Mitingde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da kendisine eşlik etti.
Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "14 Mayıs, siyasi darbe girişimidir" açıklamasını hatırlatarak, "Diyorlar ki -gideceklerini biliyorlar- efendim 14 Mayıs’ta Millet İttifakı kazanırsa bu bir darbeymiş. Akla ziyan. Akla ziyan gerçekten. Ya seçim tarihini belirleyen siz, Meclis’i fesheden siz, vatandaşa sandık kurduran siz, kimlerin oy kullanacağını belirleyen siz, e gidinde darbe oluyor. Darbe değil demokrasi, demokrasi. Sandıktan demokrasi çıkacak" şeklinde konuştu.
“KURTARMA BERABER OLACAK”
Ordu, merhaba. İyi misiniz? Değişime hazır mısınız? Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırmak için hazır mıyız? Söz mü? Söz mü? (Yurttaşlar söz karşılığını verdi) Ben de siz veriyorum; hayatımın son anına kadar, Türkiye Cumhuriyeti devletini çağdaş uygarlığa ulaştırmak için çalışacağım, çalışacağım, çalışacağım. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye’yi, onun düşlediği güzel, iyi çağdaş uygarlığa hep birlikte ulaştıracağız ve bunun mücadelesini vereceğiz. Kurtarma beraber olacak; birlik, kol kola, el ele.
“ALIN TERİNDEN YANA, EMEK HARCAYANDAN YANA OY KULLANACAĞIZ”
Gençler, önce size sesleneyim. Önümüzdeki süreç içinde Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençler; bütün umudum, bu ülkenin geleceği size bağlı. Beraber, birlikte gideceğiz sandığa ve oyunumuzu kullanacağız. Söz mü? Söz mü? Söz mü? Demokrasiden yana, alın terinden yana oy kullanacağız. Türkiye için oy kullanacağız. Evlatlarımız, torunlarımız için oy kullanacağız. Bir otoriter yönetimi değiştireceğiz, söz mü? Söz mü? Söz mü? (Yurttaşlar söz yanıtın verdi.) Alın terinden yana, emek harcayandan yana oy kullanacağız.
“KENDİ ÜLKESİNDEN HABERİ YOK”
Bu bölgenin, Karadeniz’in iki temele ürünü var. Çay ve fındık. Dolayısıyla temel geçim kaynağı bunlar. Bu konuda çalışan fındık üreticisi, çay üreticisi, alınlarının terinin karşılığını almak zorundalar, emeklerinin karşılığını almak zorundalar. Bunlar, tarımı düzeltmek için Güney Amerika’ya gidiyorlar, Güney Amerika’da geziyorlar. ‘Aman burada tarım ne kadar iyi’ diyorlar. Daha çalışkan insan, bizim ülkemizde. Kendi ülkesinden haberi yok. Oraya gidiyor. Söz verdim; alın teri dökenin, emeğinin karşılığını son kuruşuna kadar vereceğim.