Kayyımlar devam etmeli
Martta mahallî seçimler... İttifaklar, i'tilâflar (uyuşmalar) tartışılıyor. Partiler, ister istemez adı konmamış, zımnî ittifaka gidecekler. Parti yönetimi "Biz şununla ittifak ettik, etmedik..." deseler bile, rejimin/sistemin değiştiği, parti devleti/tek adam görüntüsünün her yere yansıdığı şu zamanda, retçiler ve kabulcüler arası bir mücadele geçecektir. Mahallî adaylara değil; ideolojiler tercih edilecektir.
Hükûmet edenlerin kendi bildikleri yolda, kimseyi "takmadan" yürüdükleri çok açık. Bir hedef belirlemişler ve o hedefe mutlaka ulaşmak istiyorlar. İktisatta bütün yollar partililere çıkar, eğitimde bütün yollar imam hatiplere çıkar, düsturunu temellendirilmişler.
"Hayır!" diyen çıksın, tartışalım!
Çağa uygunsa, insanlara mutluluk veriyorsa ve din âlet edilmiyorsa makbuldür. (Benim için esas olan "Hak", "hakikat", "hukuk"tur.)
Ancak görüntü cızırtılı... Arıza büyük.
"Tek Adam" çok öfkeli ve tek taraflı; "Ya ben ya ben!" diyor.
Bir savaşın içindeyiz. Etrafımız çevrili. İçimizde, bir yerden gedik açmak için pusuya yatmışlar, fırsat kolluyorlar.
Devleti yönetenler ("yönetenler" derken o da "bir kişi") iç tesanütü sağlamak mecburiyetindedirler. Beni desteklemeyenler "düşmanımdır!" mantığı, ülkeye kaybettirir.
Bir mesele var: Mahallî seçimlerde PKK'nın partisi nasıl engellenecek?
"Nasıl engellenecek?" diyorum.
Evet engellenmelidir!
Tek Adam rejimi/sistemi işte burada işe yarar. Saray bir kararname çıkartıp "Kayyımlar, bu seçimden sonra da devam edecektir. Kayyımların yönettiği il ve ilçelerde hiçbir parti aday çıkarmayacaktır." diyebilir mi? Orta Doğu tipi bir rejim/sistem kurduğumuza, olmayan şeyler oldurulduğuna göre, kayyımlar neden devam ettirilmesin ki... İstihza yok! İnanarak söylüyorum!
"Adamına göre" kararname çıkarılıp bir yıllık profesörler rektör yapıldığına, yeniden kararname çıkarılıp üç yıllık profesör esasına dönüldüğüne göre, hassas belediyeler için neden bir "kayyımlar kararnamesi" çıkarılmasın!
Halk, hendeklerde, bariyerlerde PKK'nın içyüzünü görse bile, PKK'ya aşiret psikolojisiyle destek verenler yanında, tehditlerden korkanlar, herkes çekilecek, biz yine PKK ile baş başa kalacağız, neme lâzım, diyenler ikna edilemeyeceği belli. Büyük oranda PKK'nın partisinin kazanacağı açık.
Reis, bu tehlikeyi elbette biliyor. Önceki gün ne demişti:
"Şimdi mart seçimleri geliyor. Teröre bulaşmış olan bu kişiler sandıktan çıkacak olursa beklemeden, anında gereğini yapıp kayyım atarız."
PKK'nın partisi kanunî... Teröre bulaştığını nasıl ispat edeceksiniz! Eskisi gibi alenî destek veremeyecekler ama bölücülük için her türlü zemini hazırlayacaklar.
Mademki kararlı bir mücadele yürütülüyor, terörün bitirilmesi, bölücülerin bertaraf edilmesi için millî mutabakat da sağlandı, el ne der, ABD, AB ne der, demeden, terörle mücadelenin her yolu denenmelidir. Hiçbir surette PKK kollarının belediye başkanlığı koltuğuna oturmalarına imkân sağlanmamalıdır.
Şu anda seçimlerde PKK'ya altın tepsiyle belediye başkanlığı sunulmuş olacak. Bu imkânlarının önüne geçilmelidir.
Eğer bir kararnameyle "Terörle mücadele sekteye uğramaması için kayımlar devam edecek." desek bize kim karışabilir!