Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu (09 Şubat 2021)

Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu (09 Şubat 2021)

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun gündemine ekonomi vardı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

"Bu memlekette hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düzen sağlayacağız. 26 Ocak’ta şu soruyu sormuştum, 19 yıldır bu ülkeyi yönetenler ne yaptı ki, CHP’ye engel oluyorlar. İkindi öğle yatıyorlar, tek dertleri var Cumhuriyet Halk Partisi… Siz memleket hayrına ne yaptınız da biz karşı çıktın. Kendine ayrı bir dünya kuracaksın ve döneceksin Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştireceksin. Neden? Ak Parti’ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum. Hepimizin bunu düşünmesi gerekiyor. Bu buhrandan çıkışın yolu, buhranı yaratanları iktidardan almaktır.

Şu soruyu da sordum, 19 yıldır bu memleketi yönetiyorlar. Her istediklerini yapıyorlar, 19 yılda bu milletin hangi sorununu çözdüler.

Sen işsizlik sorununu çözdün, tarlalar ekildi, çiftçiye düşük faizli kredi verdin de biz karşı mı çıktık? Biz doğruları söylediğimiz için rahatsız oluyorlar. Niçin doğruları söylüyorsun diye her gün hakarete varan konuşmalar yapıyor.

Muhalefeti de biz kuracağız diyor. Kılıçdaroğlu’ndan kurtaracağız diyor. Kurtarmanın yolu çok basit. Gelirsin televizyonda otururuz konuşuruz. Millet de dinler kim haklı kim haksız. İstediğin bu değil mi ben haksızsam zaten gideceğim gelsene. SGK’yı kim batırdı? Alırsın belgeyi çıkarsın karşıma “Ver cavabını Kılıçdaroğlu” diyeceksin ben cevap veremezsem zaten gideceğim. Çünkü korkuyorsun. Doğruların karşısında korkan insan ülke yönetemez.

Afyonkarahisar ve Uşak’a milletvekilleri gönderdik, bütün il ve ilçeleri gezi esnafları gezdiler. Sadece dinlediler ve elimizdeki çözümleri anlattılar.

Uşak’ta en işlek cadde İsmet Paşa caddesi. O mahallede esnaf dert yanıyor. Bir AKP’li gidip gezemez o dükkanları, Erdoğan da gezmez. Aynı tablo Afyonda’da var. Esnaf diyor ki burada dükkan açmanın bile hava parası vardı. İnsan burada dükkan açmak için yarışırdı. Şimdi o caddede dükkanlar kapalı. Türkiye’nin sorunları bu.

Arkadaşlarımız Polatlı’ya da gittiler. Soğan 60 lira, hayvanlara yediriyorlar şimdi. Sen soğan üreticilerine para verip aldın fakir fukaraya dağıttın da biz karşı mı çıktı. Nevşehir, patates üreticileri mağdur onlar da hayvanlara yem yapıyorlar. Hala 2020 ödenmesi gereken teşvikler ödenmiş değil. Ama tefecilerin ödemelerini geciktirmiyorlar. Kirada olan esnafımız var. Lokanta, kafe ve restoran işleten kişiler var.

Bunlara bir yıl süreyle 7 milyar TL para ödeniyor. Bir avuç kişiye kamu iş birliği ile yapılanlar ödenen para ise bunu kaç katı. Bunlara ödenen para 30 milyar TL bu mudur adalet?

Mahir Ünal... Bir çiftçi ile diyalogunu kendisi anlatıyor. Bizi mahvettiniz. Çiftçiye demiş telefonunu ver. Iphone’si var. Taksiti ne kadar diye soruyor 450 TL. Bunu çok görüyor. Ya hu adam perişan olmuş 450 TL nedir? Sen ne kadar maaş alıyorsun. Sarayda 5 yerden maaş alanlar ne kadar kazanıyor?

7 milyon 200 bin vatandaşımıza ayni yardım yaptı belediyeler. 1 milyon 200 bin vatandaşımıza da para verdiler. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle 30 milyon 500 bin aileye sıcak yemek gönderildi. 70 milyondan fazla maske ve dezenfektasyon dağıtıldı. İşte CHP bu demek; hizmet demek. Onlar 5 maske dağıtamazken CHP’li belediyeler çalıştı.

Arkadaşlarıma söyledim, hiçbir engeli bahane etmeyeceksiniz. Hizmetinizi yapacaksınız. Vatandaş diyecek ki iktidar olduğunuzda ne yapacaksınız. Bütün seçmenlere sesleniyorum iktidar olduğumuzda 4 ayaklı bir strateji izleyeceğiz. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Nasıl sağlayacağız; bunun yolu güçlü bir demokrasiyi inşa etmekten geçiyor. Güçlü bir demokrasi kuvvetler ayrımına dayanmaktadır.

Yasama, yargı ve yürütmeyi birbirinden ayıracaksınız. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez ederse o hakim o genel başkana karşı gebe kalır. O hakim bağımsız değildir. O halde yapılması gereken adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokmamaktır. Ne zaman söyledim ben bunu Yenikapı mitinginde. Ben yerime gidip otururken Erdoğan yerinden kalktı geldi güzel bir konuşma yaptığımı söyledi. Evet konuşma güzeldi.

Medya özgürlüğünü sağlayacağız. Gücü denetlemektir bu halk adına. Yolsuzluğu yazan gazetelere, yasak geliyor ceza geliyor. Bu haberlere erişim engeli geliyor. Yolsuzluk meşrulaştırılıyor biz bunu kaldıracağız. TBMM şu anda vesayet altındadır. Çankırı Milletvekilinin gelip şehrinin sorunlarını Meclis kürsüsünden anlattı mı?

Veya Yozgat, anlattı mı? Hiç anlatamaz neden? Çünkü anlatırsa bir daha milletvekili olamaz. Vesayeti getiren yasal düzenleme 12 Eylül sonrasında geldi. Milletin vekilini millet seçecek genel başkanlar değil. O zaman parlamento vesayet altından kurtulmuş olur.

O zaman vatandaş seçtiği vekilinden hesap soracaktır. Şimdi soramıyor. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Verdiğin soru önergelerine cevap geliyor mu? Bu nasıl bir yönetim anlayışı bunu da değiştireceğiz. Bakanlar Meclisin içinden gelecek bunu da değiştireceğiz. Siyasetten anlamayan bakan mı olur?

Her cümle başında “Sayın Cumhurbaşkanı” diyenden bakan mı olur? Türkiye Büyük Millet Meclisi Varlık Fonunu denetleyemiyor. Ne oluyor burada, neler yapılıyor? Milyarlar denetlenmiyor böyle bir devlet anlayışı olur mu? Yüzde 10 barajını kesinlikle kaldıracağız. Devlet kesinlikle şeffaf olmalı.

Yasama, yargı ve yürütmeyi bir kişiye bağlamak kadar kötü bir şey yok. Köyün birine bir çakmak gelir. Alımlı, güzel. Herkes diyor ki ne kadar güzel. Herkesin ateşe ihtiyacı olduğunda kullanacağız. Bunu muhtara verelim çakmağı kullanan tek kişi olsun. Muhtar seviniyor herkes beni seviyor. Muhtar bir süre sonra önüne geleni yakıyor, tarlayı yakıyor. Sonunda köyde herkes fakirleşiyor. Bir köylü komşu köye gitmiş. Bakmış herkes mutlu. Demiş sizde çakmak yok mu? Var demiş. Köylü var da nasıl herkes mutlu demiş? Biz çakmağı birisine taşını birisine benzini birisine verdik. Biri yapılanı doğru bulmazsa orada ateş yanmaz demiş.

Güç bir kişiye verilmez. Doğanın kanunları da buna örnektir. Hitler, Mussolini, daha kimler kimler nice kanlar dökülmüştür. Demokrasiyi getirdik peki her şey bitti mi? Hayır. Üreten bir Türkiye olmalıyız. Her alanda üretmeliyiz. Üretim iş, aş, huzur demektir. Üretim siyasi ekonomik bağımsızlık demektir. 19 yılın sonunda neden 3 Trakya büyüklüğünde alan neden çiftçilerimiz tarafından ekilmiyor. Çünkü zarar ediyor. Üstelik gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz. Neye bakarsanız bakın yağmur gibi zam yağdı. Elektriğe gelen zam can yakıyor. CHP’nin iktidarında elektrik dağıtım şirketlerine değil vatandaşa hizmet edeceğiz.

Bilgi üreten üniversiteler bir ülkenin en büyük güvencesidir. Ne demek yılan ne demek terörist ellerine sopa mı aldılar. Dozu daha da ileri götürdüler.

15 Temmuz şehit ve gazilerimiz için toplanan paraları bir gün içinde hak sahiplerine iade edeceğiz. Beşiktaş saldırısında hayatını kaybeden polis ve vatandaşlarımız için toplanan para hak sahiplerine verilecek.

Süleyman Şah Türbesini o vatanda toprağına götürmek bayrağımızı orada dalgalandırmak bizim görevimiz olacak. Biz gerçekten kalkınmayı, büyümeyi getireceğiz."