CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Kocaeli’de Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, “Bu topraklarda yapılan ilk seçim bir muhtarlık seçimidir. Geçen zaman içinde muhtarlara gereken önem gösterilmemiştir” dedi. Muhtarların kendilerine ait kanunlarının olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, muhtarların; Belediye Meclisi toplantılarında da mahalleleriyle ilgili söz alma ve karar verme yetkisinin olması gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, muhtarların yardımcı personelinin ve bütçesinin olması gerektiğini de belirtti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Muhtarlar için özel bağımsız bir kanun yok. Neden yok? Seçimle geldiniz… Sizin de birleşik oy pusulanızın olması lazım. Milletvekillerinin var da sizin niçin yok? Bu talebin sizden gelmesi lazım. Belediye Meclisi’nde mahalleyle ilgili karar alınıyor, sizin haberiniz yok. Muhtar o toplantıya katılmalı, elini kaldırmalı, karar almalı. Tek başınasınız.
Dedim ki her muhtara bir yardımcı personel vereceğiz. Kıyamet koptu, ‘Muhtarlara da özel kalem müdürü verilir mi?’ diye. Neden verilmesin, bölgeyi, halkı temsil ediyor. Muhtarın geldiği seçim, milletvekili seçiminden daha ahlaki, daha adil. Siz bir parti ile seçime girmiyorsunuz, kendi adınızla, mahallenin güveniyle seçiliyorsunuz. Pek çok yerde belediye başkanlarımız muhtarlara yardımcı personel veriyor. Aslolan bağımsız birinin orada olmasıdır. Belediye başkanı eleman verirse onu eleştiremez. Bağımsız bir kişinin kamu görevlisi olarak muhtarın yardımcısı olması lazım.
Sizin bütçeniz var mı, yok. Fakir bir aile çocuğu üniversite sınavını kazandı, gidecek yol parası yok. En rahat kime ulaşır, muhtara. Bulunduğunuz mahallede emlak vergisi toplanıyor mu, toplanıyor. Gelen paranın yüzde biri muhtarlara gitse ne olur? Bunların tamamını gerçekleştireceğim. Sosyal yardımlar yapılır, bir mahallede kimin fakir kimin varlıklı olduğunu en iyi muhtar bilir. Muhtardan görüş alınmalı veya muhtar aracılığıyla yapılmalı.
Öyle muhtarlıklar biliyorum ki, kirada oturuyor. Niye bir muhtarlık evi olmasın? Çünkü siyaset kurumu size gerekli önemi vermiyor. Hatta bir ara ‘muhtarları kaldıralım’ dediler. Bütün bunları içeren bir düzenleme yaptık, taslağı hazırladık, muhtarların oluşturduğu birliklere gönderdik. Bu kanun teklifini TBMM’ye verdik. Arzu edenler, Kocaeli milletvekillerinden isteyebilirler kanun teklifini.”
Kılıçdaroğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:
“HER ŞEYDEN ÖNCE DEMOKRASİYE İHTİYAÇ VAR
Ülkede her şeyden önce demokrasiye ihtiyaç var. Demokrasinin olmadığı hiçbir ülke büyümemiştir. Nerede demokrasi varsa orada büyüme olmuştur. Düşünce özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur. Farklı düşündü diye hapse atarsanız, Türkiye’yi büyütemezsiniz. Sanayici ‘önümü göremiyorum’ diyor. Bu ortamın olması kaygı duyması, demokrasinin olmaması. Türkiye’nin üretmesi lazım. 19 yıl önce saman, et, nohut, canlı hayvan mı ithal ederdik? Şimdi her şeyi ithal ediyoruz.
BİR PARTİ, DEVLET OLAMAZ
Bir parti, devlet olmaz. Bir parti, vatandaşın oyu ile belli bir süre devleti yönetir. Liyakatlı insanları yok ederseniz devlet devlet olmaktan çıkar. Devlet, hukuk içinde çalışmazsa organize suç örgütüne dönüşebilir. En fazla beş yıl içinde Türkiye’nin çözülemeyecek bir sorunu yoktur. En fazla 6 ay içinde Türkiye’de herkes rahat bir nefes alabilir. Yeni bir açılıma, yeni güzel bir Türkiye’ye birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Egemen güçlerin gölgesinde değil bayrağımızın gölgesinde yaşamak istiyoruz.
BİZİM DE EKSİĞİMİZ, YANLIŞIMIZ VARDI
CHP Genel Başkanı olarak özeleştiri yapıyorum. Bizim de eksiğimiz, kusurumuz, yanlışımız vardı. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Açık ve net şunu ifade edeyim. Son 10 yılda en büyük değişim yaşayan parti CHP''dir. Hiç kimsenin sahip çıkmadığı kesimlere sahip çıktık.
GARİBANIN ÇOCUĞU İŞSİZ, ENSESİ KALIN OLAN BEŞ YERDEN MAAŞ ALIYOR
Garibanların çocukları işsiz. Ensesi kalın olanın zaten işi gücü var, dört beş yerden maaş alıyor, adamını bulmuş. Fakir çocuğunu görmezden geliyorlar. 10 milyon işsizimiz var. Aynı nüfus ve toprak büyüklüğüne sahip Almanya, dışarıdan işçi transfer ediyor. Bir insan fakir olabilir. Bir insanın fakir olmasının derdini taşıyacak olan siyasetçidir. Neden sosyal devlet diyoruz. Sosyal devlet fakirin fukaranın yanındaki devlet demektir. Elinde sopa olan değil, herkesi kucaklayandır devlet. Biz böyle bir devleti savunmak istiyoruz. Fakirin onuruyla oynamaya kimin hakkı var? Onun yoksulluğunu teşhir etmek doğru mudur? Ankara’da yeni bir uygulama yaptık. Herkese ‘Başkent Kart’ verilecek. Pos makinası fakirin kartını çektiği zaman ona düşük fiyat gelecek. Kimse bilmeyecek onun fakir olduğunu.
FAKİR AİLELERİN ÇOCUKLARININ EBA’DAN EĞİTİM ALMA ŞANSI YOK MU?
21. yüzyılda Kocaeli gibi bir yerde elektrik kesintileri var, internet yetersizliği var. Fakir ailelerin çocuklarının EBA’dan eğitim alma şansı yok mu? ‘Para yok’ deseler inanmayın, para var. Rahmetli Turgut Özal’ın en büyük yatırımlarından birisi Türk Telekom’u kurmak oldu. İletişim, Avrupa standartlarının üzerine çıktı. Türk Telekom’u 6 milyon dolara Hariri ailesine verdik. Türk Telekom’u aldı ve kullanmaya başladı; arsalarını, arazilerini, bakır kablolarını sattı. Sıra para ödemeye gelince ‘ben almıyorum, sizin olsun’ dedi. Yük, bankaların sırtında kaldı. Türk Telekom’un internet altyapısını güçlendirecekti, yapmadı. Niye yapsın, vurgunu vurmuş. Kar, kar da gitti.
KIRIKKALE AYAKTA
Esnaf perişan oldu, bir dilim ekmeğe muhtaç ettik. Özal, esnaf için ‘Devletin orta direği’ derdi. Esnaf devlete yük olmaz, yanında eleman çalıştırır. Esnafı duman ettik. Yardım edeceğiz diye ağzına bir parmak bal çalıyorlar. Beşli çeteye para veriyorlar. Bu adalet mi? Her şeyi sattılar, ordunun Tank Palet Fabrikası dahil Cumhuriyet’in kurduğu bütün fabrikaları sattılar. Bedava verdiler, bir dolar bile almadılar. Kırıkkale’de Makine Kimya Kurumu’nu satmaya çalışıyorlar. Kırıkkale’yi Kırıkkale yapan orasıdır. Kırıkkale ayakta. İşçiler ayakta. Biz onların hakkını arıyoruz ama sizin de göreviniz var. Mademki vatanseverlik, herkesin hakkına ve hukukuna sahip çıkmak zorundayız.
GENÇLİĞİMDE KOCAELİ MERKEZDEN DENİZE GİRİYORDUM
Kocaeli çevre kirliliği açısından son derce hassas bir bölge. Ya bütün dünya çevre konusunda duyarlı. Kirlilik konusunda hangi adımı attılar? Kocaeli Üniversitesi’nden bir hoca buradaki hava kirliliği üzerine bir rapor hazırladı, adamı üniversiteden attılar ya. Müsilaj niçin çıktı? Ergene nehri simsiyah ya. Kaynağında bembeyaz, denize aktığı yerde simsiyah. Denizde oksijen bitti ve müsilaj çıktı. Yıllardır söylüyor bu işin uzmanları ‘Marmara’yı öldüreceksiniz’ diye. 104 balık türü vardı, öldürdük. Gençliğimde Kocaeli merkezden denize giriyordum.
SİYASET CEBİ DOLDURMA DEĞİL, VATANDAŞIN SORUNUNU ÇÖZMEDİR
Kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır. Bizde yasak ama yapılıyor. İnanç siyasetin konusu değildir. Herkesin inancını benim başımın üstüne. Kimliği, inancı dolayısıyla bir kişi ötekileştirilirse ona karşı çıkacağız. Bizim de eksiğimiz, kusurumuz, yanlışımız vardı, bunları düzeltmeye çalışıyorum. Hiç kimsenin sahip çıkmadığı kesimlere sahip çıktık. Siyaset cebi doldurma değil, vatandaşın sorununu çözmedir. Siyaset yapacak insanların halka hesap vermesi lazım. Vatandaş vergisini öder hükümet o vergiyi harcar, hükümet bunun hesabını verir.
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE TEKNOLOJİ LİSELERİ KURACAĞIZ
Organize Sanayi Bölgelerinde Teknoloji Liseleri kuracağız. En az 6 yıl olacak. Yatılı olacak. Üçüncü sınıftan itibaren stajını yapacak. Mezun olduğunda işi hazır olacak. İş garantili eğitim. Üniversiteye gitmek isterse artı puanla gidecek, bu liseler cazip hale gelecek. Hangi sanayiciyle konuşsam nitelikli eleman eksiğimiz var diyor.”