Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Berat Albayrak çıkışı: Veziri verip şahı kurtaramazsınız

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Berat Albayrak çıkışı: Veziri verip şahı kurtaramazsınız

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu, Berat Albayrak'ın istifasına ilişkin, "Erdoğan, damadı feda ederek bundan kaçamazsınız. Daha önce de söyledim veziri verip şahı kurtaramazsınız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasına Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 82’nci yılında anarak başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Büyük bir liderin, bir devlet adamının, düşmanının bile saygı duyduğu büyük bir insanı ebediyete uğurlayışımızın 82. Yılı. Büyük ön görüsüyle, dünya görüşüyle, ender görülen devlet adamlarından biri… Verdiği mücadele ile bütün mazlum ülkelere örnek olan bir devlet adamı… Feleğin çemberinden geçmek diye bir deyim vardır. İster Libya çöllerinde ister Dumlupınar’da, feleğin çemberinden geçen biri.

"BİZİM YAPMAMIZ GEREKEN ATATÜRK'ÜN MİRASINI YÜKSELTMEKTİR"

Sadece biz değil bütün dünya O’nu unutmayacak. O, ülkesini düşman işgalinden kurtardı. O, milli mücadeleyi sadece kendisi için değil, bütün mazlum ülkeler için yaptı. Meclis’in duvarında da yazar “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diye. Çünkü O, halkına inanılmaz saygı duyan birisidir. TBMM’nin açılışı, halka duyduğu güven tarihin altın harflerle yazdığı anlardan biridir.

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Devasa Osmanlı İmparatorluğu batarken kendi parasını basacak milli bankası yoktu. Evet, 7 kıtada söz sahibi olan imparatorluğun para basacak bankası yoktu. Milli bankayı O kurdu: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası.

Büyük bir sanayi atılımı yaptı, sanayi devrimini yakalamaya çalıştı ama bunu ben bilirim ben yaparım diyerek yapmadı. İzmir İktisat Kongresi’ni topladı, bilgili olanları topladı. Diyun-u Umimiye’de çalışan memur sayısı, Osmanlı’nın Maliye Bakanlığı’nda çalışan memur sayısından daha fazlaydı.

Çocuklarımıza nasıl bir başarı kazandığımızı anlatmamız lazım. O, Hatay’ı kazandırdı bize. Bizim yapmamız gereken O’nun mirasını yükseltmektir.

Biz, ikinci yüzyıla Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırarak girmemiz lazım. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi, 82. Yılda daha da önem kazanıyor. Ulu Öner Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü şükranla ve rahmetle anıyoruz."

"AZERBAYCAN TOPRAKLARI İÇİN SON ÇARE OLARAK SAVAŞTI"

Acı olaylar var ama acı olmasına karşın bizi sevindiren olaylar da var. Müyesser Yıldız 155 gün sonra özgürlüğüne kavuştu. O’nu hapse atan aslında yargı değil, devletin içindeki bazı organizasyonlar. Seni içeri atalım da bakalım yine yazabiliyor musun diye göz dağı vermeye çalışıyorlar. Ama yılmayacağını biliyoruz.

Azerbaycan’ın işgal altında toprakları vardı. İşgal son bulsun istediler ama olmadı. Onlar da son çare olarak savaştılar. Sayın Aliyev aslında çok sıcak bir mesaj verdi. Biz Ermenilere değil Ermenistan yönetimine karşıyız dedi. Umarım Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki gerginlikler son bulur, daha sıcak dostluklar başlar. Umarım bir barış süreci gerçekleşmiş olur.

"ZEKERİYA ÖZ GİBİ SAVCILAR ANADOLU'DA DA VARMIŞ"

Her siyasi parti kendi düşüncelerini açıklar sonra da onları broşür ya da kitap çıkarır. Ben sanıyordum ki Zekeriya Öz gibi savcılar sadece İstanbul’da var ama Anadolu’da da varmış. Bizim kitaplarımızı toplatmışlar.

Bir kişi 4 yerden maaş alır mı? Her biri de 15-20 bin lira. Biz bunu eleştirmeyecek miyiz? Bunu eleştirirseniz Cumhurbaşkanlığı’na hakaret sayılır dediler. Bunlar devleti arpalığa çevirmedi mi, çevirdiler. Senin gücün yetmez sayın hakim. Senin gibiler, açık söylüyorum, sarayın satılmış insanlarıdır.

5-6 yerden maaş alacaksın, sonra biz eleştirince Cumhurbaşkanlığı’na hakaret. Devleti arpalığa çeviren Erdoğan’dır. Rüşvet alanları büyükelçi yapan, birden fazla yerde maaş alınmasını önünü açan Erdoğan’dır.

Anadolu’da aslında çok ciddi olaylar yaşanıyor. İktidarın bundan haberi var mı hiç yok. Diyarbakır il başkanımız aradı dedi ki 16-28 yaş arasında çok sayıda genç intihar ediyor.

Bunu incelemeliyiz dedi. İntihar edenlerin tamamının ekonomik ve sosyal sorunları vardı. Bu aileler düğünde takılan altınları satarak geçiniyoruz diyorlar.

Ben Ak Parti’ye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyorum: Sizin bu tabloya içiniz siniyor mu? Bir aile diyor ki, bir evde oturuyoruz, eve para vermiyoruz, açız, sefiliz, kimse bize yemek vermiyor.

Evin çocuğu bunu içine sindiremiyor ve intihar ediyor. Bu tablo, hepimizin dikkatini çekmesi gereken bir tablo.

"BERAT ALBAYRAK'I EN ÇOK ELEŞTİRENLERDEN BİRİ BENİM"

Ülke yönetimi ciddiyet ister. Halk, sizi ülke yönetimiyle görevlendirmişse, siz bakanlarınızı kim hangi işi daha iyi yapabilir düşüncesiyle atarsınız. Bu, benim yakınım diye atama yapmazsınız.

Berat Albayrak’ı en çok eleştirenlerden biri de benim. Hazine ve Maliye’den sorumlu. Hazine tam takır hatta ekside. Ama pembe tablolarla sunuş yapıyor. Sadece bizim değil onların da gerçekleri bilerek önlem almaları gerekiyordu. Biz sorunla birlikte çözümü de getirerek yeni bir dönem başlattık.

Ekonomik kriz var. Daha 2018’in Ağustos’unda 13 madde ile sıraladık. Bu 13 madde ile ilgili üzerimize düşen görev varsa yapmaya hazırız dedik. Sorumlu bir muhalefet anlayışıyla bunu yaptık. Sonra bildiklerini okudular. Ekonomik buhranın içinde bulduk kendimizi.

Yüz binler çöp konteynerlerinden beslenmeye başladılar. Buhranı nasıl aşabiliriz diye sorunlarımızı da anlattık. Şimdi eleştiri yaparken devletin ne olduğunu da bilmeniz lazım. 4-5 yıl süreyle başa geçer ülkeyi yönetirsiniz ama devlet olmazsınız.

Ne zaman bir siyasi parti ben devletim derse o zaman sorun başlar. Biz bu tek adam rejiminin ülke için felaketler yaratacağını söylemiştik ve öyle oldu. Damat, sayın Albayrak istifa etti. Gerçekten istifa etti mi etmedi mi; uzun bir sessizlik. AKP grubunda derin bir sessizlik…

Onlara koşulsuz destek veren MHP Genel Başkanı’nda da büyük bir suskunluk. Medyaya bakıyorsunuz, sosyal medyada yaptığı istifa açıklamasından 17 saat geçtiği halde 1780 tv kanalından sadece 5’i görmüş. Şu memleketin geldiği hale bakar mısınız?

27 saat sonra istifa açıklaması geliyor. Ülke böyle yönetiliyor. Milli Kurtuluş Savaşı’nı vermiş Türkiye Cumhuriyeti işte böyle yönetiliyor. Biz ülkenin demokratik kurallarla yönetilmesini istedik. Eğer bir ülkeyi anonim şirket gibi yönetmeye kalkarsanız sonuç bu olur. Şirketler kâr elde etmek için kurulur. Erdoğan, “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye e öyle yönetilsin istiyorum” dedi.

Her anonim şirketin ordusu mu var, istihbarat örgütleri mi var. Emin olun devlet bu noktaya bu insanlar yüzünden geldi. Kayınpeder-damat kavgaya başlamış, havuz medyası tek kelime edemiyor. Kalemini Saray’a tahsis eden insandan gazeteci mi olur?

Kalemini satacaksın, düşünceni, eleştiri hakkını satacaksın, ortada da gazeteciyim diye gezeceksin. Bunlardan gazeteci olmaz. Görünen tablo gayet açık ve net. Berat beyin istifası kabul edildi. Ülkemize hayırlı olsun. Hangi gerekçelerle istifa etti bilmiyoruz.

Bu işin sorumlusu damat değil Erdoğan. Her şeye o karar veriyor. Eğer bazı gerçekler Erdoğan’dan saklanmış ve sonradan öğreniyorsa o daha büyük felaket. Devletin yönetilmediğini, bir aile şirketine dönüştüğünü hepimizin bilmesi lazım. Devlet yönetimi adalet ve liyakat ister.

Asıl sorumlu devletin başındakidir. Veziri verip şahı kurtaramazsınız. Berat beyin açıklaması da ilginç. At izi, it izine karıştı diyor. Yıllardır kayınpederini övüyordun. Sormak gerekiyor. ne oldu da at izi it izine karıştı? Belki önümüzdeki günlerde Berat bey çıkıp daha detaylı açıklamalar yapar.

"HİÇBİR CHP'Lİ ŞAHSİ ÇIKARIYLA SİYASET YAPMAZ"

Türkiye olarak nasıl ekonomik tabloda olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Daha önce esnaflar için çözüm önerilerimizi sıralamıştık, şimdi de KOBİ’ler var. Türkiye’nin sorunlarını en iyi saptayan ve en iyi çözüm önerilerini sıralayan partinin CHP olduğunu artık herkesin bilmesi lazım.

Çünkü hiçbir CHP’li şahsi çıkarlarıyla siyaset yapmaz. Bütün arkadaşlarım çalıştılar, Ekim ayında büyük bir rapor hazırladılar, ben de hepsini okudum. Çalışmayı yapan arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.

Raporlarda gördüğüm ve üzüldüğüm bir durum var. Bizim çözüm önerilerimizden çok az KOBİ yöneticisinin duyduğunu anladım. Demek ki kendimizi yeterince anlatamamışız. Ankara’dan bir KOBİ yöneticisi, KOBİ’lerin yüzde 20’sinin dövizle borçlu olduğunu söyledi.

Dövizin böyle gitmesi büyük risk. Tekirdağ’da bir sanayici, hammaddeyi dolarla alıp ürünü TL ile sattığını söylüyor.

Gümüşhane’den canına tak eden bir işletmeci, bu firmanın kurumlara olan borçlarını ödesinler, fabrikanın anahtarını hemen teslim edeyim diyor. Bir kişi dişi ve tırnağı ile bir fabrika kurmuş ve onu bu hale getirmişsek bunu oturup düşünmemiz lazım. Ama en çok Gümüşhanelilerin düşünmesi lazım. Sizin oylarınızı çantada keklik gördüler.

Aydın’dan borcu borçla kapatıyoruz, nereye kadar gidecek diye soru geliyor. Manisa’dan 10 dolardan sattığımız malı şimdi 8 dolardan alıyorlar. Pazarı kaybetmemek için mecburen veriyoruz diyor. Enerji maliyetleri de çok yüksek bununla ilgili şikayetler de geliyor.

Krediler hakkaniyetli değil diye şikayetler geliyor. Siirt’ten bir üretici bankalar daha karlı oluyor diye tüketici kredileri veriyorlar, Siirt’te ihracatçı 1 firma kaldı diyor. Kayseri’de mobilya sektörünün en büyük sorunu sünger sıkıntısı. Sünger fiyatları yüzde 300 arttı diyorlar. Cumhurbaşkanı her “Eyy Hollanda, Ey Almanya” dediğinde bizim sorunlarımız 2 katına çıkıyor, o ülkelere mal satmakta zorlanıyoruz diyorlar.

KOBİ’ler, ekonomide istikrar ve güven istiyorlar. “Umutsuzuz yatırım yapmak istiyoruz” diyorlar. Tek adam rejimiyle Türkiye bir devlet krizi yaşıyor. Sorun bir kovid 19 sorunu değil, sorun bir devlet sorunu. Sadece Hakkari’de organize sanayi bölgesi yok.

Onun haricindeki organize sanayi bölgelerinin yöneticileri ve sanayicilerle görüştüler. Yüzde 90’ının bizim önerilerimizden haberi yok. Demek ki biz derdimizi yeterince anlatamamışız.

Bize çok bağıran, dünyayla kavga eden bir adam lazım değil. Bize işinde iyi olan, gerçek anlamda bir devlet adamına ihtiyacımız var.

Devleti yöneten kişilerin ayrımcılık yapmaması lazım. KOBİ’ler için çözüm ne olmalı? Bu çözümler iki boyutlu olmalı. Kısa dönemde KDV sistemi başta revize edilerek şirketlerin devletten tahsil edemediği KDV alacakları acile ödenmeli.

KOBİ’lerin kredi piyasalarındaki değişime karşı direncini arttıracak seçeneklerin geliştirilmesi lazım. KOBİ’ler için banka sigorta vergisi kaldırılmalı.

Katma değeri yüksek ürün üretecekler için özel kredi ve vergi teşviki sağlanmalı. Ancak teşvik kredilerinin yerinde kullanımını denetlenmeli. Asgari ücrete vergi tamamen kaldırılmalı. Kamu ihale sistemi KOBİ’leri teşvik edecek şekilde yeniden düzenlenmeli.

"İHVANCI POLİTİKADAN VAZGEÇİLMELİ"

Devletten alacağı olan üreticilerin alacakları süratle ödenmeli. Bütün OSB’lerde teknoloji liseleri kurulmalıdır. İnovasyon ve dijitalleşme desteklenmelidir. KOBİ’lerin uluslararası pazara erişimi desteklenmelidir. Teşvik sistemi bölgesel ve sektörel farklar gözetilerek yeniden düzenlenmeli. Bilişim altyapısında bölgesel farklar giderilmeli.

Kriz öncesi vergi ve sigortalarını ödeyenler için vergi indirimi teşviki verilmeli. Ödenmeyen banka borçları, protesto edilmiş çek ve senetleri nedeniyle kara listeye düşen kobiler bir kereliğe mahsus affedilmeli ve finansal sistemin içinde olmalı.

Çoğu vatandaş devletin can ve mal güvenliğini koruduğuna inanmıyor. Uzun vadeli çözüm için bu giderilmeli. Devletin kurumları bir kişinin vesayetinden kurtulmalı. Devlet yönetiminde liyakat sistemi süratle yerine getirilmeli. Devlet yönetiminde şeffaflık sağlanmalı. Siyaset kirlilikten arındırılmalı, siyasal ahlak yasası çıkarılmalı. Türkiye, ihvancı dış politikadan süratle vazgeçmeli.