Gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Sinan Aygün’ün Togo Kuleleri ile kendisinden randevu alarak görüştüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Sorun olduğunu anlattı. ‘Bir sorun varsa Mansur Bey’le konuşurum’ dedim. Mansur Bey’e ‘Nedir bu Sinan Bey’in sorunu’ diye sordum. Anlattı, ‘Gereği neyse yapın’ dedik. Rantiyeciler yargıyı kullanarak ve idareyi Bypass ederek kendi rantlarını sağlıyorlar. Yargıyı kullanıyorlar. Yargı bir anlamda haksız olarak elde edilen rantlara hukuki kılıf hazırlıyor. Togo Kuleleri iptal edilmiş mi? Edilmiş. Yargı kararı veriyor, ‘Efendim zamanında karar’ deniyor. Ne demek ya? Yolsuzluğun kazanılmış hakkı mı olur? Hangi haktan bahsediyor? Haksız rantı kim elde ederse etsin onunla mücadele etmek makamı mevkisin ne olursa olsun her CHP’linin görevidir. Olaya, Maliye Bakanlığı’nın denetim elemanlarının el atması lazım. Çünkü bu büyük bir mesele. Rantları elde edenler ne kadar vergi verdiler? Bu daireler kaça ve kime satıldı? Bunlara da bakmak gerekiyor. Daha önce bu yerle ilgili Ankara Büyükşehir’e bir karar gidiyor, 15 Temmuz’da gidiyor fakat belediye meclisi bunu FETÖ bağlantılı olması nedeniyle reddediyor. TMSF tüm FETÖ’cülerin mallarına, arsalarına neden el koymadı? Bu araştırılsın.”
Asgari ücrete yapılan yüzde 15’lik zammı da eleştiren CHP lideri, “Asgari ücret, asgari ücret olmaktan çıktı açlık sınırını belirleyen ücret haline geldi. Açlık sınırının altında değilse onun adı asgari ücret olmaya başladı. Yaşadığımız ekonomik krizin faturasını kim ödeyecek bunu defalarca sorduk. Bunun faturasını yoksul halk ödeyecek. Kazananı kim? Saray, sarayın çevresi, dolar bazında devletten ihale alanlar, paralarını Londra’ya götürenler. Saray nerede duruyor? Kazananların arkasında duruyor. Halk, mutfağındaki yangını gördükçe Erdoğan’ın kimler için çalıştığını daha rahat görmeye başladı” dedi. Kanal İstanbul’un yapılacağına inanmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tamamen gündem değiştirmek. Hangi parayla yapacaklar? Ortada yok. Katarlılara güveniyorlar onlar yapacaklar. CHP iktidar olduğunda bu kanalın yapımına kim ortak olduysa ona 5 kuruş para ödenmeyecek. Asgari ücreti unutturmak istiyorlar. Yoksa çıkan toprakla ada yapacaklarmış. Ada dediğin bir kaya üzerinde olur” diye konuştu.
Türkiye’de erken seçime bir kişinin karar verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kulandı:
“Çağıracak AKP’nin Grup Başkanı’nı ‘Erken seçime gidiyoruz kararı alın’ diyecek. Bahçeli’de ona uyacak. Kararı alacaklar. Kararı alacak olan bir kişi. Kanal İstanbul’un kararını alan Erdoğan’dır. Bizim erken seçim gibi bir beklentimiz yok ama erken seçim olacak gibi çalışıyoruz.” Kılıçdaroğlu, Suriye ve Libya ile yaşanan son gelişmelere ilişkin ise şunları söyledi: “Herhangi bir vatandaşımıza ‘Suriye politikasının Türkiye’ye açtığı dertleri görüyor musun’ diye saralım gördüğünü söyleyecektir. Saraydaki bir avuç insanla İhvan eksenli bir dış politika oluşturursanız geleceğiniz nokta burasıdır.
Erdoğan’ın ‘İdlibli kardeşlerimiz de gelecek’ diye söylemi oldu. 3 milyon 600 bin kardeş yetmedi yeni bir kardeş ordusu daha gelecek. 82 milyonun içerisinde açlıktan nefesi kokanlar var. Siz bütün bunları görmüyorsunuz? Şimdi bunun yanı sıra bir de Libya politikası çıktı. Suriye’deki meşru hükümeti tanımıyorsunuz neden Esad olduğu için ama Libya’daki meşru hükümeti tanıyorsunuz neden? Kaddafi linç edilirken ‘Allah rahmet eylesin’ dedin mi? Kıbrıs Harekâtı’nda Türkiye’ye yaptığı yardımı hiç kimse unutamaz. Erdoğan gerekçe olarak, ‘Atatürk de Libya’ya gitti’ diyor. İyi de o zaman Libya toprağı Osmanlı toprağıydı. Sadece o değil ki İnönü’de dışarıya gitti, Osmanlı toprakları için mücadele etti. Peki, şimdi hangi gerekçeyle oraya gidiyoruz? Gidiş gerekçesi sadece İhvan kardeşliği. Daha önce silah gönderiyorlardı. Bu konuda dünya kadar BM raporları var. Erdoğan’ın İhvan aşkı Türkiye için sorun olmaya başladı. En büyük örneği Suriye’dir. Diplomaside de en büyük örneği Mısır’dır. Mısır bizim Büyükelçiliğimizin açılmasını bile istemiyor. Türkiye, savaşmak için değil Libya’da birleştirmek için olmalı. Bölmek için değil.”