Kendimizi ne güzel kandırıyoruz!

PKK Gaziantep’te çoğu çocuk 9 vatandaşımızı katledince Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e, Başbakan Erdoğan’dan Devlet Bakanları ve diğer bakanlara, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye kadar cümle devlet ve siyaset adamları Nakiboğlu Camii avlusunda tabutların karşısında hizaya geçtiklerinde televizyon ve internet ekranlarını, “İşte özlenen tablo” haberleri işgal ediverdi.
Daha sonra gazeteler o görüntüleri birinci sayfalarına taşıyarak, “Tek vatan, tek devlet, tek yürek” manşetleri döşendiler.
Biz ise o görüntülere bakar, o haberleri okur, gözümüzün üstüne bir yumruk gibi inen o manşetlerin acısını soğutmaya çalışırken, “Yalan söylemekte üstümüze yok!” diyor, şayet bütün bunlar “organize yalanlar” değil ise, yani samimi duygular ile yazılıp söyleniyor ise -ki bir kısmı muhakkak öyledir-, “Kendimizi ne güzel kandırıyoruz!” diye hayıflanıyorduk.
O görüntülerin neresi “özlenen tablo” olsun ki..
O görüntüden akla ne işkence çektirerek ve aklı ne kadar terleterek, “Tek vatan, tek devlet, tek yürek!” anlamı çıkartılabiliyor, hayret. Merak ediyorum, Diyanet İşleri Başkanlığı yahut Kocatepe Camii yetkilileri kendi cami avlularında PKK terörü başlayalı beri kaç şehit cenazesi için namaz kıldılar, bir çetele tuttular mı? İşte Kocatepe Camii avlusunda kaç şehit cenazesi için namaza duruldu ise Gaziantep Nakiboğlu Camii’nde “özlenen tablo” olarak takdim edilen o fotoğrafın aynı, işte o kadar Ankara’da da tekrarlandı demektir...
Çünkü Ankara Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazına da Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Bakanlar, CHP Genel Başkanları, MHP Genel Başkanı ve on binler sürekli katıldı..
Şimdi şu soruların cevaplarını bulmaya çalışalım:
Bir: Bu kadar sık tekrarlanan elim bir hadise nasıl oluyor da “özlenen tablo” oluyor..
İki: Bizlerin “özlenen tablo” diyebilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Gaziantep’e gitmeden önce Başbakanı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile cenazeye katılacak diğer devlet erkânını Köşk’te bir araya getirip, aynı uçakla Gaziantep’e inemezler, camiye birlikte gidemezler, evlerinden şehit çıkan aileleri birlikte dolaşamazlar mıydı? Esnafa birlikte “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunamazlar mıydı?
Üç: Hadi Gül yapmadı, aklına gelmedi, yapamadı aynı şeyi Başbakan Erdoğan yapamaz mıydı?
Dört: Devletin tepesindeki bu bir avuç insan Türkiye için bir hayat memat meselesi olan bir konuda kendileri bir araya gelemiyorlar, nefisleri bu birlikteliğe çelme vuruyorsa, 75 milyonu nasıl bir arada tutabilirler, düşünmeli değil miyiz?
Beş: Ayrıca... Şehit cenazeleri niye özlenen tablo olsun ki? Yani PKK şimdi bu millete “özlenen tablolar sunduğu için” iyi bir şey mi yapmış oluyor? Bu çocukların ölmesi, öldürülmesi mi “özlenen tablo” olmalı, yoksa PKK’nın toptan imha edildiğini görmek ve kanın akmadığı. Mehmetçiğin şehit ve gazi olmadığı günler mi “özlenen tablo” olmalı?
Biz “özlenen tablo” denildiğinde meselâ Van depremi sonrası Türk halkının Kürt bölgesi ile olan dayanışmasını ve bu el uzatmaya karşı bölgenin verdiği anlamlı samimi karşılığı anlıyoruz... Gelin görün ki bir yandan PKK, diğer yandan hükümet “felâketlerin insanları yaklaştıran, kucaklaştıran” bu büyük nimetini de maalesef heder ettiler ve o günlerden işte bugünlere hızla geri dönüldü.
Biz yahut bu satırların yazarı olarak bu kardeşiniz bu tür “özlenen tabloları” bir türlü içine sindiremiyor ve “Alın başınıza çalın böyle özlenen tabloları”, bize şehitlerin olmadığı, PKK’nın cirit atmadığı bir Türkiye verin, bizim “özlediğimiz tablo” bu diyoruz...
Lâkin ne hikmetse...
Derdimizi bir türlü anlatamıyoruz.
Hasretimizi Allah(c.c.)’a havale ediyor, sizlerle de paylaşıyoruz...

Yazarın Diğer Yazıları