Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Karamsarlık imal etmek!

Bir yerde halkın kendisini dış düşmana karşı korusun diye yetiştirdiği, yetkilendirdiği, eline silah verdiği kimseler silahların namlusunu halkın üzerine çevirmişse orada durup, düşünmek gerek.

Acımasızca halkını bombalayanlar, ekmeğini yediği insanları tanklarla vahşice ezip geçenler artlarında travma yaşamış insanlar bırakırlar.

15 Temmuz bu anlamda toplum için büyük bir travmadır.

Böyle bir zamanda travmaları daha doğrusu yoğunlaşan hassasiyetleri kaşımak ya da istismar etmek travmaları küçültmez, büyütür.

Uyanık olmaya evet paniğe hayır!

"İkinci kalkışmaya hazır olun... Yeni kalkışma daha kanlı olacak..." türünden değerlendirmeler "uyarmak" işlevi görmek yerine vahşi, hain ve düşmanca girişimi yapanların ekmeğine yağ sürer.

Bu bakımdan farkında olarak ya da olmayarak toplumu karamsarlığa sürükleyecek, yanlış algılara ve paniğe neden olacak değerlendirmeler yapmaktan kaçınmak gerekir.

Bu tür değerlendirmeler panik, tedirginlik ve umutsuzluk yaratır.

Panik ve tedirginlik içine giren insanların geleceğe olan güveni sarsılır, morali bozulur.

İhtimaller, tahminler ya da varsayımlar üzerinden yapılan değerlendirmelerin gerçekmiş gibi sunulması ise hiç doğru değildir. Hele hele bu tür değerlendirmeler Cumhuriyet tarihinin en büyük travmasını yaşamış bir halka yapılıyorsa iki defa daha fazla düşünmek gerekir.

Bu tür açıklamalar uyanık olmak, hazırlıklı olmak ve tedbirli olmak amacına hizmet yerine tam aksi sonuçları doğurur.

"İkinci kalkışma çok yakın"

Uyanık olun, sizin evlat bildikleriniz, başkalarının "çocukları" olmuş, "su uyur hain uyumaz" deyin, bu doğrudur. Ama "İkinci kalkışmaya hazır olun. Ve çok yakın bir zamanda. Çok net bilgi olarak söylüyorum: İkincisi daha kanlı olacak... Ben sizin aracılığınızla Türkiye'yi uyarıyorum" diyor.

Bir yerde etnik, mezhep ya da bölgesel bir fitne varsa orada iki tane de İngiliz'in bulunduğu doğrudur. I. Dünya Savaşı'nda Arap şeyhlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandıranın 'İngiliz altınlarının' olduğunu da söyleyin, o da doğrudur.

Ancak İngilizlerin bölgedeki aşiretlere para dağıttığı türünden uçuk değerlendirmeler yapmak doğru değildir. Bu siyaseten de yanlıştır. Bu tür iddiaların her şeyden önce somut belge, bilgi ve veriye dayanması gerekir. Gerçek olsa bile bu bilgilerin kamuoyuyla değil kamuyla paylaşılması gerekir.

PKK'nın hendeklerinin, zorbalıklarının ve katliamlarının bir çok aşireti devlete yakınlaştırdığı bir zamanda bu iddialar inciticidir.

Sonuç almak için herkesin bilmesi gerekenlerle bazı insanların bilmesi gerekenleri birbirinden ayırmak gerekir.

İç savaş istense de çıkarılamaz!

İngiliz Daily Express gazetesinde yazılanlardan yola çıkarak "Türkiye'de ikinci kaos ortamı geliyor" değerlendirmesi yapmak da yanlıştır. İngiliz gazetesinin yazdığı 'Bizim, Kıbrıs'ta üssümüzdeki 10 bin deniz piyademiz var, onlarla Türkiye'de güvenli bölgeler oluşturacağız...' iddiaları akıl dışıdır.

15 Temmuz'da tankı, uçağı ve bombaları elleri, etleri ve bedenleriyle durduran bir halkı, on bin İngiliz askerinin durduracağını düşünmek tarihe saygısızlıktır. İç işgale izin vermeyen bir halkın dış işgale izin vermesi beklenemez!

Türkiye'de 1970'li yıllarda ideolojik-mezhep (Maraş-Sivas-Çorum), 1990'lı yıllarda mezhep-etnisite (Madımak-Bağlarbaşı), 2000'li yıllarda etnik amaçlı onlarca kitle katliamı yapıldı. Ama hiç birisi kaynaşmış toplumu, ayrıştırıp çatıştırmayı başaramadı!

HDP'ye gelince o, düşmanın beşinci koludur. HDP'nin 6-8 Ekim kışkırtması, "Cizre'ye girmek" veya "Sur'a yürümek" teşebbüsleri, parklarda Cuma namazı kılmak tahrikleri halk tarafından hep karşılıksız bırakılmıştır.

PKK'nın ise -söylemeye gerek bile yoktur-, "Devrimci Halk Savaşı" çıkartmak, Kürt ve Türk'ü birbirine düşürmek için denemediği provokasyon kalmamıştır. Güneydoğu'da halk her yerden daha fazla ajitasyon, manipülasyon ve provokasyona karşı şerbetlidir.

"Uyarıyorum" diye felaket senaryolarıyla karamsarlık imal etmek, halk deyimiyle "kaş yaparken göz çıkarmak" anlamına gelir!

Yazarın Diğer Yazıları