olduğunu ben de siz de doktorlar da biliyor. Ne olursa olsun bizler mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bir salgın var mı evet var nasıl mücadele edeceğiz, mantıkla stratejiyle. Önce bulaşmayı engelleyeceksin. Önlemler alacaksın. İkinci konu; hastalık bulaştıysa tedavi edeceksin bu kadar basit.
"BİLİM KURULU KENDİ ARASINDA ÇELİŞİYOR"
Biz başlangıçta yola çıktık, şimdi yayılıyor virüs, hastaneler, yoğun bakımlar tıka basa dolu. Bu ülkenin iyi yönetilmediğini gösteriyor.
Biz çıktık, hiçbir politik söylemde bulunmadan çözüm önerileri sunduk. Bilim Kurulu çok güzel ama eksiği ne bir sözcüleri yok. Kendi aralarında çelişiyorlar. Bunu gördük.
"SAĞLIK BAKANI GÜVENİNİ YİTİRDİ"
Biz bunları dedik, çıktık TV’lere tek tek anlattık. Hangi partiden, hangi inançtan olursa olsun bunu söylüyorum, muhalefet yapmamaya, doğru yolu göstermeye çalıştık. Bunun için vatandaşla buluştuk, dedik ki; “Sorunu böyle çözersiniz.”
Ama böyle olmadı. Sağlık Bakanı çıktı açıklama yaptı. Başlangıçta güven vermişti ama bütün güveni yitirdi. Cümle şu oldu; “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” Cumhurbaşkanı doktor değil ki. Bilim Kurulu, siz doktorsunuz.
Sayılar gerçeği yansıtmıyor, bunu bu topraklarda yaşayan herkes biliyor.
"5 MASKEYİ DAĞITAMAYAN BİR İKTİDAR ÜLKEYİ BUHRANDAN ÇIKARAMAZ"
Alınan önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirdik. Bu süreçte kim ne derse desin. Bütün sağlık çalışanlarına yürükten teşekkür etmek benim boynumun borcudur. Her vatandaş elini vicdanına koysun, düşünsün.
18 yıldır ülkeyi yöneten bir kişi 5 maskeyi dağıtamadılar. 5 maskeyi dağıtamayan bir iktidar, Türkiye bu burhandan çıkaramaz.
Uçak biletlerinde indirim dediler, sonra aynı Erdoğan çıktı, karar aldılar uçakla seyahat yasak. Böyle bir yönetim ülkenin sorunlarını çözebilir mi?
Önce sorunu öğreneceksin ondan sonra oturup konuşacaksın.
Sorunu yaşayanlardan bir dinle dedim; Nedir esnafın, sanayicinin sorunu, okulların, çiftçinin sorunu çağır kardeşim bunları.
"CHP'Lİ BELEDİYELERE DUA ETSİNLER"
Topla bakanlarını de ki “Türkiye ciddi bir sorunlar karşı karşıya, anlatın biz de anlatalım” oturun anlaşın, peki yaptın mı yapmadın. Saray’ın kibri buna izin vermedi. Bu mantıkla ülkeyi felakete sürüklersiniz.
Bir şey daha ifade edeyim bunlar yatsınlar CHP’li belediyelere dua etsin. Herkese hizmet götürdüler, yoksula el uzattılar, bütün engellemelere rağmen ülkenin dört bir yanına maske ulaştırdılar. Toplanan yardım paralarına el koydular. Bunların yatacak yerleri yok, böyle bir yönetim şekli olabilir mi?
"BİR İNSAN ÇOCUK MAMASINI, ZEYTİN YAĞINI NEDEN ÇALAR? 18 YILDIR SEN YÖNETİYORSUN"
Bugün geldiğimiz nokta; 10 milyonu aşkın işsiz var, Cumhuriyet tarihi rekoru. Çöp konteynırlarından bugün on binler geçiniyor. Yemek, topluyorlar, kağıt topluyorlar. 18 yıldır bu ülkeyi yönetenlere sesleniyorum.
Çocuklar için mama çalınmasın. T.C. vatandaşı bir kişi çocuk mamasını, zeytin yağını neden çalar? 18 yıldır bu ülkeyi yöneten kim Cumhuriyet Halk Partisi mi? Özellikle milliyetçi vatandaşlarım, Sarayın bekçiliğini yapanlara itibar etmeyin. Ekonomik buhran giderek derinleşiyor.
Erdoğan’a sormak isterim senin beslemelerinin hanelerinde 1168 TL’ye çalışan var mı? Sen 1168 liraya yüz binleri mahkum ediyorsun. Sonra da kalkıp “Türkiye güçlüdür” sen sen güçlüsün. Parlamentoyu yargıyı arkana aldın… Ama bu güç geçicidir.
Bunu millet sana gösterecek. Sandık ile gösterecek, demokratik yolla gösterecek. Durumumuz “iyi diyor” bizi mi kandırıyorsun sen?
"BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN DE BORÇLANACAKLAR"
Türkiye sarayın ve beslemelerinin çiftliği gibi yönetiliyor. Güç kontrolsüz olduğu zaman güç olmaktan çıkar. Adaletle pekiştirirseniz gerçek güç olur.
Erdoğan’ın yaptığı 83 milyona yaptığın zulümdür. Önümüzdeki aylarda 171 milyar dolar borç ödeyecekler. Bunu ödemek için borçlanacaklar.
Nereden bulacaklar parayı? Bu yılın ilk 7 ayında bütçe açığı 139 milyar TL. Olmayan para harcanmış. Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığı. Yine geçen 7 ayda 80 milyar TL faiz ödendi.
Ana parayı ödemek için, faizi ödemek için, bütçe açığını kapatmak için borçlanıyorsun. Sonu; borç alan emir alır. Emir alıyorsun, Trump’ın bir dediğini iki etmiyorsun. Papazı nasıl bıraktı. Trump’ın bir sözü yetti.
“Bak senin mal varlığını incelerim” dedi. Bunu ben açıkladım bana dava açtı. Bana ne açıyorsun, Trump’a aç bunu sana o söyledi… Açamaz, açamaz.
"RUS DOĞALGAZINI 190 DOLAR'DAN ALIYORUZ, AVRUPALI 60 DOLAR'DAN ALIYOR. VATANDAŞA 250 DOLARDAN SATIYORUZ"
Düşünün bir ülkede yaşayan vatandaşlar birikimlerinin bankada döviz olarak tutuyorlar. Dolar 7 TL’yi aşmasın diye 19 ayda 105 milyar dolar sattılar. Kim aldı? Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşan kimler aldı. Bir avuç dolar lobisi elemanı aldı ve bunların tamamı köşeyi döndüler.
Kamu bankalarının döviz açığı 5 Eylül itibariyle 4 milyarı aştı. Rus doğalgazını biz 190 dolardan alıyoruz. Avrupalı aynı gaz 60 dolardan alıyor. Vatandaşa 250 dolara satıyoruz. Şimdi sormak isterim bu mudur Türkiye’nin iyi hali.
18 yılda memleketi kim bu hale getirdi? CHP mi, İYİ Parti mi, Saadet Partisi mi? Borç batağına kim soktu, bu paralara nereye gitti?
"TÜRKİYE'Yİ BU BUHRANDAN NASIL ÇIKARACAĞINI MADDE MADDE AÇIKLA"
Ve icra dairelerindeki dosya sayısı 22 milyon 887 bine yükseldi. Şimdi herkesin huzurunda Erdoğan’a ve damadına şu soruyu soruyorum; Türkiye’yi bu ekonomik buhrandan nasıl çıkaracağını madde madde açıkla.
Eğer açıklayamıyorsan bana şunu söyle; “Eyy Kılıçdaroğlu, ben açıklayamadım sen açıkla” ben açıklarım.
Şimdi kalmış millete maval okuyorsun. Tablo bu senin yayınladığın rakamlar bunlar.
Kamu Sigorta Şirketini de Türkiye Varlık Fonu’na devrettiler. Nedir varlık fonu “Paralel Hazine” denetlenemeyen bir kurum, tam bir çiftlik. Erdoğan’ın, ailesinin, damadının, beslemelerinin çiftliği. İstedikleri gibi yiyorlar.
Türkiye’yi bu buhrana sen soktun, bu buhrandan nasıl çıkaracağını çık millete anlat.
"GAZETECİLER BOŞU BOŞUNA İÇERİDE YATIYOR"
Barış Pehlivan, Murat Ağırel. Efendim bunların suçu çok önceden açıklanmış bir MİT mensubunun kimliğini açıklanması oldu.
Erdoğan açıkladı, definin yapılacağı yerde muhtar çağrı yaptı. Ve bunları Oda TV yayınladı. Erdoğan acıkıyor, milletvekili açıklıyor, muhtar açıklıyor suç değil ama Oda TV’de yayınlanınca suç. Barış Pehlivan, Murat Ağırel boşu boşuna içeride yatıyor.
Devletin en mahrem bilgilerini terör örgütüne açan Kozmik Oda’yı açan Erdoğan’dır. Devletin bütün bilgilerinin yabancı servislere gitmesinin sebebi de Erdoğan’dır.
Tutukluluk nedenleri ne; kaçma şüpheleriymiş. Suçlular kaçar, bunlar suçlu değil ki.
"GERÇEKLERE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR"
Müyesser Yıldız, Ankara’da hapiste… İşin garip tarafı, hala iddianamesi hazırlanmıyor. Neden hazırlanmıyor, Trump’ın Merkel’in mi telefon etmesi lazım. Kimin bir günde yargılanıp Almanya’ya gönderildiğini herkes biliyor.
Aynı şekilde Erdoğan’ın emirlerinin dışına çıkmayan RTÜK de Tele 1’e 5 gün kapatma cezası veriyor. Suçu ne; gerçekleri halka anlatmak… Gerçeklere tahammül edemiyorlar, korkuyorlar. Kimin gücüyle RTÜK’ün gücüyle.
Kurban Bayramı’ndan kurban etlerini fakir fukaraya dağıtması gereken Kızılay, AKP milletvekilinin oteline gönderiyor bunları. Fakire verilecek olan kavurmayı nasıl alıyorsun da kendi otelinde müşterine ikram ediyorsun. Oradan ne kazanacaksın, zehir zıkkım olsun.
Bana kızıyorlar, gerçekleri sonuna kadar anlatacağız. Bütün bunları anlattım diye kimse umutsuzluğa kapılmasın. Kurultayımızda Cumhuriyetin 2. Yüzyılına çağrı mesajı yayınladık. Eğer demokrasiyi savunuyorsak totaliter rejime hep birlikte dur diyeceğiz. Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız.
Bu ülkede huzur istiyoruz. Bu ülkede beraberlik istiyoruz, herkesin karnı doysun istiyoruz. Bunları yapacağız, yapacağıma da söz veriyorum.