Münevver Karabulut'u 15 yıl önce vahşice katleden Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar edip etmediğinin ortaya çıkarılabilmesi için bugün mezarı açıldı. Garipoğlu’nun cesedinden alınan DNA örneklerine kimlik eşleştirmesi yapılacak. Kazı çalışması sırasında olay yeri polisleri, mezarın etrafını perde ile kapatarak çalışmayı kayda aldı.
10 EKİM 2014'TE İNTİHAR ETTİĞİ SÖYLENMİŞTİ
İstanbul'da öldürüldükten sonra cansız bedeni Etiler'de bir çöp konteynerine atılan 17 yaşındaki Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu, 10 Ekim 2014'te cezaevinde intihar ettiği söylenmişti. Aradan geçen yıllara rağmen başta Karabulut Ailesi olmak üzere tüm kamuoyu intiharı şüpheli bularak mezarın açılmasını talep etti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, mezarın açılmasına karar vermişti.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "fethi kabir" kararı doğrultusunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu ekibi, cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme uzmanları, sabah saatlerinde Garipoğlu'nun Karacaahmet Mezarlığı'ndaki kabrine geldi.
KİMLİK EŞLEŞMESİ YAPILACAK
Mezarlıkta Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de hazır bulundu. Karabulut ailesi ise mezarlığa gelmedi. Polis ekipleri, mezar çevresini bariyerlerle çevirdi ve yoğun güvenlik önlemi aldı. Mezarın bulunduğu bölüm girişinde iki ayrı kontrol noktası kurulurken, bu alana girişlerde kimlik kontrolü de yapıldı. Garipoğlu’nun cesedinden kemik örnekleri alındı. Kemiklere kimlik eşleşmesi yapılacak.
"BİYOLOJİK VE KİMYASAL İŞLEMLER YAPILACAK"
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözemir, fethi kabir işlemi öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Mezarın açılacağını ve cesedin tamamının alınıp Adli Tıp Kurumu'na götürüleceğini belirten Epözdemir, "Burada DNA'lara bakılacak. Biyolojik ve kimyasal işlemler yapılacak" dedi.
"BİZ ÖLDÜĞÜNE İNANMIYORUZ"
Rezan Epözdemir, mezarlıkta yaptığı açıklamada; "Biz öldüğüne inanmıyoruz. Bu kapsamda başvuru yaptık. Cezaevi psikoloğu, ‘İntihara meyilli değildi, antidepresan kullanmıyordu’ diyor. Bir insanın kendini boğması intihar vakaları bakımından en zor olandır. İlaç kullanırsınız, ateşli silahla da intihar edebilirsiniz ama düşünün ki bıçak, çatal, kemer dahi olmadığı bir süreçte gidip kantinden çamaşır ipi alıp kendinizi boğuyorsunuz" dedi.
"KEMİKLERİN SONRADAN BIRAKILMA İHTİMALİ..."
Bir gazetecinin "Neden kefen yok" sorusuna da yanıt veren Epözdemir, "Onu anlayamadım hiçbir kefen bez yok. Bu birkaç alternatifi bize verebilir. 10 sene içinde kaybolmuş ya da aşınmış olabilir mi? O bana çok rasyonel gelmiyor. Sonradan kemiklerin bırakılma ihtimali kefenin olmadığı yerde çok kuvvetli bir ihtimal olarak karşımızda duruyor. O beni ziyadesiyle rahatsız etti. 2014 yılında defin işlemi sırasında da kayıt alınmamış. Biz de otopsiye girmedik yasal hakkımız da yok " dedi.
