CHP lider Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"Adalet dediğimiz kavram dünyanın en soylu kavramdır. Bütün peygamberler adalet için gelmiştir. Devletin dini de temeli de adalettir. Bir kişi adaletsizlikle karşılaştığı zaman o adaletsizliğe tepki göstermek de bizlerin görevidir. Adaletin kurallarına herkes uyduğu zaman adalet gerçekleşir."
"Bizim bir anayasamız var; severiz ya da sevmeyiz. Ama bu anayasa hepimizi bağlar. Bir şekilde bu anayasa hepimizi bağlar. Bir şekilde bu anayasanın gerekliliğini hepimiz uymak zorundayız. Aksi halde bir hukuk devleti olamayız. Hukuk devleti, adaleti sağlayan devlettir. Anayasa'nın 11. Maddesinde “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasa’ya aykırı olamaz.” der."
Mahkemeden Enis Berberoğlu kararı
"Zaman zaman kanun çıkarıyoruz ve Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz. Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Biz yasama organı olarak Anayasa Mahkemesi’nin getirdiği kurala 600 milletvekili olarak uyuyoruz. Biz gücümüzü ve meşruiyetimizi milletten alıyoruz. Vatandaş bize oy veriyor ve biz buraya geliyoruz. Peki bizi kim denetliyor? Anayasa Mahkemesi denetliyor? Biz Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymak zorunda kalıyoruz. Aksi halde hukuk devleti olamayız."
"Anayasa’nın 15. Maddesi: “Anayasa Mahkemesi kararları, Resmi Gazete’de hemen yayınlanır ve yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara yasama organı uyuyor, yasama organı yaptığı düzenleme Anayasa’ya aykırıysa bunu düzeltiyor, ama bir yargı organı “Ben Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacağım” diyor. Bir üst mahkemenin verdiği karara bu anayasaya göre, alt mahkeme bu karara uymayacağım diyorsa orada bir sorunumuz var."
"Orada bir çürüme var. Bu çürümeye hepimizin dur demesi lazım. Devlet hepimizin devleti, bayrak hepimizin bayrağı. Vatan da hepimizin vatanıdır. Farklı yol düşünebiliriz, farklı düşüncelerimiz olabilir ama bir ortak paydamız var; ortak paydamız millettir. Bu anayasa referanduma gitti, oylandı, kabul edildi. Beni bağlıyor, parlamentoyu bağlıyor, Anayasa Mahkemesi’ni bağlıyor. Ama bir mahkeme diyor ki ben Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymayacağım. Tuz kokar arkadaşlar. O zaman da vatandaş der ki, ne vergi istiyorsun benden, ben de vergi vermiyorum. Anayasa Mahkemesi’nin kararına bile uyulmuyorsa ben niye valinin kararına uyacağım, kaymakamın kararına uyacağım, neden vergi dairesi müdürünün talebini yerine getireceğim. Bir kaosa zemin hazırlanır. Kaosa zemin hazırlamamamız gerekiyor. Bu bir kavga alanı değildir, bir adalet alanıdır.
Biz adaleti ayaklar altına alan bir karar olduğunda seyirci mi kalacağız? Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışına esir mi olacağız? Hepimize düşen sorumluluklar var. Burayı cennete çevirmek hepimizin elinde. Bu kürsüde birbirimizi eleştiriyoruz. Ama yeri gelince bu anayasaya hepimiz uyuyoruz. Kuralları, hep birlikte uygulamak zorundayız. Parlamento her türlü eleştirimize rağmen görevini yapıyor, yasayı çıkarıyor. Yargı organı ben yasayı uygulamam diyemez. Gücün, gücünü göstermesi için onun sağlıklı denetlenmesi lazım. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, ben bu karara uymayacağım diyor. Peki biz kime gideceğiz?"