Kılıçdaroğlu: Sözleşmeli, ücretli öğretmen garabeti bitsin

Kılıçdaroğlu: Sözleşmeli, ücretli öğretmen garabeti bitsin

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde basın açıklamasında bulundu.

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Eylül'de başlayacak olan yüz yüze eğitim dönemi öncesinde açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, iktidara önerilerde bulunurken, CHP'li belediyelerin eksiklikleri tamamlamaya hazır olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Aileler her evladının başarılı olmasını ister, öğretmenin bütün emeğinin çocuğa harcamasını ister. Dolayısıyla her aile çocuğu iyi eğitim alsın diye her türlü fedakarlığı yapar.

Eğitime yaklaşımda dünya gerçekleri asla gözardı edilemez. Bu konunun uzmanları tarafından değerlendirilir ve gündeme alınır. Eğitimle ilgili konular konuşulurken uzmanların olmasına özen gösterilir.

"18 YILLIK AKP DÖNEMİNDE EĞİTİM SİSTEMİMİZ FELÇ EDİLDİ"

Yani yaşamı boyunca, eğitim konusunda uzmanlaşmış bilimsel yazılar yazmış görüşler değerlendirilir. Tüm paydaşlar bir araya gelir ve çözüm bulunur.

Eğitim şuralarında oturulur konuşulur ve politikalar belirlenir. Bakandan bakana ya da günü birlik politikalarla eğitim politikaları oluşturulmaz. Üzülerek ifade ediyorum ki 18 yıllık  AK Parti döneminde eğitim sistemimiz tamamen felç edildi.

Bakandan bakana eğitim politikaları oluşturuldu, kişinin bakışına göre eğitim politikaları oluşturuldu, paydaşlar hiç dikkate alınmadı. Hangi partiden olursa olsun eğitim sisteminden hiçbir anne ve baba memnun değil.

Çok basit bir örnek; eğitim sistemini temelden sarsan bir örnek; 4+4+4 uygulamasıdır. Şimdi soruyorum; bu sistem getirilirken Milli Eğitim Şuralarında mı konuşuldu mu? Tartışıldı mı? Karara başlandı mı? Hayır!

Peki; kalkınma planlarında böyle bir hedef öngörü var mıydı? Hayır! Peki; MEB’de görüşüldü mü? Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü mü? Hayır! Nasıl bir karar verildi? Bir kanun teklifi beş AK Parti milletvekili imzaladı. 5 vekilin hiçbiri eğitimci değildi.

"EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK TABLOSU KARŞIMIZA ÇIKTI"

Düşünebiliyor musunuz? Milyonlarca evladımızı eğitimden bir haber olan tek bir makalesi olmayan 5 kişi bu politikaları belirledi. Dünya tarihinde böyle bir felaket örneği yoktur. Acı ama Türkiye’nin gerçekleri bunlar. Durumu iyi olan aileler çocuklarını özel okullara yolluyor çocukları daha iyi eğitim alsın diye. Durumu iyi olmayan aileler… Eğitimde fırsat eşitliği değil olağanüstü bir eşitsizlik tablosu karşımıza çıktı.

Milli Eğitimle ilgili geldiğimiz bir süreç var, yaşadığımız sorunlar var. Bu sorunları en rahat nasıl aşabiliriz? Kısa sürede neler yapabiliriz? Bu konu hakkındaki düşüncelerimizi ifade etmek için bu basın toplantısını düzenledik. Nedir?

Önce sayıları verelim. Bugün devlet okullarında zorunlu örgün eğitim kapmasında devletin 54 bin 715 okulu var. Ayrıca 13 bin 870’de özel okul sayısı var. Zorunlu örgün eğitim kapmasında toplam derslik sayısı 588 bin 10 derslikte çocuklar eğitim görüyorlar. Derslik başına 25.8 öğrenci düşüyor. Yani 26 öğrenci. Özel okullarda ise 139 bin 337 derslik var burada derslik başına öğrenci sayısı 10.6 yani 11 öğrenci var.

"3 MİLYON ÖĞRENCİNİN EVİNDE İNTERNET YOK"

Özel okullarda hem derslik sayısı fazla hem de derslik başına düşen öğrenci sayısı az. Eğitim kalitesi de daha iyi. Devlet okullarında örgün eğitim kapsamında 15 milyon 189 bin 878 öğrenci devlet okullarında. Özel okullarda okuyan öğrenci sayısı ise 1 milyon 468 bin 198’dir. Okullardaki öğretmen sayısı devlet okullarında 942 bin 936’dır. Bu öğretmenlerin 101 bin 730’u sözleşmeli. Özel okullarda ise 174 bin 750 öğretmen var.

Zorunlu örgün eğitim kapsamında devlet okullarına kayıtlı öğrencilerden 3 milyon 17 bin 718 öğrencinin evinde internet yoktur. 21. Yüzyıldan söz ediyorum. Türkiye’den söz ediyorum. Türkiye’yi çok farklı bir şekilde iktidarın halkımıza lanse ettiğini biliyorum. Türkiye’nin uçtuğunu, büyüdüğünü söylüyorlar, Türkiye’nin dünyaya meydan okuduğunu söylüyorlar. Türkiye’nin eğitim sisteminin çok parlak olduğunu söylüyorlar. Ama rakamlar yalan söylemez 3 milyondan fazla öğrencinin evinde internet yok. Sadece bu mu hayır! Devlet okullarına giden öğrencilerden 754 bin 429 öğrencinin de evinde televizyon yok ama biz uzaktan eğitim EBA dediğimiz şeyi yapıyoruz. Televizyonu olmayan bir öğrenci nasıl eğitim alacak. Sayı 754 bin 429…

"BAZI KÖY OKULLARI YENİDEN AÇILMALIDIR"

Pandemi koşullarına uygun eğitim için en az 57 bin 340 yeni dersliğe ihtiyaç var, 92 bin 165 yeni öğretmene ihtiyaç var. Hem dersliğe hem de öğretmene ihtiyaç var. Neler yapılmalı. Diyorlar ya CHP hep eleştirir hiç öneri getirmez. Pandemi süresince esnaf için, çiftçi için, sanayici, memur, çalışanlar için işçiler için hep öneriler getirdik. Şimdi de eğitim konusunda bize düşen sorumluluğun gereği olarak önerilerimiz.

1- Milli Eğitim Bakanlığı’na gerekli mali kaynak sağlanarak ivedilikle 57 bin 340 derslik ihtiyacı giderilmelidir. Bazı köy okulları yeniden açılmalıdır. Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynak sorunu yaşıyor ve bunu yapamacağını söylüyorsa yer tahsisi yapılmak koşuluyla CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları bu yatırımı çocuklarımız için kendi illerinde yapmaya taliptir.

Öte yandan İBB İSMEK ve ABB BELMEK binalarının çocuklarımızın pandemi koşulları için uygun bir şekilde eğitim almaları için Milli Eğitim Bakanlığı’nın kullanımına tahsis etmeye hazırdır.

2- YÖK ile yapılacak işbirliği kapsamında üniversitelerin 2020-2021 öğretim döneminde açılmayacak fakültelerin özellikle derslik, amfi ve konferans salonlarının gibi alanların doğrudan örgün eğitim sistemine kullanımına tahsis edilmelidir. Yeniden açılacak köy okulları ile düşünüldüğünde metrekare başına düşen öğrenci sayısında çok daha hızlı bir şekilde ulaşmak mümkün olacaktır. 

3- Yeni dersliklerin hizmete girmesi ile birlikte çocuklarımızın eğitimi için ihtiyaç duyulan 92 bin 165 öğretmenin ataması zaman geçirilmeden süratle yapılmalıdır. Sosyal devletin önemi bir kez daha kabul edilmelidir. Siyasi otorite pandemi meselesiyle kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen garabetine son vermelidir. Öğretmen öğretmendir kadrolar verilmelidir.

4- Okulların hijyen kurallarına uygun olarak açılması ve hijyenin sürekliliği açısından Milli Eğitim Bakanlığı’na en az 60 bin kişilik kadrolu yardımcı hizmet personeli alınmalıdır. Önerimiz AK Parti’nin de lehine 60 bin kişilik kadro açacaksın. Bugün için diğer bakanlıklardan ve İŞKUR üzerinden sağlanan personelin hijyenin sürekliliği açısından yeterli olmadığı açıktır.

5- Dezenfektan, maske, ateş ölçüm cihazı gibi ihtiyaçlar için velilerden ek ücret talep edilmemelidir. Okullar açılmadan bu ihtiyaçlar süratle giderilmelidir. 

6- Milli Eğitim Bakanlığı internet hizmeti sağlayıcısı kurumlarla görüşerek zorunlu örgün eğitim kapsamında devlet okullarına kayıtlı 3 milyon 17 bin 718 öğrencinin internet erişimini sağlamalıdır. Bu hizmet için maliyet evrensel hizmet fonundan sağlanmalıdır. Böyle bir fon var böyle bir para var eğer bu para heder edilmesiyse bunun için kullanılmalıdır.

7- Bu bağlamda uzaktan eğitim süresince öğrenci ve öğretim elemanlarının tamamına sınırsız ve uzun süreli internet erişimi ya ücretsiz ya da çok ucuza sağlanması için başta mobil telefon operatörleri olmak üzere tüm altyapı sağlayıcıları nezninde girişimde bulunulmalıdır. Operatörlerin de sorumlulukları olduğu asla unutulmamalıdır. 

8- Evinde televizyonu olmayan 754 bin 429 öğrencinin televizyona kavuşması için Milli Eğitim Bakanlığı’nın STK’larla “Senin de televizyonun olsun” kampanyası açmalıdır. MEB bu kampanyayı açmayacaksa CHP’li belediyeler STK’ların da katkısıyla bu sorunu çözmeye taliptir.

9- Her hanede öğrencinin yararlanacağı dizüstü, masaüstü ya da tablet bilgisayar bulunmalı bilgisayarı olmayan öğrencilerin ihtiyacı MEB tarafından Evrensel Hizmet Fonu’ndan karşılanmalıdır. Milli Eğitim bakanlığı bunu yapamayacaksa “benim param yok, hazinede de para bitti” diyorlarsa CHP’li belediyeler yılbaşındaki döviz kuru güvencesi verilmek koşuluyla ve ayrıca açacakları yardım kampanyası da engellenmemek şartıyla bu sorunu gidermeye taliptirler. 

10- Bugün, MEB’in EBA üzerinden yaptığı eğitim sadece TRT ile sınırlı kalmamalı, belli dersler tüm televizyon kanallarında eşzamanlı verilmelidir. Böyle bazı engeller kalkacaktır. Bu noktayı özellikle MEB’in unutmaması gerekiyor. Bugün 2.5 milyonun üzerindeki hanede 6 kişiden fazla insan yaşıyor. 

11- Pandemi koşulları tüm derslerin okulda verilmesine uygun değilse, sadece önemli derslerin okullarda verilmesi okullarda verilmesi düşünülmelidir. 

12- Pandemi süresince bir sağlık görevlisi ve rehber öğretmenin okulda bulunması sağlanmalıdır.

13- Okul servisi yapan esnafın bu süreçte kazanç elde edemeyeceği için vergi ve sigorta primleriyle aldıkları kredinin faizsiz ertelenmesi sağlanmalıdır.

14- Kamu, özel ayrımı yapmaksızın, 12 yaşından küçük çocukları olan ebeveynlere dönüşümlü olarak eğitim izni hakkı tanınmalıdır. 

 

Her anne baba için çocuğun sorunlarını çözmek onlar için vazgeçilmezdir. Bu görev siyaset kurumuna da düşmektedir. Çocuklarımız için yapmayacağımız hiçbir fedekarlık yoktur. Onlar ne kadar gelişirse Türkiye’de o kadar hızlı kalkınır. Eğitim bir kişinin bir grubun tekeline bırakılacak bir olay değildir .Akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimlee onları yetiştirmeliyiz. CHP olarak biz, belediye başkanlarımızla her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız, önümüze engel çıkarmasınlar.

Merkez ve yerel elbirliği halinde çocuklarımızın, öğretmenlerimizin eğitimde karşılaştıkları bütün sorunları çözebiliriz. Türkiye’nin bu sorunları çözebilecek kapasitesi vardır ama bu kapasite Türkiye’yi yönetenlerde yoktur. Eğitimin ne olduğunu, önemini bilmiyorlar.

Benim istediğim gibi öğrenci yetişecek diyorlar. Senin istediğin gibi değil, eğitimin evrensel değerleri var, ulusal değerleri var. Eğitimin özü bu değerleri birleştirmektir. Bunu yaptığımız takdirde eğitim çağdaş olur. O zaman çocuk daha nitelikli ve kaliteli olur. Çocuk soru soramıyorsa eğitim eğitim değildir. Ufku dar öğrenci olmaz. Dünyayı sorgulaması lazım. Neyin nasıl olduğunu sorgulaması lazım ve bunun nasıl olduğunu öğrenmesi lazım. O zaman eğitim eğitim olur.