Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Karayılan’ın açıklamalarının açıklaması

Şehit katillerinin mekanı olan Kandil’i her türlü aşağılanmayı göze alarak dolduran gazeteci taifesinin Karayılan’ın açıklamaları üzerinde büyük bir kampanya başlatacakları biliniyordu.
Kurgu Türkiye’nin kırsalına, dağına, mağaralarına sızmış bin beş yüz teröristin sınırın dışına çekilmesine yönelik açıklamalar üzerine bina edilmişti. Karayılan adeta, savaşla işgal ettiği bölgelerden, yapılan bir anlaşma gereği lütfedip çekiliyor imajını vermiştir.
Terörist elebaşısının Kandil’den zafer kazanmış bir ordu komutanı edasıyla yaptığı açıklamalar, AKP ve işbirlikçi cenahta büyük bir sevinçle karşılandı. Karayılan’ın açıklamaları “tarihi karar”, “tarihi bir dönemeç”, “barış kapıda”, “dağlara bahar geldi” ve “daha ne olsun!” söylemleriyle kamuoyuna sunuldu.
Türk halkına yönelik olarak yürütülen ve psikolojik harekat boyutlarını aşan kampanyalarla halktan gerçekler saklanmaktadır. “Önemli olan PKK’lıların sınır dışına çekilmesidir, gerisi ayrıntıdır” biçiminde bir anlayış kamuoyundan yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Bir defa İmralı’daki eli kanlı elebaşı ve Kandil’deki uzantısının yaptığı açıklamalar, ancak savaşı kaybetmiş bir orduya, mağlup olmuş bir millete ve çökmüş bir devlete karşı yapılabilir.
Bir defa ortada “sıfır terör ve sıfır terörist” yöntemi yoktur. Aksine topyekun bir çekilmeden de söz edilmiyor.
Terör elebaşısı süreci şöyle değerlendiriyor: “Bu yeni süreç... Kırk yıllık mücadelemizin ortaya çıkardığı muazzam sonuçlar üzerinden geliştiği bir gerçektir... Çetin bir mücadeleyle Kürdistan halkı ve her Kürt bireyi kimlik ve kişilik kazanmıştır.
... 21. yüzyılın bu aşamasında, Kürdistan halkına da, demokratik ve özgür bir halk olarak yaşama hakkının teslim edilmesi gerekir.
Türkiye’de Kürt halkının yüz yıl öncesine dayanan inkar ve ret politikaları altında kimliksiz ve statüsüz yaşamayı kabul etmesi mümkün değildir.”
PKK/KCK açıkça kırk yıllık mücadele sonucunda zafer kazandık; bu zaferi “özgürlük, kimlik ve statü” ile tamamlayacağız diyor.
Olan biten ortadayken AKP iktidarı ve yandaş kesim, önemli olan bin beş yüz teröristin sınır dışına çıkmasıdır; “teröristler sınır dışına çıksın da ne olursa olsun” algısını yaygınlaştırıyorlar. Hâlbuki terör örgütünün kampları zaten sınırın dışında ve onlar o kamplardan Türkiye’ye girdiler. Yapılan terör örgütünün ana kamplarındaki üslerine silahlarıyla birlikte dönüşünden ibarettir.
AKP iktidarıyla yapılan pazarlık sonucu terör örgütünün Türkiye’de boşaltacağı yörelere korucuların ve güvenlik güçlerinin konuşlanması da söz konusu olmayacaktır.
Başbakan Erdoğan, sürekli olarak teröristlerle sınır dışına çekilmesi ve silah bırakılmasından başka bir şey görüşülmediğini, pazarlık yapılmadığını söylemektedir. Halbuki, terör örgütü elebaşısı Karayılan daha farklı şeyler söylüyor: Daha önce ifade edilen “Hükümet çekilme için yasa çıkarsın” şartından vazgeçtiğini, “Biz geri çekilme konusunda Meclis kararı, komisyon ve akil insanlar grubunu istemiştik. İkisi oldu; hükümet Meclis kararını kendi üstüne aldı, bunu da sözel olarak ifade ettiler. Buna dayanarak, bir karar gerekiyorsa daha sonra olur, diye bildirimde bulundular” diye açıkladı.
Teröristlerin sınır dışına çıkması sorunu çözmeyecektir. Sınırın dışına silahlarıyla birlikte çıkan PKK’lılar, namlularını Türkiye’ye çevirmiş bir vaziyette AKP hükümetinin kendilerine verdikleri sözleri tutup/tutmayacağını gözleyeceklerdir.
Diğer yandan terör örgütünün sınır dışına rahatça çıkabilmesi için teröristlerin geçiş noktalarına konuşlanmış askeri güçlerin iktidar tarafından geri çekildiği de basına yansıdı. Yani PKK’dan önce TSK, bölgeden çekilmiş oldu.
İktidar, kitle katliamı yapan terörist unsurların silahlarıyla birlikte ülkeyi terk etme imkanı sağlayarak, anayasayı ve yasaları çiğnemiştir.
Başbakan yaşanacakları tahmin etmiş gibi “baldıran zehrini” içmeyi göze aldığından söz ediyor. Gelinen aşama Başbakan’ın baldıran zehrini içmesiyle işin bitmeyeceğini gösteriyor.
(Devamı edecek)

Yazarın Diğer Yazıları