CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV canlı yayında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
Korona ile mücadele ve ekonominin durumu üzerinden iktidara eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, gündemdeki erken seçim tartışmalarına yönelik olarak ise dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın gideceğinin gördüğünü ve CHP'yi geriletme peşinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli de 'Ben bunlardan bıktım, ekonominin hali ortada' der erken seçim ister." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, erken seçime hazır olduklarını da belirterek, "Biz şu anda her şeyimizle hazırız. Alanlardayız. Onlar erken seçim desin ya da demesin." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"En rahat yürütülecek kurum devlet yönetimidir. Herkesin görevi yazar, herkes kendi görevini yaptığı zaman he şey saat gibi çalışır. En iyi yönetici kendisine en az ihtiyaç hissedilen yöneticidir."
"İKTİDAR KENDİSİNİ HERKESİN ÜZERİNDE GÖRÜYOR"
"Geçen bayramda bir teklifim oldu. Bütün parti liderlerini davet edin bir masada, hiç siyaset konuşmadan, gençliğimizi eskileri anlatalım. Biz de bir aileden bir çevreden yetiştik bunları anlatalım. Ama bu kabul edilmedi. Hepimizin ortak hedefi Türkiye’yi nasıl büyütebiliriz? Bunların hepsini oturup konuşmak lazım. Geçmişte liderler turu yapılırdı. Her parti kendi görüşünü aktarırdı. Şimdi kabul edilmiyor, iktidar kabul etmiyor. Kendisini herkesin üzerinde görüyor, bu kibir dediğimiz bir tutum.
Elbette ki farklı düşünceler olacaktır, farklı düşünceleri zaaflık olarak görmek kadar yanlış bir şey yok."
ERDOĞAN ÇAĞIRIRSA NE SÖYLERDİ?
"Önce gergin olmamasını, israfın önlemesi için çaba harcamasını, STK’lar konusunda ayrım yapmamasını, bu ülkenin çiftçisi, esnafı ile konuşmasını isterdim. Belli aralıklarla diğer genel başkanları davet etmesini. Bayram günü verilecek bir ortak fotoğraf isterdim. Tarafsızlık ilkesi içinde bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını isterdim."
"COVİD-19 SÜRECİ ÇOK BAŞARILI YÖNETİLEBİLİRDİ"
"Eğer devleti yönetecekseniz, tarafsızlık çok önemlidir. Adaletin yetersiz oluğunu söylüyor vatandaş. Adalet hava gibidir. Hava kirlenmeden ihtiyaç duymazsınız. Eğer siz adaletsizliği beslerseniz ülkeyi yönetemezsiniz. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır.
Covid-19 süreci çok başarılı yönetilebilirdi. Kaynaklar doğru kullanılabilirdi. Özveride bulunması gerekenler, gerçek özveride bulunabilirdi.
Ekonomide ilk yapacağım işlerden birisi devlette tasarruf. Devlette ciddi bir savurganlık var. Bursa AKP il toplantısında Sayın Bülent Arınç konuşuyor; “İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. İsraf konusunda karnemiz kırıktır.
İki; doğru dürüst bir bütçe yapacaksınız. Yüzde 5 büyüyecek miyiz? Hayır. O zaman bu bütçenin bir anlamı yok. Yeni bir bütçe, ya da yeni bir ek bütçe getirin dedim. Bütçe açığı ne kadar öngörüldü? 139 milyar 2019’da. İlk çeyrekte bunun yarısı gitti. Gelin ek bütçe getirelim, pandemi sürecini aşalım. Türkiye zengin bir ülke, kaynak da var. Çok daha düşük bedellerle borçlanılabilir. Türkiye’nin bereketli toprakları, çalışkan insanı var. En büyük kaynak gençlerimiz.
İşsizlik var. Bir ev düşünün, baba işsiz, anne işsiz, evlat işsiz. Aynı evde birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. Pandemi sıkıntısında eleman sıkıntısı vardı. Neden atanmıyor bunlar. Eğitimde ciddi boşluğumuz var."
"TÜRKİYE ORTA DOĞU'YU BESLİYORDU: NE OLDU DA BU HALE GELDİK?"
"Tasarrufu yapa yapa 20 bin öğretmenin maaşından yaptılar. Engelli kadroları boş. Neden doldurulmuyor? Engelli vatandaşlarımızdan tasarruf yapıyorlar. Ziraat mühendisleri, veterinerler var. Bir üretim seferberliği başlatıldığını ve bunların çalıştığını düşünün.
Türkiye Orta Doğu’yu besliyordu. Nasıl oldu da bu hale geldik? Aklı egemen kılmamız lazım. Liyakat, bakın devletle, siyasi parti ayrı şeylerdir. 5 yıl devleti yönetir sonra yine vatandaşın kararına gidersin. Devlet olmaya gelmezsin. “Her şeyi ben yapacağım” diyemezsin.
İş yerleri pandemi nedeniyle kapanmalı mıydı? Evet. Güzel. Peki bu adamlar kira ödemeyecek mi, çalışanlar yok mu burada? Diyecek ki “Tamam kardeşim, senin 3-4 aylığını ben ödeyeceğim” denilecekti. Onların sağlığı önemli. Sosyal devlet böyle olur. Bunlar yapıldı mı, yapılmadı.
Evinde oturan adamın borcu arttı. Ama devletten döviz garantili ihale alanların hepsinin karları artı. Bu mudur adalet? Bunu söylemeyecek miyiz? Ben istemez miyim her evde huzur olsun? Üniversiteyi bitiren bir çocuğun işsiz kalması ne demektir?"
AHMET DAVUTOĞLU'NUN MEHMET DİŞLİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI
"Gayet açık. MİT üstüne düşeni yapmış, FETÖ’cüleri tespit etmiş. Son gece ne oluyorsa o yerinde kalıyor? Ne oluyor. Bu işin başında olan karar veren kim. Ben değilim, Başbakan da değil. Cumhurbaşkanıdır. Başbakan emekli edilmesini istemiş, MİT emekli edilsin demiş. Kim müdahale edebilir buna? Her MGK toplantısında MİT’in raporu vardır. MİT ordudaki yapılanmayı takip ediyor biliyor. MİT Başkanı ve Dönemin Genelkurmay Başkanı neden araştırma komisyonuna gelip neden konuşmadı. Erdoğan neden bunlara izin vermedi? Bütün ayrıntılar zamanla ortaya çıkacaktır."
"CHP SOKAĞA ÇIKSIN İSTİYOR"
"İş Bankası hisselerini biz sadece temsil ediyoruz. Oradan bir gelirimiz yok. Atatürk’ün bir mirası var. Biz bu vasiyetin gereğini yerine getiriyoruz. İş Bankası’nın iç işlerine hiç karışmayız. 4 arkadaşımız görevli atanıyor onlara. Onlara da iç işlerine karışmamalarını söylüyoruz. Neden İş Bankası? 20 Temmuz’dan sonra bir sivil darbe dönemi yaşıyoruz. Onlar CHP’yi tahrik etmek istiyorlar. “CHP sokağa çıksın."
"ERDOĞAN AHLAK DIŞI SUÇLUYOR"
"Erdoğan, toplumun yaşadığı derin sarsılmayı gözden kaçırmak için bir düşman yaratma peşinde. Onun için düşman da CHP. Kuralsız bir şekilde bazen de ahlak dışı suçluyor.
Adana’da bizim belediyelerimiz, vali ve kaymakamın isteği üzerine 195 personel vermiş yardım dağıtımına. Arabalar vermişiz. Kim suçlu oluyor, yine bizim belediyelerimiz. Gençlik kolları başkanımız gözaltına alınıyor, serbest bırakılıyor. Sonra Erdoğan çıkıp konuşuyor. Çocuk yeniden gözaltında."
"ERDOĞAN GİDECEĞİNİ GÖRÜYOR, CHP'Yİ GERİLETME PEŞİNDE"
"İzmir’de provokatif bir olay yapılmış. Yapanı, suçluları bulun diyoruz. Bulunmuyor. CHP’li bir arkadaşımız gözaltına alınıyor. CHP suçlanıyor. Bu kesinlikle provokatif bir olay, İzmir gibi bir yerde. Bir akıl tutulması var. Gideceğini görüyor bu beyefendi. O yüzden CHP’yi geriletme peşinde.
Neden gerilesin CHP kardeşim. CHP halktan yana, bölücülük mü yapıyor hayır. Bizim belediye başkanlarımız tarih yazıyor ya. CHP’li belediyeler Millet İttifakı’nın belediye başkanlarıdır."
"ESNAF BİLE YARDIM PAKETİ İSTEMEK ZORUNDA KALDI"
"Önümüze engel çıkarıyorlar. Ama biz dedik ki “Bizim önümüze engel çıkarıldı, p yüzden şunu yapamadık” demeyin. Engelleri aşacaksınız. Büyükşehir belediyelerimiz göz önünde duruyor ama inanın en küçük belde başkanlarımız bile iyi durumda. Yıllık geliri 7 bin liranın altında olan 11 milyon kişi olacak. Sonra sen çıkıp vatandaşa yardım dağıtıyorum diyeceksin. Esnaf bile yardım paketi istemek zorunda kaldı.
Havalimanının kaça yapıldığını ben bilmiyorum. Siz, 600 milletvekili de bilmiyor. E parasını ben ödüyorum. Hatta torunum ödeyecek. Biz bunu neden bilmiyoruz. Devlette şeffaflık işte bu yüzden önemli.
Bugün Ekrem Bey’le görüşeceğim. Ekrem Bey’le Sayın Akşener’i ziyaret edeceğiz. Kendisinin bayramını kutlayacağız.
Darbeciler döneminde çıkan kanunlardan Türkiye’nin arındırılması lazım. Benim düşünceme, devleti yöneten tahammüle demiyorsa kendisi kaybediyor demektir.
Besleme basını, köşe yazarlarını ayrı tutuyorum. Onlarca gazeteci içeride, Murat Ağırel, Barışlar."
"BAHÇELİ BEN BUNLARDAN BIKTIM DİYEBİLİR"
"Seçime gidilip gidilmeyeceğine iki kişi karar verir. Birisi Erdoğan’dır diğeri de ortaklığı bozup bozmayacağı belli olmayan Sayın Bahçeli’dir. Erdoğan erken seçim diyebilir. Sayın Bahçeli de “Ben bunlardan bıktım, ekonominin hali ortada” der erken seçim ister."
"ERKEN SEÇİME HAZIRIZ"
"Biz şu anda her şeyimizle hazırız. Alanlardayız. Onlar erken seçim desin ya da demesin. Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasını nasıl yaptılar. YSK’da kumpas kurdular. Şimdi Ali Babacan ve Davutoğlu için de kumpas kuruyorlar. Seçim barajını kim getirdi? Darbeciler. Madem darbeye karşısın neden bu anayasayı değiştirmiyorsun."
"BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ GERÇEKTEN GÜZEL ÇALIŞIYORLAR"
"Çiftçinin durumu pek parlak değil. Zor durumda. Yapılması gereken neydi? Gelin hep beraber şu çiftçilerin borcunu silelim, üretim yapsın bu adam. Silemiyorsanız, bir yıl süre ile erteleyelim. Aynı şeyi esnaf için de söyledim. Borcu yapılandıralım faizini devlet ödesin.
Yeter ki üret denilsin. Büyükşehir belediye başkanlarımız gerçekten güzel çalışıyorlar. Kentte yaşayanlar ile kırsalda yaşayanlar arasında sağlıklı bir iletişim lazım. Bunu başta Aziz Kocaoğlu İzmir’de gerçekleştirdi. Yılmaz Büyükerşen de yaptı bunu. Üreticiyi korudular.
Ankara, Mansur Bey, o da kırsalla ilgili çok güzel kararlar aldı. Ankara’da aspesli boruların kaldırılmasına bile engel oluyorlar. Buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. Bayram günü bunu söylediğim için üzgünüm. Bu adam kente hizmet etmek istiyor. İhaleler şeffaf yapılıyor. Bütün bunlar varken hangi gerekçe ile engel çıkarıyorsunuz.
Çay ithal ediyoruz ya çay. Buranın hayati kaynağı budur. Stratejik üründür bunlar. Perişan ettiniz ya."
"SARAY'IN BESLEMESİ OLAN HAKİM, SAVCILAR VAR"
"Kayyum doğru değildir. Vatandaşın iradesine darbe vurulmaz. Ver mahkemeye soruşturma aç. Hakim bir şey derse kimse sesini çıkarmaz. Hakim de senin elinde kardeşim. Sarayın beslemesi hakim, savcılar var. Mesleğine saygılı olanları ayrı tutuyorum."
"BABACAN BİRİKİM SAHİBİ BİR İNSANDIR"
"Babacan düzgün bir insan. O yapı içerisinde Babacan da Davutoğlu da adı yolsuzluğu bulaşmamış, o yapılanmada nadir insanlardan. Sayın Babacan, ekonomide kaynakların nereye kullanılması gerektiği konusunda birikim sahibi bir insandır."