Kılıçdaroğlu: Polisler üzerine oyunlar oynanıyor

Kılıçdaroğlu: Polisler üzerine oyunlar oynanıyor

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Polis teşkilatının 173. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Kılıçdaroğlu, "Polis teşkilatı üzerinde son zamanlarda oyunlar oynanıyor" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Polis teşkilatının 173. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Kılıçdaroğlu, "Polis teşkilatı üzerinde son zamanlarda oyunlar oynanıyor" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin güçlenmesi için çabalayan tüm büyüklerimize rahmet diliyoruz. Hangi partiden olursa olsun, CHP'den selam gönderiyoruz. Siyasi partilerin temel görevi sorun yaratmak eğil, var olan sorunları çözmektir. Bu çerçvede hareket edersek sorunlardan da, kavgadan da kurtuluruz. Şimdi Çınardere'den gelen arkadaşlar orada 50 yıldır oturuyorlar. Kiminin tapu tahsisi var kiminin tapusu ama 50 yıldır oradalar. Orası oralar için vatanın ayrılmaz bir parçasıdır. 460 aile var benzer aile var. Sizin yakınınızda Kartal'da da aynısı vardı, biz halletik. Sözüm söz, Pendik'i bize verin tapunuzu alacaksınız. Pendik, karar vermiş burası gezilecek yer, ev yapılmaz. Neden yapılmasın, Kartal'da yapılıyor. Haklarınızı sonuna kadar savunacağız, sözümüz söz. Aynı sorun, Beykoz, Tokatköy, İncirköy, Sancaktepe'de de var. Söz herkesi ev sahibi yapacağız, tapusunu vereceğiz. Vatandaşın derdi varsa, sorunu varsa çözeceksiniz. Ankara'daki beylerin siyaset anlayışında bu yok. Vatandaşın vergisini nasıl cebime dodururum bunun derdi var." dedi.

301 gündr Enis Berberoğlu içeride diyen Kılıçdaroğlu, "Önce casus dediler, müebbete hapis ettiler. 25 yıla düşürdüler, olmaz dediler. Sonra 5 yıla düşürdüler. Hakim arkadaşlara soruyorum. Ne yapıyorsunuz siz? AYM'ye sesleniyorum. Sizden nasıl olursa olsun bir karar bekliyoruz. Adaletsizliği büyütüyorsunuz. Enis Berberoğlu suçludur diyorsanız kararınızı verin, adalet arayalım, önümüze set çekiyorsunuz. Hem adaletin önünü tıkıyorsunuz, hem yargının önünü tıkıyorsunuz. 301 gündür bekliyoruz. Neden içeride? Milletvekilleri için de aynısını söylüyorum. Onların adı var, gelir Meclis'te konuşurlar. Onlar milletin vekili. 20 Temmuz darbesi oldu. Yargı korkuyor darbecilerden, üniversite hocası korkuyor. Korkmayan kim, biz korkmuyoruz. Demokrasiyi getireceğiz. Oy verip vermemesi önemli değil, mağdurun yanında olacağız. Zalimin karşısında ses çıkarmamazlık yapmayacağız. Mağduriyetin giderilmesi için üstüne gideceğiz." ifadelerini kullandı.

Türk Polis Teşkilatı'nın 173. yılını kutlayan Kılıçdaroğlu, " Yaklaşık 200 yıldır bir kurum varsa, bu kurumda liyakat olması lazım. Sağlıklı yönetilmesi lazım. Bu kurumda görev yapan tüm arkadaşların uygar bir teşkilatta görev yapıyorum, kimse yasadışı talimat vermiyor diyerek çalışması lazım. Şu soruyu soralım; polisler hayatımızın hangi aşamasında var. Kimimizin damadı, gelini, babasıdır. Her ailede yakın veya uzakta bir akrabalık vardır. Polis arkadaşlarımız zaten bizim hayatımızın bir parçasıdır. Polis verilen emirleri yerine getirirken şevkatli olmalıdır. diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Polis teşkilatında 200 yıldır liyakat sistemi oturdu mu? Bizce oturmadı. Polis teşkilatını A'dan Z'ye kadar teslim eden kim? Bir numaralı adamı söyledim, sarayda oturan zat. Siyasi ayak odur. Delilleri toplayan bütün polisler içeri atıldı. Yaklaşık 200 yıllık bir kurum, terör örgütü tarafından siyasi iktdar tarafından ele geçiriliyor. Polisin maaşını kim öder. Polis hükümetin değil, devletin polisidir. Hükümetten aldığı konusu suç olan emirleri yerine getirmez. Madde suçluları ortaya çıkaracaksın diyor. Vatandaş vergisini öder polis maaşını alır, polis hükümetin değil devletin polisidir. Polise sıkılan her kurşun millete sıkılmıştır. Polis hükümetin polisi olursa baskı aracı olur. Polis hükümetin değil halkın polisidir. Öyle bakmak lazım. Polisi hükümetin polisi olmak noktasında eğitirseniz halktan koparsınız. Hükümetin polisi olunursa polis saygınlığını kaybetmiş olur. 1934'teki yasa açık ve net şekilde polis devletin polisi olmak zorundadır diyor. Emredici bir hüküm getirilmiş durumda. 173 yıllık bir teşkilat geleneklerini, örfünü adetlerini güçlendirdi mi maalesef hayır. Polisi daha özerk bir yapıya getirmeye hepimizin ihtiyacı var. Siyasetten uzak tutmamız lazım. Siyasete bulaşırsa adaleti kaybederiz. 75 saat mesai yapan polis var. Evine gidemeyen polis var. Yine polis teşkilatının bir diğer sorunu, çalışırken aldığı ile emekliyken aldığı arasında yüzde yüz fark var. düne kadar 5 bin ile geçinirken hayat standartınız yarı yarıya düşüyor. Polis emeğinin karşılığını alsın. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz. Şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Polisten bazı yetkilerin alındığını görüyoruz. Yetkileri göç idaresine verdik. Göç idaresi terörü ne bilecek ya. İkamet tezkerelerinin kime verildiğini polis dahil bilmiyor. Siz bazı terör örgütü militanlarını korumak mı istiyorsunuz? Yabancı göçlerle ilgili bilgiler polis teşkilatına verilmiyor. Biz dillendiriyoruz, ülkemizi seviyoruz. İnsanımızın huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Polis teşkilatı üzerinde son zamanlarda oyunlar oynanıyor. neden, hala güvenilmiyor. Polisten korkuyorsun, askerden korkuyorsun. Laf aramızda söylemeyin, en çok da benden korkuyor. Yer gök polis dolu, kardeşim bu polislerin dünya kadar işi var. Havada da helikopterle koruyorlar. Havadan biri ateş mi edecektir acaba" dedi.

Roman vatandaşlarımızla buluştuk diyen Kılıçdaroğlu, "Roman kardeşlerime açık söylüyorum; kimliğiniz, inancınız ne olursa olsun, insan Allah'ın yarattığı varlıktır dedik, başımızın üstünde yeriniz var. Romanlar gününüz kutlu olsun. Bir çalışma oldu, ve Romanların 5 sorunu olduğunu tespit ettik. 12 yıllık bir eğitim getirirseniz, servis, kalem, kitap ücretsiz olursa hiçbir romanın çocuğu okulu bırakmaz. Kitap, defter, kalem alamıyor okulu bırakıyor. Sadece Romanlar değil, tüm fakir aileler aynı durumda. Kitabı veriyorsun, defteri, kalemi, silgiyi, servisi, öğle yemeğini niye vermiyorsun. Romanlara kucak açan, sorunlarını çözen tek parti CHP'dir. Çünkü CHP Atatürk'ün partisidir. Romanlar günlük yaşıyorlar diyorlar. Sen 5-6 bin lira verdin de Romanlar mı günlük yaşadı. Onlara aile sigortasını anlattım. Hiçbir Roman annesi dilenmeyecek. Aile sigortasına alacağız, herkesin parasını vereceğiz. İnsan gibi yaşayacak, evinde oturabilecek." dedi.

Osmangazi Üniversitesi'ndeki katliama değinen Kılıçdaroğlu, "Bir akademisyen, hayatını bizim çocuklarımıza vermiş bir kişi, 4 akademisyeni katletti. Bu noktaya nereden geldik? Nasıl oldu da bir üniversitede katliam oluyor? AK Parti'den bir zat vatandaşları, muhtarları, bakkalları muhbirliğe zorladı. Bu katliamı yapanda her kızdığını FETÖ'cü diye suçlamış. Cadı avı başladı. Hapishaneler doldu taştı. Aile boyu suçlamalar yapıldı. Bu ortam hazırlandı. Ölen kişinin kanları bu muhbirliğe vatandaşı zorlayan zatın yakasındadır." şeklinde konuştu.

Şeker Mitingi'ni değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Asla oraya bir parti bayrağı ile gitmeyeceğiz dedik. Şeker vatandır, vatan satılmaz dedik. Her vatandaş yılda 35 kilo şeker tüketiyor. Bir kişi hariç. Saraydaki zat bal ve badem ile besleniyor. Sen badem sütünü nerede kullanıyorsun diyorum, tık yok. Kılıçdaroğlu diyince dili kapı gibi maşallah. Bir yıl petrol kullanmazsanız ölmezsiniz, ama bir yıl şeker kullanmazsanız ölürsünüz. Kardeşim şeker üret, Ortadoğu'ya sat. İngiliz, Fransız satana kadar sen sat. 15 yılda bir şeker fabrikası açmamış. Atatürk, İnönü, Menderes, Ecevit, Erbakan, Özal kurmuş ama bir kişi kurmamış. Onlar kurmuş ben satacağım diyor. İntikam alacağım diyor, kimden Demirel'den, Erbakan'dan, Ecevit'ten. Sana o fabrikaları kapattırmayacağız diyoruz. Binlerce kişi çalışıyor, hayvanlara posası kullanılıyor, hayvancılığı öldürdüler. Dünyanın en pahalı yemini veriyorsun. Artık yem de bulunmuyor, saman ithal ediyorsun. Ormandan 3 kat daha fazla oksijen üretiyor şeker pancarları. Yok etmek için adeta yemin etmişsiniz. Tüm araçlarıyla üstümüze geliyorlar. TV, gazete, radyoyla üstümüze geliyorlar. Siz kimsiniz, biz kimiz. Biz Kuvayi Milliye'ciyiz. Biz kendi vatanımızı koruruz. Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye, 7 ülke arasından çıktı. Erzurumluya, Yozgatlıya sesleniyorum. Oy verdin, her sene nüfusun azalıyor. Herkes büyük şehirlere gidiyor ekmek bulabilir miyim diye. Yakayı tefeciye kaptırdılar. 150 milyar dolar faiz ödediler. Dilin kapı kadar uzun desene 150 milyar dolar faiz ödemedik diye. Hiç kimse günaha, harama ortak olmasın. Düne kadar bağırıyorlardı faizler çok yüksek, KHK ile düşmezmiş. Talimat ver o zaman. Zirat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası emrinde. 700 milyon doları verecekler o TV'ler, gazeteler, CHP'ye kapalı olacak. 7/24 konuş, millet senden bıktı ya. Koltuk ittifakı kurdular, biz şeker ittifakı kurduk. Çorum'dan sordum beyefendiye, sevgili Erdoğan, Türkiye Sudan'da tarım arazisi kiraladı. TRT Haber yayınladı. Tık yok. Çiftçiye sesleniyorum, Sudan'daki vatandaşı destekliyor, seni köstekliyor. Sandıkta hesabını sormak senin namus borcun, namus."dedi.

İlgili Haberler