Kerkük gündemden düşürülmemeli!
Kim ne derse desin; Kerkük, Türkiye’nin en önemli dış sorunları arasında yer alışını sürdürüyor.
Kısacası; Kerkük’ün hiçbir zaman gündemden düşmemesi daha doğrusu düşürülmemesi gerekiyor.
Kerkük ile ilgili izlenimleri her fırsatta yansıtmak öncelikle medyaya düşüyor.
“Sınırlar Arasında” haber-belgesel programın yapımcısı sevgili arkadaşımız Banu Avar’ın kitaplaştırdığı Kerkük ve Erbil izlenimleri, gerçekleri bir kez daha haykırıyor;
Banu Avar, ABD’nin Kerkük’ü laboratuvar olarak kullandığını belirterek “Onların hedefi Kerkük’ü Türkler’den arındırmak. Bölge tarihinin en elim dönemini yaşıyor” diyor. İşte izlenimlerinden bir kesit:
“Kerkük, Irak petrollerinin büyük bir kısmına sahip bulunuyor.
Meclisler kuruluyor, (Kürt) valiler atanıyor, mahkemeler yapılıyor...
ABD, Kerkük’e girdiği gün nüfus ve tapu daireleri (ABD’nin göz yummasıyla Kürtler tarafından)
yakılmıştı...
Şimdi Kerkük’e yeni bir kimlik biçiliyor.
Ama onlar da kendi içinde parçalanmış. Amerikan yardım kuruluşları kol geziyor, demokrasi komedisi sahneleniyor. Parlamentolarda üst düzey politik savaşlar sürerken, halk da ikiye bölünmüş.
Bir tarafta kolerayla boğuşanlar, öteki tarafta yükselen dev inşaatlar, lüks yaşamlar.
Türkmenlerin yaşam alanları da giderek kısıtlanıyor, Türkçeye ambargolar konuyor, Türkmen okulları
kapatılıyor.
Kerkük üzerine oynanan oyunlara bir de Türkmenlerin kalbi olan Kerkük’ten Türkmen izlerini silmek ekleniyor.
Şimdilerde Saddam’ın sürgün ettiği 11 bin Kürt, bugün Kerkük’e 650 bin olarak geri dönmüştür.
Anlaşılacağı gibi bu rakam göçe tabi tutulan rakam değildir.
Yani birileri Kerkük’ü Kürtleştirme çabası içindedir.
Saddam’ın sürdüğü Türkmenler ise Kerkük ve Musul’a dönememekte korkutulup ya da öldürülüp göçe zorlanmaktadır.”
Kitapta anlatılanlardan da anlaşılacağa üzere, Kerkük’te oynanan oyunların amacının “Türksüz bir Kerkük yaratmak” olduğu, Orta Doğu’da bir İsrail daha yaratılmak istendiği görülüyor.
Dış güçlerin sahip olmak istediği Türkmen şehri Kerkük’te dünyanın en kaliteli ve zengin petrol yatakları olduğu biliniyor.
Bu güçlerin yapmak istediği bir cümleyle özetleniyor: “Kerkük Kürtleşmeli, Türkmenler gitmeli!”
Yıllardır dış güçlerle içli-dışlı olan Kürt grupları, bir Türkmen şehri olan Kerkük’ün, 2003 yılından itibaren ABD ve İngiltere’nin göz yummasıyla bölgedeki Kürtler tarafından demografik yapısı hızlı bir şekilde
değiştiriliyor.
Türkmenleri, Irak’ın siyasi sahnesinden silmek isteyen Kürtler, Türkmenlerin yaşadıkları bölgeleri Kürtleştirmek ve ele geçirmek için tüm güçlerini kullanıyor.
Dış güçlerin hedefi, işbirlikçileri Kürtlere bölgede bir devlet kurmaktır.
Son olarak, bir Türk Bakanı’nı taşıyan uçağın Erbil’e inişine bile izin verilmeyen bölgede, stratejik konumumuzun yok olmaya başladığı artık kendiliğinden ortaya çıkıyor.