Kerkük’e farklı açıdan bakmak
Türkmen varlığının etkinliğinin artmasından rahatsız ‘ebedi düşmanlar’ Türkiye kâbusu ile bir araya gelmek zorunda kaldılar ve bölgeyi tahrik ediyorlar… Açıkça stres uygulayarak mezhep çatışmasını körüklüyorlar…
Ovaköy sınır kapısının açılma ihtimali ve Basra Körfezi’ni Anadolu’ya bağlayacak ulaşım koridoru (Kuru Kanal Projesi) bu noktaya gelinmesinde en büyük etkenleri oluşturuyor…
Kuru Kanal Projesi; Arap Yarımadası’nın ticaret yolunun Avrupa’ya Anadolu üzerinden bağlanmasını sağlayacak, aynı zamanda Türkiye’nin Asya’ya Basra Körfezi üzerine açılmasına imkân verecek bir proje…
Bu sayede Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz güzergâhına alternatif, ancak daha kısa ve daha ekonomik bir ticaret güzergâhı oluşturulabilecek…
***
İsrail ile karşılıklı elçiler atarsınız, dost ve müttefik ülke seslenişleri yaparsınız… Ama eğer büyük devlet olma iddianız var ise bu projede olduğu gibi İsrail’in de, aynı zamanda her fırsatta her platformda karşınıza çıkan Suud ailesinin de varlığından, üzerinizdeki caydırıcı güçlerinden kurtulmaya çalışmalısınız… Bugün olduğu gibi…
Basra Körfezi’nin kritik noktasında bulunan Katar’ın, bu proje ile Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşım koridoruna rahat erişebileceği muhakkaktır…
Böylece Katar da ABD kontrolündeki Suud baskısını daha az hissedecek, Akdeniz’e Kızıldeniz üzerinden açılma zorunluluğundan kurtulacaktır…
Türkiye, Çin’den başlayarak, Anadolu üzerinden Londra’ya uzanan TransAsia projesinde bir aktarma merkezi oluşturacak ve Ovaköy sınır kapısı üzerinden bu hattın Arap Yarımadası ile bağlantısını kontrol edebilecek bir güce erişebilecektir…
***
Bölgedeki Kürt varlıklar, Ovaköy sınır kapısının açılmasında Türkiye ile birlikte elde edebilecekleri ortak çıkarların farkındadır… Ancak ABD baskısı uzun zamandır bu iradenin kullanmasını engellemektedir…
Türkiye, Londra merkezli Avrupa, Türk Devletleri, Çin ve Arap Yarımadası ile Asya arasında kontrol, aktarım noktasını Anadolu’da var edecek ve bu sayede jeopolitik açıdan asimetrik bir anlayışla etki ve nüfuz alanını büyütebilme imkânına kavuşacaktır…
Ucuz ve bol ham maddenin merkezi Asya’yı, Arap Yarımadası’nın petrolüne ulaştıracak olan da, Anadolu ürünlerini zengin Basra pazarına ulaştıracak olan da bu projedir…
Ne gariptir ki, ABD ve İran, Ovaköy sınır kapısının açılmasına karşı çıkmakta, aynı noktada durmaktadırlar…
***
Irak tarafında en kritik nokta, Ovaköy sınır kapısının hangi etnik grubun etkinlik alanında kalacağı tartışmalarıdır… İşte bugün Kerkük’te yaşananlar, Ovaköy sınır kapısının kontrol sahasının en önemli noktalarından olan Kerkük’ün muhtemelen bir kaosa sürüklenmesi amacından ibarettir... Asıl amaç Kerkük’ün özel statüye kavuşturularak Irak Merkezî Hükûmeti’nin etkinliğini azaltmaya ve bölgedeki Türkmen varlığının nüfuzunu yok etmeye yöneliktir… Amaçlanan kaos yaratılabildiği takdirde, İran ve ABD tarafından ortaklaşa gelecek öneri ise Kerkük’ün özel statüye sahip olması ve Irak Merkezî Hükûmeti’nin Türkiye ile yürüttüğü bu tarihî projenin çöpe atılmasıdır…
Bu yüzden iki ezeli düşman olan İran, Şii temelli hareketlerle agresifleşmekte, ABD ise bölgedeki PKK varlığını harekete geçirmektedir…
Şimdi sağlıklı değerlendirmeye çalışalım: Etnik temeller kadar mezhepsel bakış açısı da bu coğrafyanın yönetim şekillenmelerinde tarih boyunca etkili olmuşken, bugün olup biteni Türkiye seyrediyor mu, yoksa küresel çapta yüzyılın bütün ekonomik, güvenlik ve askerî dengelerini sarsacak kadar iddialı bu projenin gerçekleştirilebilmesi için mi çalışıyor?
ABD ve İran’ın birbirlerinin varlıklarının ve etki alanlarının karşılıklı teyidi olduğunu, her birinin varlığından kaynaklı tehdidin diğerinin oksijen kaynağı anlamına geldiğini ne zaman anlayacağız?
Şii varlıkları salt İran tekelinde bırakmaya daha ne kadar devam edeceğiz? Şii dünyasında söz sahibi olmayan bir Türkiye’nin etki alanına doğru müdahalelerde bulunamayacağını ne zaman anlamalıyız?