CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'de Suat Toktaş'ın sorularını cevapladı.
İktidarın korona virüs ile mücadelesi ve ekonominin son durumuna ilişkin eleştirilerde bulunan CHP lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini hedef alan açıklamalarına ilişkin ise "Erdoğan gideceğini görüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satı başları şu şekilde:
1 Mayıs dolayısıyla alın teri döken, evine helal ekmek götüren bütün emekçilere saygılarımızı sunarız. Bütün sendikaların 1 Mayıs’a sahip çıkması kadar doğal bir şey yoktur. Taksim bu bağlamda önemli bir merkezdir. Zaten sokağa çıkma yasağı var kitlesel bir eylem olması imkansız. Yürüyerek gibi birkaç insan çelenk bıraksa ne olur bundan.
"HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK"
Covid-19 aslında topluma düşünme fırsatı verdi. Oturup düşünmek zorundayız. Kuşkusuz bu düşünce sadece Türkiye’de değil bütün dünyada dünyanın bugün içinde bulunduğu durumu düşünme fırsatı yakaladılar. Hepimiz evdeyiz, eskiden ramazanda bir iftar yemeğine katılırdık. Bu süreçte ülkeyi yönetenler başta olmak üzere bütün aydınların oturup düşünmesi lazım “Hatalarımız var mı?” Ön yargılardan arınmak gerekiyor. Covid-19 sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
"SOSYAL DEVLET UNUTULDU"
Diyorlar ki dünya daha otoriter yönetimlere teslim olacak; Trump örneği, Erdoğan örneği veriliyor. Bir başkası ise sosyal devletin önemi öne çıkacak diyor. Biz de oturup düşündük; sosyal devletin bu süre içinde unutulduğunu düşündük. Minimum maliyetle ne kadar kar elde ederiz. Fakir toplumlar daha da fakirleşti. Gelir düzeyi iyi olanlarda refah düzeyi daha da arttı. Yoksulluğun arttığı, işsizliğin arttığı, ölümlerin olduğu bir Orta Doğu, Afrika’yı düşünelim. Buralardaki insanlar bu kaostan nasıl etkileniyorlar. Kurtuluşu gelişmiş ülkelere gitmekte arıyorlar.
GÖÇ GELMESE YİNE GÖRMEZDEN GELECEKLERDİ
Irak’ta Suriye’de kan akıyordu, ölenlerin yüzde 99,9’uda Müslüman. Hiçbir zaman bu ülkelerde demokrasiyi geliştireyim diye özel bir girişimde hiç bulunmadılar. Amerika ve Rusya’da kendi karları için o ülkelere girdi. Gelişmiş ülkelerin sorumluluğu var. Kendi ülkelerine ne zaman göç geldi o zaman müdahale ettiler. Göç gelmese yine görmezden geleceklerdi. Neden bütün Müslüman ülkelerindeki üniversite sayısı ABD’deki kadar değil. Neden birdenbire kaybettik, bunları sorgulamamız lazım. Pülütokratlar diye bir grup çıktı. Patrondan daha fazla para kazanan bir sınıf ortaya çıkıyor. Bunların zenginliklerini biz nasıl az gelişmiş ülkelere kaynak olarak aktarabiliriz?
"HERKESİN BİR ARAYA GELDİĞİ BİR ANAYASA ÇIKARMAK LAZIM"
Türkiye’de anayasalar şu veya bu etki altında yazıldı. Bir uzlaşma arayamadık, buna bir türlü fırsat verilmedi. Darbelere takıldı. Buradan Türkiye’yi çıkarmak, bütün herkesin bir araya geldiği bir Anayasa ortaya çıkarmak lazım. Parlamentoda 16 madde okudum. Bir parlamentonun 100. yılında bir gelecek perspektifi çizmemişseniz siz doğru düzgün bir politikacı değilsiniz. Ben bunu çizdim.
ERDOĞAN’A NEDEN CEVAP VERMEDİ?
Biz eğer gerçekten ön yargılarımızdan arınırsak o zaman insan olmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varacağız. (Erdoğan’a neden cevap vermediniz?) Cevap vermeye değer mi? Kin ve öfkeyle devlet yönetilmez. Sana hep ‘evet’ diyen insanı dinlemesen de olur. Eğer sana biri ‘hayır’ diyorsa onu dinlemelisin. Devleti yöneten kişilerin liyakatin ne olduğunu bilmeleri gerekir. İnsana hizmet eden bir organdır devlet. En tepedeki devletin sigortasıdır. Herkesi kucaklaması gereken bir kişi, kendi partisi lehine çalışır diğerlerini, rakip görürse Cumhurbaşkanı olmaz. Erdoğan’ın konuşması sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti adına beni üzdü. Bu ülke kanla, gözyaşıyla kuruldu. Her karışında vardır.
"ERDOĞAN GİDECEĞİNİ GÖRÜYOR"
Bir insan belli bir yere öyle gelir. Vatandaşa gidersin oy vermezse görevden ayrılırsın. Bir insan gideceğini görüyorsa, nerede hata yaptığına bakması lazım. “Benim üzerimde hiçbir şey yoktur” mantığı ile devlet yönetirse işler karışır. Erdoğan gideceğini görüyor. O yüzden “Ne yapsam da tutunsam?” diyor. Biz uyardık, “Şunu şunu yapın” dedik. Bir kısmı yapıldı ama bir kısmı da yapılmadı. Covid-19 olayı Çin’de ortaya çıktığında yapılacak ilk iş Sağlık Bakanı’nı davet edip “Siz geçen yıl rapor hazırlamıştınız gel brifing ver” demekti, yapılmadı. Dış güçler Tayyip Erdoğan görevde kalsın ister çünkü Trump bir telefonlar papazı bıraktırdı bir telefonlar gazeteciyi bıraktırdı.
"18 YILLIK AKP İKTİDARINDA YOKSUL SAYISI ARTTI"
Cumhuriyet’in yetiştirdiği ve hepimizin gurur duyduğu bir sağlık sistemimiz var. En yetenekli doktorlar, hekimler Türkiye’de. 24 saat çalıştılar mı çalıştılar. Biz ne yaptık bunu alkışladık. Ek ödenek teklifinde bulunduk, gerçekleştirdiler. Ama kapsam dışında bırakılanlar oldu. Yoksullukla mücadele, bir ülkeyi 18 yıl kesintisiz yöneteceksiniz. İstediğiniz kanunu, kararnameyi çıkaracaksınız. 18 yılın sonunda yoksul sayısı azalmadı, arttı. Madem ki ramazandayız, bütün AKP’li kardeşlerimize seslenmek isterim; bu ülkede neden hala çocuklar yataklarına aç giriyor? Neden insanlar işsizlikten intihar ediyor?
"HÜKÜMET ÜÇ AYDA 668 KATRİLYON KULLANDI"
2020 ilk üç ayında hükümetin topladığı verdi 176 milyar TL, 22 milyar TL dışarıdan borç, 43 milyar içeriden borç, 40 milyar TL döviz bozdu merkez. 56 milyar TL’de para bastı. Kağıt maliyeti. Bu Merkez bankasının verisi. O da yetmedi doları 7 TL’de tutmak için Merkez Bankası’nın rezervleri düştü. Elden geçen para 536 milyar TL. Toplamda eski para ile 668 katrilyon para hükümet kullandı. Yoksullara 4.4 milyar TL para verildi. Bin TL, bir sefere mahsus. Özellikle AKP’li kardeşlerim dinlesinler. Bu sürede ödenen faiz miktarı 38 milyar TL. Fakir fukaraya 4 milyar tefeciler 38 milyar veriyorsunuz. Ben bunları anlatınca yine kıyamet kopacak. Fakir fukaranın hakkını kim savunacak?
"BERAT ALBAYRAK'IN İSTİFA ETMESİ LAZIM"
İşsizlik daha da artacak. Sayın Berat Albayrak ekonomi yüzde 5 büyüyecek dedi. Bütün ülkeler küçüleceğini söylüyor. 2020’de ekonomi yüzde 5 büyümezse Sayın Bakan istifa edecek mi? Büyütürse şapkamızı çıkarır kutlarız. Büyütemezse bu ülkenin yakasını bırakması lazım. Ama istifa etmez. Erdoğan bırakmaz ki. Birisi devletin başında biri hazinenin. Aile şirketi gibi yönetiyorlar. Fatura Erdoğan’a kesilmez sarayında oturuyor zaten. Olan kime, garibana oluyor.
"HERKES FEDAKARLIK YAPTI BU BEYLER YAPMADI"
600 milletvekili de TBMM Başkanı da ben de bunu bilmem. Sokaktaki vatandaş da bilmez. Verdikleri garantiler var. Sayın Erdoğan çok güzel bir şey söyledi covid-10 başlangıcında. “Zorlu bir sürece giriyoruz, herkes fedakarlık yapmalı” doğruya doğru. Peki yanlış nereden? Esnafı kapattın, dükkanı kapattın, onlar gelir elde edemiyor onlara bir şey ödenmedi. Yanında çalışan işçilere bir kerelik bir ödeme yapıldı. Fedakarlığı asıl yapması gerekenler sırtı kalın olanlar. Osmangazi Köprüsünün 2020 yılında hazineye minimum maliyeti 2 milyar 300 milyon TL. Yavuz Sultan Selin, 790 milyon TL, Avrasya Tüneli 300 milyon TL. 3 milyar 400 milyon ediyor. Otoyolları da dahil edince 6 milyar TL üzerinde oluyor. Bunlar hangi fedakarlığı yaptı? Şimdi sokağa çıkma yasağı var kimse köprüden geçmiyor, devletin üzerindeki yük de artıyor. Biz çağrı yaptık dolar bazında gelir garantisi verdiğin bu adamlara “bir yıl bunu öteleyelim” herkes fedakarlık yaptı bu beyler yapmadı. Bunda havalimanları, şehir hastaneleri yok.
"HERKES VATANDAŞINA PARA VERİRKEN BUNLAR VATANDAŞTAN PARA İSTİYOR"
Yardımların büyük bir kısmı kamu banklarından geldi. Vatandaştan hangi parayı istiyorsunuz. Herkes vatandaşına para verirken bunlar vatandaştan para istiyor. Ne verecek bu adamlar size. Dünyada böyle bir örnek yok. Biz de var, neden? Para yok, nereye gitti bu paralar? Her gün akşam televizyonlarda bize biraz daha para verin. Ne yapacaklar bu paralarla? Verilen garantileri ödemek için…
"HÜKÜMET BELEDİYELERİMİZ HAREKETE GEÇENE KADAR HİÇ BİR ŞEY YAPMADI"
Bağış toplama konusunda CHP’li belediyelere engel çıkardılar. İstanbul, daha sonra Ankara, sonra bunu biraz daha ileriye götürdüler. Aşevlerinin banka hesaplarını dahi bloke ettiler. Seçimlerden önce şunu söylediler; “CHP’ye oy vermeyin, yardımları keser” Erdoğan’ın kendi söylemlerinde de vardı. CHP’li belediyeler seçildiler, yardımlar kesilmedi hatta daha iyi durumda. Covid-19 çıktığında süreç biraz daha büyüyecekti, onu da durdurdular. Bütün belediye başkanlarımızı kutlamak lazım bütün engellemeler rağmen vatandaş ulaşmaya çalışıyorlar. Hükümet insanlar ölene kadar hiçbir şey yapmadı. Ta ki belediyelerimiz harekete geçene kadar.
"MASKE, EKMEK DAĞITMAMIZA ENGEL OLDULAR"
3 milyon 600 bin aileye ayni yardım. 284 bin aileye nakdi yardım. 248 bin hanenin borcuna bakılmaksızın suları açıldı. 263 bin kişiye evde bakım hizmeti veriliyor. 28 milyonu aşkın maske dezenfektan dağıtımı yapıldı. Pek çok belediyemiz kendi maskesini üretiyor. Maske dağıtmamız bile engel oldular. Ekmek dağıtmamız engel oldular.
"HİÇBİR BAKANIN İRADESİ YOK. BÖYLE DEVLET YÖNETİLMEZ"
Fakire yardım ne zamandan beri terör olmaya başladı. Dünyanın her tarafında maskeler belediyeler aracılığı ile dağıtıyorlar. Koca devlet bir maskeyi dağıtamadı. Yok PTT, yok eczane. Siz belediyelere daha da çok destek vereceksiniz. Daha çok maske dağıt diye. Ne paraleli! Allah kimseyi şaşırtmasın. Devleti yönetmek çok zor bir şey değildir. Siz her şeyi ben yapacağım diyorsunuz. Hiçbir bakanın iradesi yok. Böyle devlet yönetilmez.
"BOĞAZ MANZARASI SEYREDİP ÜLKE YÖNETMEK İSTİYORLAR"
(Gazetecilerin hapse atılması) Uzun süre iddianameleri yazılmadı. Neden tutuklu bu gazeteciler. Yargısız infaz yapılıyor. Bunu yapan yandaş medya dediğimiz havuz medyası. Boğaz’da oturanların öyle bir özelliği var Boğaz manzarası seyredip ülke yönetmek istiyorlar. Her şeye rağmen bu ülkede namuslu hakimler, savcılar var.
"TELEFONLARIMIZI DİNLİYOR, BİZİ İZLİYORLAR"
Çok farklı partileriz. İYİ Parti, Saadet, DEVA, AKP… Ama her birimizin bir ortak hedefi var; demokrasi. Demokrasi olacak ki ben de konuşayım rakibim de konuşsun. Her sıkışmanın tek çözümü demokrasidir, bunu herkesin kabul etmesi lazım. Telefonlarımızı dinliyor, bizi izliyorlar. Parlamentoda çalıştırmıyorlar. Ama siz çalışacaksınız.
"AKŞENER'İN YAPTIĞI AÇIKLAMALARI DİKKATLE İZLİYORUM"
Şu anda diğer genel başkanlarla herhangi bir görüşme yok. İYİ Parti’nin Sayın Genel Başkanı’nın yaptığı açıklamaları dikkatle izliyorum. Sayın Davutoğlu, Babacan ve Karamollaoğlu’nu da takip ediyorum. Onlar da demokrasi ve şeffaflık çağrısı yapıyorlar...
“ŞEHİR HASTANELERİNİN MALİYETİ NEDİR, NE KADAR GARANTİ VERDİNİZ?”
Şehir hastaneleri yapıyorsun, gayet güzel. Bunları yapıyorsunuz ama kaça yapıyorsunuz? 600 milletvekili bunları bilmiyor! Şehir hastanelerinin maliyeti nedir, ne kadar garanti verdiniz? Neden Londra’daki mahkemeler yetkili?"