Kedilerin ölümü...

Ülkemi seyretmeye devam ediyorum!..

Bir hafta içinde dördüncü göçük... Yer yine İstanbul... Bu sefer Ümraniye'de... Yine ekranlardan canlı canlı izlettiler. Toprak kaydı, asfalt çöktü... Park etmiş araçlar inşaat çukuruna birer birer yuvarlandı. Seyrettik!.. Can kaybı yok diye yine avunduk!.. İmar barışı içinde yaşıyoruz nasıl olsa... Bu çöküş içinde makul ve mantıklı sebepler sıralandı. Barış içinde durmak yok yola devam!..

Bu aralar "imalı yazma. Açık yaz" diye tepki mesajları alıyorum. Ben, çok açık yazıyorum da... Neyse!.. Her zaman dediğimiz gibi okuyucu velinimetimizdir. Geçen "Sütlüce'nin çöküşü" başlıklı yazımızı " Türkiye'yi izledim" diye sonlandırmıştım. Dün de aynısı oldu. TV ekranlarına bakarken, toprak altından kayarken çöken ülkemi seyrettim. Ve bu acı tabloyu boş boş seyreden insanları...

Tarihin çok gerilerine gittim;

Papa 9'uncu Gregory'in "kediler şeytandır, onları öldürün!" diye fetva verdiği o ilkel vahşet asrına... Kedilerin öldürülmesiyle artan farelerden yayılan vebayla milyonlarca insanın öldüğü yıllara..

Bilmeyen varsa anlatalım...

9'uncu Gregory adındaki yobaz ve ahmak bir Papa, bugün hâlâ var olan, kedilerle ilgili saçma sapan batıl inançların ortaya çıkmasında büyük pay sahibi biri. Asya ve Avrupa'da yaşayan milyonlarca kedinin ve insanın hayatını birkaç yıl içinde karartmış bu adamın, kör inançlarının ve yobazlığının bedeli oldukça ağır olmuş.

Bir yobazın korkuları ve elindeki güç yüzünden milyonlarca masum canın katledilmiş olması, tarihten alınması gereken büyük bir ders niteliği taşıyor.

İnsanlık tarihindeki en büyük hastalık felaketlerinden biri olan veba salgını, nam-ı diğer "kara ölüm"ün ortaya çıkış sebeplerinden biri olarak bilinir...

Yüzyıllar önce Avrupa topraklarında, önü alınamayan ve tahminen 75-200 milyon (kaynaklar farklı farklı söylüyor) insanın ölümüne neden olan bir veba salgını oldu. Bu trajedinin yaşanmasındaki sebep 9'uncu Gregory adındaki Papa'nın kedi nefreti yüzündendi. Bu dönemde çıkarılan "Vox in Rama" adındaki kilise belgesi, siyah kedilerin satanik bir simge haline gelmesinin ilk ortaya çıkış sebebiydi. Yobaz Papa, kedilerin şeytan olduğunu ilan etmişti. Zaten Avrupa'da o dönem bir şeylere şeytan damgası yapıştırmak, her şeyi şeytan görmek çok popülerdi. Ve bölgedeki bütün kedilerin, onlarla iş birliği yapan cadılarla (yani sahipleriyle) beraber yakılması için fetva verdi. Bunun üzerine on binlerce kedi katledildi. Sadece birkaç sayılı aristokratın kedisi hayatta kalmıştı.

Ancak, bu korkunç şeytan temizleme ayininden sonra, ölen masum hayvanların ve doğanın adaletinin vereceği ders çok büyük oldu. İntikam, Kırım'dan İtalya'ya ulaşan bir geminin ambarında geldi.

Geminin ambarından limana inen birkaç fare, veba mikroplarıyla birlikte Avrupa sokaklarında cirit atmaya başladı. Mikroplarını insanlara bulaştıracak olan bu fareleri, ortadan yok edebilecek hiçbir kedi yoktu. Avrupa nüfusunun büyük bir bölümünü etkileyen ölümler çığ gibi yayıldı.

İnsanın vebadan helak olmasının arkasındaki sebep tamamen nefret ve cehaletin sonucuydu...

Ancak, kilisenin kedi katliamları Gregory ile birlikte son bulmadı. Papa 8'inci Innocent, 1400'lü yıllarda Papa olduğunda Avrupa cadı hikayeleriyle çalkalanıyordu. Tabii ki hikayelerin baş kahramanları her zaman masum kediler oldu. Kedi yakma gibi nefret dolu olaylar uzun süre devam etti. Öyle ki Belçika'da kedilerin çatılardan atılarak, daha sonra yakıldığı festivaller düzenlendi ve Kraliçe Elizabeth'in taç giyme töreni oyuncak bir kedi yakarak başlamıştır.

Aramızdan bazı aklı evveller çıkıp bu yazıyı Adnan hocanın "kedicik"lerine yamayabilir. Beni Adnan hocayı savunmakla, masum göstermekle bile suçlayabilirler. Malum!.. Uzun yıllardır toplumumuzda devam eden idrak yolları iltihaplanması hastalığına hâlâ çare bulunabilmiş değil. Bu devir, işlerine gelmediği için "hat"ı "höt" anlayanların devri... Yobazlık her zaman diliminde var. 14'üncü yüzyılda da, daha önce de, 21'inci yüzyılda da... Bundan sonraki asırlarda da olacak. Var oldukça da insanlık acı çöküşler yaşayacak. Trajedilere şahitlik edecek.

Kedileri öldürdükçe daha çook Sütlüce'ler, Ümraniye'ler yaşarız. Dolmuşta, otobüste, metroda, sahilde, parkta, Balgat'ta, Çankaya'da, pazar yerinde, Ankara'da, Sivas'ta, Trabzon'da, Maraş'ta...

Yobazdan alır da uygularsanız fetvayı... Öldürürseniz kedileri...

Sütlüce'de gümbür gümbür bina çöker,

Ümraniye'de paldır küldür lüks arabalarınız çukura yuvarlanır,

Kapınızın önünden 3 yaşındaki kız çocuğunuzu kaçırarak tecavüz ederler,

Üniversiteli genç kızımız dolmuşta tekmelenir,

Güpegündüz eviniz soyulur,

Terör örgütü mahkeme kurar,

Mafya polis olur,

Hudayinabit bakan koltuğuna oturur,

Sümbül efendi genel başkan, sinyalci genel başkan yardımcısı olur.

İstinat duvarları çökünce de enkaz altında kalan evden çamaşır makinesini kurtarsanız ne olur?.. Kime ne faydası olur?..

Kedilerin ölümü böyle bir şeydir işte!.. Meydan farelere kalır. Kara ölüm kaçınılmazdır!..

Yazarın Diğer Yazıları