Onlarca can alan KKKA hastalığı, erkek kenelerin kısırlaştırılmasını öngören kapsamlı bir projeyle kontrol altına alınacak
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla mücadele kapsamında dünyada ilk kez Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bünyesindeki bilim adamları “kene kısırlaştırma” çalışması yapıyor. Projeyle kısırlaştırılan erkek kenelerle çiftleşen KKKA virüsü taşıyan dişi kenelerin yumurtalarından canlı larva çıkmaması ve böylece kene popülasyonunun kontrol altına alınması amaçlanıyor. Resmi rakamlara göre bu yıl KKKA teşhisi konulan 969 kişiden 45’i yaşamını yitirdi. Hastalığın kontrolü ve tedavisi için çalışmalar devam ederken, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bünyesindeki bilim adamları da virüs taşıyan keneleri yok etmek için dünyada ilk kez uygulanan “kene kısırlaştırma” projesini yürütüyor. TAEK Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde, Ankara Üniversitesi (AÜ) Veteriner Fakültesinin işbirliğiyle 2 yıldır sürdürülen proje kapsamında KKKA virüsü taşıyan erkek kenelerin, gama radyasyon ışınları verilerek kısırlaştırılmasına çalışılıyor.
2010 da tamamlanacak
Uygun dozu bulmak için çalıştıklarını ifade eden yetkililer, projenin 2010’un sonlarına doğru tamamlanacağını kaydettiler. Yetkililer, çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdiler: “Bir dişi kenenin kan emmeye başladığı dönem 5 ay sürer. Dişi kene bu süre sonunda 7 ile 10 bin arasında yumurta bırakır. Hayatlarında sadece bir kez yumurtlayan dişi keneler, kısır keneyle çiftleşirse yumurtalar döllenmemiş olacak.”
Büyük yankı uyandırır
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Karaer, projenin başarılı olması halinde bilim dünyasında büyük yankı uyandıracağını söyledi. (AA)
Bal arıları mutasyona uğruyor
Bal arılarının değişen çevre şartları, çevre kirliliği, radyasyon, bazı kimyasal ilaç ve kimyasal maddeler ve genleri değiştirilmiş mısır şerbeti ile beslenmeleri sonucu genetik değişime (mutasyon) uğradıkları bildirildi. Erciyes Üniversitesi Safiye Çıkrıkçıoğlu MYO Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Silici, bazı kovanlarda mutasyona uğramış arıların bulunduğunun gözlemlendiğini belirtti. Silici, koloni yaşamında bir ana arı, binlerce işçi arı ve yüzlerce erkek arı olduğunu söyleyerek, “Erkek arıların değişime uğramaları “doğa ve çevre açısından bir alarm” olarak değerlendirilmeli dedi. (AA)