Kendilerini ‘fenomen’ diye tanıtıyorlar annelerin ve bebeklerin sağlığını riske atıyorlar

Kendilerini ‘fenomen’ diye tanıtıyorlar annelerin ve bebeklerin sağlığını riske atıyorlar

Kendilerini ‘fenomen’ olarak tanıtan doğum koçları annelerin ve bebeklerin sağlığını tehlikeye atıyor. Doğum öncesi ve doğum sonrası çeşitli eğitimler veren doğum koçlarının faturası 30 bin liraya kadar çıkıyor.

Son dönemde özellikle sosyal medyada türeyen ‘doğum koçları’ hiçbir tıp eğitimi almadan hamile kadınlara çeşitli tavsiyeler veriyor. Nefes eğitiminden emzirmeye ve çeşitli egzersizlere kadar çok sayıda eğitim veren koçların ortalama faturası 4 bin liradan 30 bin liraya kadar çıkıyor.

Kendilerini ‘fenomen’ olarak adlandıran bu isimlerin temel doğuma hazırlık tekniklerinden emzirme ve bebek masajı sertifikasına birçok konuda sertifikası olmasına rağmen sağlık alanında bir uzmanlıklarının bulunmaması dikkat çekiyor.

Milliyet’ten Didem Seymen’in haberine göre, ‘Doğum koçu’ olarak hizmet veren bu kişiler 'Doğumda gevşeme teknikleri, emzirme eğitimi, doğum sonrası evde bakım desteği’ gibi konularda bilgi veren bu kişiler ayrıca ‘doğumda kullanılacak ilaç dışı rahatlatıcı ve ağrı kesici yöntemler’ gibi başlıklarda gebelere öneri ve telkinlerde bulunuyor.

“TEDAVİYİ REDDETTİRENLER VAR”

Uzmanlar sağlıkta uzmanlığı olmayan doğum koçlarının annelerin ve bebeklerin sağlığını tehlikeye attığının altını çiziyor. Öte yandan uzmanlar doğum koçlarının işini ebelerin yaptığını vurguluyor. Türk Ebeler Derneği Başkanı Doç. Dr. Nazan Karahan, bazı doğum koçlarının tedavi olması gereken durumlarda hamile kadınların tedaviyi reddetmesine neden olduğunu söyledi. Karahan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Sağlık Bakanlığının bununla ilgili genelgesi var ancak buna uyulmuyor. Bazı özel üniversitelerin ya hekimlerin kısa süreli kurslarıyla doğum koçu olunuyor, e-devlet sertifikalı yüksek gelir garantili diye reklamlar yapılıyor. Anne ve bebek için büyük riskler söz konusu. Bazen doğum koçlarının tedavi gerektiren durumlarda kadınları etkileyerek tedaviyi reddetmeye giden sonuçlar yarattığını görüyoruz.”