Keşke kaybeden sadece onlar olsaydı!
Olacağı buydu... 19. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun değişik yerlerine Güneydoğu’dan göç ettirilen, iskâna tâbi tutulan toplulukların son seçimde ortaya koydukları tercih, açılım sürecinin nasıl bir sosyolojik etki doğurduğunu gösteriyor...
Uzun süredir bu politikanın silahtan daha fazla yaralayacağını, millî birliği sarsacağını iddia edenler ‘küçük düşünmek’ le itham ediliyordu... Açılımı ısrarla savunanlar ve uygulayanlar bunun aslında ‘millî birlik projesi’ olduğunu öne sürüyorlardı...
Yüz yıldır iskâna tâbi tutuldukları yerlerdeki ahaliyle kaynaşan, siyasî eğilimleri genellikle sağ/muhafazakâr olan vatandaşlarımızın bugün yani dört-beş kuşak sonra ne hâle geldiklerini gösteren rakamlara örnekleme yoluyla bir bakalım:
Ankara’nın Haymana ilçesi... HDP’nin son seçimdeki oy oranı yüzde 18.5... 2002’de DEHAP’ın oy oranı yüzde 13’tü... Konya’nın Cihanbeyli ilçesi... 2002 seçimlerinde DEHAP’ın aldığı oy yüzde 32... HDP bu seçimde üzerine 6 puan daha koymuş... Kayseri Sarız’da oylar üçe, Ankara Polatlı’da ikiye katlanmış... Kırşehir genelinde oran olarak yarı yarıya yükselme var...
* * *
Beyaz Türklerle, Nişantaşı’nın memnuniyetsiz sosyetesiyle, radikal solla veya silah baskısıyla açıklanması mümkün olmayan diğer ‘mâkul’ bölgelere bir bakalım:
Meselâ Malatya... 2002’de DEHAP’ın oy oranı yüzde 4 iken bu oran 7 Haziran’da yüzde 8’e fırlıyor... Komşu il Elazığ’da ise oylar yüzde 7’den yüzde 15’e yükseliyor... HDP burada küçük bir oran farkıyla milletvekili çıkaramıyor...
Ya Erzurum? PKK’nın siyasî uzantısı yüzde 9 oy alıyor 2002’de... Bu seçimde HDP’nin aldığı oy yüzde 18 ve artık bir de milletvekilleri var... Siyasî otoritemizin PKK’nın alan hâkimiyetine hürmet gösterdiği ilçelerde durum daha da vahim: Karayazı yüzde 96, Hınıs yüzde 66, Tekman yüzde 91... Horasan’da 9’dan 17’ye çıkılmış...
Erzincan’da sadece yüzde 1 olan oy oranı bugün yüzde 5.5’i gösteriyor... AKP’nin tek başına iktidara geldiği seçimlerde DEHAP’ın Kars’taki oy oranı yüzde 19’du... AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği bugün Kars’ta HDP’nin oy oranı yüzde 44...
* * *
Örnekleri çoğaltmak mümkün... Hemen hemen her yerde benzer sonuçlar var... Buna rağmen açılım projesinin en önemli isimlerinden birisi olan Beşir Atalay’a göre AKP oylarındaki gerilemenin sebebi ‘çözüm sürecinde frene basılması’ymış!..
Dalga geçer gibi değil mi? ‘PKK’yla Kürtlüğü eşitleyen’ kafa bunun siyasî sonucunun ne olacağını, yaşananların nasıl bir sosyolojik dönüşüme yol açacağını hesaplamamış olabilir mi?
Terörle mücadelenin sahadan tek bir karşılığı vardır; o da terörle daha iyi mücadeledir... Silah zoruyla alınan oy, asayişi sağladığınızda elbette geri alınır... Peki terör yoluyla ‘ulus inşası’na yönelmiş bir kalkışmayla el sıkışıldığında ve o terör örgütü, bir topluluğun ‘resmî sözcüsü’ statüsüne yükseltildiğinde nasıl baş edeceksiniz? Millî birliğinizi nasıl koruyacaksınız? Vatandaşlarınızın bir kısmı sizin oluşturduğunuz atmosfer sayesinde kendisini ayrı görmeye ve bu ayrı kimliğin koruyucu teminatı olarak terör örgütünü benimsemeye başlamışsa hangi mazerete sığınacaksınız?
Bugün gelinen aşama asla sürpriz sayılamaz... HDP’deki aşamayı sadece kızgın ulusalcılarla, Marksist dayanışmayla, Nişantaşı ahalisiyle açıklamak gerçeğin üstüne şal çekmektir... Bu siyasî iktidar eliyle takviye edilmiş ‘ayrı ulus inşa projesi’dir ve sonuçları skor tabelasına acı acı yansımaktadır...
PKK’nın ‘isyan potansiyeli’ne göre önünde eğilenler, kendini ayrı hisseden insanlara adres göstermiş oldular... “Öcalan Kürtlerin lideridir, Diyarbakır Kürdistan’ın başkentidir, çözüm sürecindeki katkılarından dolayı Sayın Öcalan’a teşekkür edilmelidir” türünden ‘resmî’ ağızlı açıklamalar devleti yönetenlerin günahlarını ifşaya yaramıştır... Belâyı elleriyle devletin üzerine çekenler şimdi ‘sosyolojik’ sonuçların altında eziliyorlar... Keşke kaybeden sadece onlar olsaydı!..