Kılıçdaroğlu: "Belediye başkanının ailesine nasıl baskı yaparsın?"

Kılıçdaroğlu: "Belediye başkanının ailesine nasıl baskı yaparsın?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Aileme kadar varan tehditler var" diyerek görevinden istifa eden Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Belediye başkanının ailesine nasıl baskı yaparsın?" diyerek seslendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz gün "üzerimde baskı ve tehditler var" diyerek hem Balıkesir Belediye Başkanlığı hem de partiden istifa eden Ahmet Edip Uğur ile ilgili konuştu. 

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Belediye başkanının ailesine nasıl baskı yaparsın?" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Zonguldak’ta 170 yıldır kömür çıkarılır. Kömür stratejik üründür. Kömür sayesinde düğünler yapılır, sofralar kurulur, gelir artar, işsizlik önlenir. Kara elmas der zaten Zonguldaklı kömüre. TTK var ve o bölgedeki havzayı işletmekle görevli. Şimdi torba kanun içine bir 58’nci madde yerleştirdiler. Bölecekler, parçalayacaklar, ayrıca ruhsatlandıracaklar, sonra bunları birilerine peşkeş çekecekler. Altını özenle çiziyorum, Zonguldaklı kardeşlerim iyi dinlesinler. Senin derdini, esnafın derdini, çiftçinin derdini tek ama tek anlatan Türkiye’nin gündemine getiren parti CHP’dir, bunu unutma. Yerin metrelerce altında çalışıyorlar, isyan ediyorlar, kömürü elimizden alacaklar diyorlar. Soma gibi yapacaklar diyorlar. Sahip çıkan yok mu? Onurlu dimdik ayakta duran CHP’dir.

Sırf o ocakları kapatmak için 50 numara çektiler. Dışardan kömür ithal ediyorlar. 2001 yılında ithal edilen kömür 8 milyon ton, 2014’te 29 milyon ton kömür ithal ediliyor. Yahu Türkiye’de kömür mü yok? O zaman şu soruyu bütün Zonguldaklılar, maden işçisine destek verecek büyük işçi kardeşlerime söylüyorum. Bu ithalat neden yapılıyor, kimin için yapılıyor? Kim köşeyi dönüyor? Neden elimizin altında kömür varken çıkarmıyoruz?

'NEDEN DOLAR ÜZERİNDEN İHALE YAPIYORSUN?'

 

"Mazot, benzin dolara endeksli. Asgari ücret öyle mi, memurun maaşı öyle mi, hayır. 3. havalimanı ihalesi dolar üzerinden yapıldı, Kuzey Marmara Otoyolu da öyle. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak neden dolar üzerinden ihale yapıyorsun? Çünkü Türk Lirasına güvenmiyorsun. Maliye Bakanı soruyor, 'Bu millet niye dolarla uğraşıyor.' Evde mutfağı dolara endeksli o yüzden.

Mazota ve benzine yeniden zam geldi. Benzin 6 liraya yaklaşıyor, mazot 5 lira olacak. Hala hükümet akaryakıta yapılan zammın nerelere ve nasıl yansıyacağını bilmiyor. En yetkili makamda oturan kişi vatandaşla dalga geçiyor. Bu Maliye Bakanı Naci Ağbal. Şöyle diyor, millet doların seviyesine bakacağına otursun işine gücüne baksın. Millet 6 ay sonra dolar kuru ne olacak, sanki falcılar bunu yaparak ekonomistim diyenlere şaşırıyorum. Sen bu bakanlığı nasıl yapıyorsun asıl ona şaşırmak lazım. Asgari ücret dolara mı endeksli, taşeron işçisinin ücreti dolara mı endeksli. Ama benzin, mazot dolara endeksli. Çiftçi düşünmeyip de ne yapsın? Traktörün mazotu, köprüden geçiş ücreti, doğalgaz, tüpgaz dolara endeksli. Memurun maaşı dolara endeksli değil, işçinin aylığı değil. 3. havalimanı ihalesi dolar üzerinden, Avrasya Tüneli ücreti dolar üzerinden. İhaleyi yapan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, ihaleyi alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Kim yerli, kim milli? Neden dolar üzerinden ihale yaparsın? Sen Türk Lirası'na güvenmiyorsun da onun için. Rüşvet bile bunların döneminde dolarla alındı. Doların yeşiline tapıyor bunlar. Asgari ücreti niye dolara endekslemiyorsun onu da endeksle. Bir ara daireleri bile dolar üzerinden satıyordunuz. Dolardan size ne diyorlar? Bu gerçekleri bütün topluma anlatmak zorundayız.

'PENSİLVANYA'DAN TALİMAT ALAN HAKİMLER, SARAYDAN TALİMAT ALIYORLAR'

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

Düne kadar Pensilvanya’dan talimat alan hakimler, şimdi roller değişti saraydan talimat alıyorlar. Mağdur kim? Bu ülkenin gariban insanları. 20 Temmuz darbesi oldu, OHAL’in ilan edildiği gündür. Neydi amacı? FETÖ ile mücadeleydi. Darbede roller değişti, şimdi geldiğimiz rol nedir? Kim saraya muhalifse, iktidara muhalifse onlar hesap verecek deniyor. FETÖ falan unutuldu, roller değişti.

'AKLINI SARAYA İPOTEK EDEN SAVCI BU GERÇEĞİ GÖREMEZ'

Niçin anlatıyorum? Sözcü gazetesinin, cumhuriyet gazetesinin başına gelenlere bakın. Sözcü gazetesinin sahibiyle ilgili suçlamalar yapıldı. Neymiş, sayın Burak Akbay ile ilgili ‘silahlı terör örgütünü yönetme’ terör örgütü propagandası yapmaktan ötürü 16 ile 30 yıl arasında yargılanıyor. Sözcü gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var? Akılları başlarında falan değil bunların. Aklını saraya ipotek eden savcı bu gerçeği göremez zaten. FETÖ’nün allı şanlı dönemlerinde THY uçaklarında Zaman gazetesi serbestti, Sözcü gazetesi yasaktı.

Sen bunu görmüyor musun sevgili savcı? Sadece Burak Akbay için değil, üç kişi daha. Pes yani, hem içinde değilsin, hem örgüte yardım ediyorsun. Nasıl yardım ediyorlar? Hiç belli değil. Bu iddianameyi arkadaşlar bana verdiklerinde, dedim ki bunu mahkeme reddeder. İçinde delil yok. Bir süre sonra baktık, mahkeme iddianameyi kabul etmiş. Ben bu mahkemeye de hayret ediyorum."

Bakın Burak Akbay’ın FETÖ ilişkisi var mı diye para hareketlerini incelemişler. MASAK bunları incelemiş. Raporu yazıyor, mahkemeye gönderiyor. FETÖ ile hiçbir bağlantısı yok. İspat edemiyorlar, yok zaten. Her kuruşun milyonun kime gittiğini, nasıl olduğunu soruyorlar. Hiçbir şey yok. Hiçbir şey yok ama olsun diyor. Ben seni yiyeceğim arkadaş diyor ve davayı açıyor.

'BELEDİYE BAŞKANININ AİLESİYLE UĞRAŞMAK FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜN GEREĞİDİR'

Seçimle gelmiş Başbakan kulağından tutuyorlar istifa edeceksin diyorlar. Vatandaşın seçtiği belediye başkanları, istifa edeceksin diyorlar bir süre sonra lanet olsun deyip istifa ediyor. 101 belediye başkanını KHK ile görevlerinden aldılar ve yerlerine yeni belediye başkanları tayin ettiler. Şu anda nüfusun yüzde 41'i kendi seçtiği belediye başkanları tarafından yönetilmiyor. Bu darbe dönemlerinde olur. Bir Allah'ın kulu çıkıp belediye başkanlarının istifaya zorlanması hukuki bir süreçtir desin. Etmezsen gereğini yapacağım diyorsun, şantaj ve tehdidin kullanıldığı bir hukuku düzeni var mıdır dünyada. Balıkesir Belediye Başkanı bir basın toplantısı yaptı. Sarayda oturan zata sesleniyorum; bir kişinin ailesini hangi ahlaki gerekçeyle suçlarsın. Sen bir belediye başkanının ailesine her türlü baskıyı nasıl yapıyorsun? Dün parti sözcümüz konuşmuş faşist diktatör deyince çok alınmış. Bir belediye başkanının ailesiyle uğraşmak faşist diktatörlüğün gereğidir.

Kimin raconunu kesiyorsunuz. Aileyi tehdit etmek mafyanın yöntemidir. Devletin makamında oturan mafya yöntemine başvuramaz. O koltuktan ayrılacaksın. Belediye başkanını bıraktın ailesiyle uğraşıyorsun. Her türlü şantajı tehdidi uyguluyorsun. Bu rezaletleri bitirelim diye demokrasinin namusunu koruyalım diye gel erken seçim yapalım dedik. Hodri meydan dedim, Bir daha söylüyorum Erdoğan açıkça milletin önünde hodri meydan diyorum. Benim söylediklerim onun çıkarınadır, hükümetin yararınadır. "

İlgili Haberler