''Kar''dan siyasi ''kâr'' çıkarmak
Yıllardır Ankara-İstanbul arasında mekik dokurum..
Hemen tamamında da kara yolu kullanırım..
Geçtiğimiz hafta Ankara''ya dönerken TEM''deki kazanın azizliğinden yöneldiğim E-5''teki çileyi yaşadım..
***
Pazartesi günü de İstanbul''a dönüşte, Bolu tüneli girişi ve çıkışında aynı çileyi yaşadım..
Altı gün önce 8.5 saatte gidebildiğim Ankara''dan, Pazartesi günü 9 saatte dönebildim.
Gerçi şanslıymışım..
Benden sonra gelenler çilenin göbeğine düştü..
***
Neden bunu yazıyorum?
Yıllardır kullandığım bu yolda ilk kez bu kadar ciddi bir sahipsizlik gördüm..
10 santimlik karın uluslararası bir otoyolu bu denli esir alışına ilk kez şahit oldum..
Karayolları ekipleri böyle zamanlarda en çileli, en çok çalışan ekiplerdir..
Şahidiyim.. Allah yardımcıları olsun..
Ama bu kez başkaydı.. Bildiğiniz kaderine terk edilmiş bir otoyoldu TEM..
Aynı zamanda da E-5..
***
Nihayetinde kar İstanbul''a geldi..
İstanbul''un özel bir durumu var..
En kritik yol yine TEM..
Ve Karayolları''nın, yani Ulaştırma Bakanlığı''nın kontrolünde..
İstanbul 24 Ocak akşamı, sabaha kadar büyük bir çile yaşadı..
Mesele TEM ve bağlantı yollarıydı..
Ve buralar da Karayolları''nın, yani Ulaştırma Bakanlığı''nın denetiminde..
Ne demek istiyorum?
İktidar medyasının, "Bakın nasıl bir çile yaşanıyor?" dediği, sürekli ekranda tuttuğu görüntüler, Ulaştırma Bakanlığı''nın sorumluluk alanları..
Sorumluluk bakanlığın, ama ekrana bakınca sorumlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi''nin..
Millet yollarda perişan iken, Ankara''nın işten atılmış belediye başkanı Melih Gökçek''in organize tweetleriyle, İBB''yi hedef haline getirmek, kurnazca bir işti..
***
Mesele, kim ne yaptı, kim ne yapmadı meselesi değil..
İstanbullular çile çekti mi, çekti..
Bu geceden bir ders çıkarmak lazım mı, lazım..
Hiçbir hazırlık olmadan, mesai saatini erkene çeken ve on binlerce kişinin bir anda trafiğe çıkmasına neden olan valilik de, TEM ve bağlantı yollarında eli ayağı bağlanan Karayolları ve Ulaştırma Bakanlığı da,
bu kakafonide, her tür tuzağa hazır olması gereken İBB de, bu geceden bir ders çıkaracak..
***
İBB''den yapılan açıklamada, altı çizilerek "tüm kamu kuruluşlarımız ve belediyemiz seferber" vurgusu yapılırken,
iktidar medyası ve sosyal medya ekiplerinin, "İBB"yi hedef göstermesi, kimin ne niyette olduğunun açık göstergesiydi..
***
Ama bu gerçek, İstanbulluların yaşadığı sıkıntıyı ortadan kaldırmıyor..
Sonuçta, İBB ekipleri TEM ve bağlantı yollarına da girdi ve trafik normale döndü..
Geride;
İstanbulluların çilesini gidermekten başka bir şey düşünmemesi gerekenlerin, fırsat bu fırsat deyip, sorumluluk alanı olmadığı yerlerden İBB''yi sorumlu tutma gayretleri kaldı..
***
Görüntülere dikkat edin lütfen, hemen hemen tamamı Karayolları sorumluluğundaki yerler..
Belki kafası rahattı ama, belli ki İBB''nin, o yollara da girmesi gerekiyormuş..
Hem yollar açılırdı, hem de sorumlu olmadığı noktalardan sorumlu ilan edilmesinin önüne geçerdi..
Bundan sonraki olası durumlarda, tahmin ediyorum, bunu yapacaktır..
***
Bütün mesele şu;
Her sorunda siyaseten kamp üreten akıl, İstanbul afet gibi kar aldığında da, yine siyasi hesaplarla devreye girdi..
Yalanıyla girdi, dolanıyla girdi, ama girdi..
Dağda taşta, okulda kahvede, ticarette sendikada, her yerde kamplaştırdıkları insanlarımızı, afet üzerinden de kamplaştırdılar..
***
Sonuçta;
"Kar"ı temizlemeye harcanacak enerjiyi, siyasi "kâr"a harcayan yarım akıllıların, önceki gece ne İstanbul''a, ne de İstanbullulara hiç bir faydası olmadı..
Olan Karayolları''nın sorumluluğundaki yollarda çile çeken İstanbullulara oldu..
***
Sen de mi tarafgirsin diye soranları duyar gibiyim;
Hayır, taraf değilim..
Sadece, sorumluluğu başkasına atanların, aslında asıl sorumlu olduğunu bilgiyle not ediyorum..
Hepsi bu..
Kilitlenen yollara girin bakın;
Kimin idaresindeymiş..