Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, annesinin eşine hakaret etmesine sessiz kalan adamı kusurlu bularak emsal bir karar aldı. İstanbul'da eşinin panik atak rahatsızlığı olduğunu kendisinden sakladığını, ailesiyle beraber kalmak istemediğini ve karısının evi sık sık terk ettiğini öne süren bir kişi boşanma davası açtı. Kocasının iddialarına karşı çıkan kadın da karşı boşanma davası açarak asıl mağdurun kendisi olduğunu ileri sürdü.
Eşinin ve kaynanasının kendisine karşı psikolojik şiddet, hakaret ve aşağılayıcı eylemler sergilediğini dilekçesinde aktaran kadın, "Eşim kendi ailesinin bana karşı hakaretlerine sessiz kalmaktadır. Düğünden sonra takılan tüm bilezik ve altınlarımı geri vermediler. Bu nedenle boşanmamıza karar verilmesini istiyorum. 100 bin lira tazminat ile nafaka talebim vardır" ifadelerini kullandı.
100 BİN TL TAZMİNAT CEZASI
Aile Mahkemesi, adamı kusurlu bularak açtığı boşanma davasını reddetti. Kadının davasını kabul eden mahkeme, tarafları “evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle” boşanmasına karar vererek, davalı adama 100 bin lira tazminat cezası verdi. Evlilik boyunca kaynananın gelinine devamlı hakaret ettiğini ve oğlunun da bu duruma sessiz kaldığını gerekçeli kararında açıklayan mahkeme, kadının ayrı evde yaşamak istemesini beyan etmesine rağmen erkeğin kış aylarında kendi ailesiyle beraber oturma konusunda ısrar ettiği için tam kusurlu olduğunu belirtti.
KARAR ONANDI
Hürriyet'ten Özge Eğrikar'ın haberine göre; Yerel mahkemenin kararına itirazda bulunan davalı koca, dava dosyasını Yargıtay'a taşıdı. Evliliğinin yalnızca 6 ay sürdüğünü temyiz dilekçesinde aktaran davalı koca, kararın kalkmasını istedi. Talebi değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, erkeğin kendi annesinin karısına yönelik devamlı hakaret etmesine engel olmamasında ve karısını annesiyle birlikte devamlı aynı evde yaşamaya mecbur etmesine tam kusurlu olduğunu söyleyerek yerel mahkemenin kararını onadı.
