Kıbrıs’ın Bozkurt’u: Kenan Çoygun
Cüneyt Öztürk’ün “Kod Adı: Bozkurt” adlı belge romanı, Türk’ün yakın tarihinin gizli kalmış yanlarını aydınlatıyor. Kıbrıs Türklerinin 1962-1967 yılları arasındaki tarihi. Bozkurt amblemli Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun ve ilk yıllarının tarihi. Roman tadında bir yakın tarih. Mutlaka filme alınması gereken sürükleyici, sürükleyici olduğu kadar duygulandırıcı bir biyografik roman.
En yakın tarihini dahi unutan bir milletiz biz. Kıbrıs’ta çektiklerimizi unuturuz ve Annan planına evet deriz. Çanakkale’yi, İstiklal Savaşı’nı unutur ve evlere ateş düşüren şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarında “Yaşasın Kürdistan” naralarını “barış” çığlıklarıyla karşılarız. Yıllar sonra “Şu Çılgın Türkler” i yazan bir Özakman çıkar ve bize unuttuklarımızı hatırlatır. Şimdi de Cüneyt Öztürk bu eseriyle Kıbrıs Türkünün neler çektiğini ve acılar içinde nasıl kahramanlar çıkardığını bize hatırlatıyor. Her Kıbrıs Türk’ünün evine girmeli ve her Türk çocuğu bu kitabı okumalıdır. Bütün Türk subayları, bütün askerî okul öğrencileri bu eseri okumalı; örnek bir Türk subayı olan General Çoygun’un destani hayatını öğrenmelidir. Vatan topraklarında bugün yaşadığımız ihanetler geçici, kahramanlıklar kalıcıdır. İhanet sahipleri de, yürekleri kaldırmasa dahi bu eseri okumalı ve Ergenekonların, Bozkurtların bitmediğini, asla tükenmeyeceğini kalpleri titreyerek hissetmelidir.
Türk devleti 1958 yılında Kıbrıs’ta gizli bir silahlı örgüt kurmuş ve Kıbrıs Türk’ünün direnişini sağlamıştır. Kıbrıs’ın kahraman evlatları bu örgüt sayesinde Rum’un yok etme planlarına karşı kendilerini korumayı başarabilmişler ve 1974’teki Kıbrıs harekâtına zemin hazırlamışlardır. Bugün bir turizm ve eğitim cenneti hâline gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 1960’larda ve 1970’lerin ilk yarısında çekilen acıların ve acılar içindeki destani kahramanlıkların eseridir. Unutkan genetik kodlarımız yüzünden bu çok yakın tarihi dahi unuttuk; şimdi Cüneyt Öztürk bize gizli bir Bozkurt’un efsaneleşmiş hayatı üzerinden unuttuklarımızı hatırlatıyor. Hatırlatıyor ve bize bir şey daha düşündürtüyor. O gün Kıbrıs için yaptığımızı daha sonra Irak Türkleri için neden yapmadığımızı. Üstelik 1970’lerde bu konuda bir teşebbüs var ve General Çoygun’a Kerkük Türklerini örgütlemesi için teklif gidiyor. Irak Türkleri 1970’lerin başında örgütlense, Türk Mukavemet Teşkilatı gibi bir teşkilat kurulsa idi bugün ne Barzani olurdu ne PYD. Düşünebiliyor musunuz, PKK adlı bir çetenin örgütlediği PYD dahi bugün Suriye’de devlet kuruyor; ülkemizin başını ağrıtıyor ve buna karşı Barzani’den medet umar hâle geliyoruz. Elleri armut toplayanlara lanet.
Yarbay Kenan Çoygun 1962 yılında Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nde idari ataşe olarak görevlendirilmiştir. Kemal Coşkun adıyla. Fakat asıl görevi Türk Mukavemet Teşkilatı’nı canlandırmak, Rum tecavüz ve katliamlarına karşı direnişi örgütlemektir; Kıbrıs’taki unvanı Bayraktar, kod adı Bozkurt’tur. 1962-67 yıllarında KıbrısTürklerini o idare etmiştir, dersek abartmış olmayız. Çünkü ekonomiden sanat faaliyetlerine kadar her şeyin içindedir ve üstelik oradaki Türkler, uzun yıllar boyunca her şeyi düzenleyen Bayraktar’ın aslında kim olduğunu bilmemişlerdir. Rumlardan casuslar kullanacak derecede, Fransızlara sabotajlar yaptıracak derecede büyük bir teşkilatçıdır Bozkurt. Ve açığa çıktıktan sonra da Kıbrıs Türk’ünün kahramanıdır.
Milletler kahramanlarıyla var olur. Çoygun Paşa da efsanevi kahramanlarımızdan biridir. Tanrı’nın rahmeti üzerine olsun Paşam!