Kapatılma davası, sürekli buhran üreten AKP'yi mağdur yapmaz!
En son söyleyeceğimi baştan ifade edeyim. Ben, AKP sandıkta boğulsun ve tarihe havale olsun bakışındayım ancak hep altını çizdiğim gibi, AKP’nin gitmemek için akla hayale gelmeyecek bütün kural dışılıklara müracaat edeceği, dolayısı ile de yapılacak seçimde millet iradesinin tecellisini engelleyeceği yönünde ciddi kaygılarım var.
Gelelim realiteye?
Evet AKP için yeni bir kapatılma davası artık ağırlıklı ihtimaldir.
AKP güruhunun tantanalarından, yapılan son operasyonlara kadar pek çok gelişmede bu beklentinin payı vardır.
AKP mağdur görüntüsüne girmek için, millet iradesinin üstünde ayrı bir iradenin varlığını kanıtlamak için, seferberdir.
Keza kışkırtıcı beyanatlar veren Avni Doğan ve Ahmet Aydoğmuş isimli milletvekillerini apar topar sorgulamaya almaları da kapatılma davasının beklenmesinden ötürüdür.
Diyeceksiniz ki açılacak bir kapatma davası AKP’yi yine kuyudan almak olacak yani onu mağdur ve mazlum bir konuma sokacak! Dava açılması durumunda gidileceği kesin olan baskın bir erken seçimde de bu mağduriyet oya dönüştürülmeye çalışılacak!
İlk bakışta benim de hak verdiğim bu yaklaşımın başka boyutları da var!
Mesela böyle bir dava ile AKP, psikolojik üstünlüğünü tamamen yitirecektir.
Bürokrasi frene basacak ve militanların dışındakiler bekle-gör pozisyonuna geçecektir.
İktidarın ceberrutluğundan sinen merkez medya ve İstanbul sermayesi gibi bazı çevreler, AKP’ye karşı olma noktasında daha bir cesaretli olacak örneğin muhalefete imkan aktarabilecektir.
AKP’ye destek veren dış dinamikler ise yeni bir değerlendirmeye gidecek ve muhtemelen yeni bir partner arayışına gireceklerdir ki bu da AKP’yi zaafa uğratır.
Keza kapatılma davası AKP Meclis Grubunda da dalgalanmalara sebep olacaktır.
Tabii en önemlisi yeni bir kapatılma davası AKP’nin problemli ve sorunlu bir yapı olduğunu milletin hafızasına kazıyacaktır.
Evet açılacak dava ile mağdurluğun yanında AKP’nin sorun olma özelliği millet vicdanında yer tutacak ve AKP’nin yönetemeyen ve de sürekli buhran üreten özelliği teyid ve tescil görecektir.
Sürekli kavga militan toplulukların ruh halidir, Türk halkı öyle olmadığı için de sürekli kavgayı metot edinen AKP’yi muhtemeldir ki sandığa gömecektir... 28 Şubat sonrası yapılan genel seçimi hatırlayın, hem Fazilet Partisi hem de DYP oyunu artıramamış yani mağdur olamamış, tersine
gerilemişti.
Peki AKP o zaman niçin seçim restini çekiyor?
Başka yapacak bir şeyi yok da ondan... AKP aklınca seçim resti ile dava açılmasın diye kamuoyu ile Başsavcıyı etki altına almak istiyor...
TİYATRO
Başbakan bilmiyor, TRT biliyor!
Önce iki fotoğraf sunalım. İşte birincisi: İspanya’da bulunan Başbakan Erdoğan kürsüde ve Türk televizyonları canlı yayında iken Tayyip Bey’e bir bilgi notu sunuluyor. Erdoğan konuşmasını kesiyor ve güya notu önce içinden okuyor ve ardından o notu izleyenlere açıklıyor. İletilen not malum, Türkiye’de yapılan son operasyonlarla alakalı. Verilmek istenen mesaj, Tayyip Bey’in operasyonu o anda öğrendiğidir... Tabii yerseniz!.. Niçin mi yerseniz dedim?.. İşte size ikinci fotoğraf: TRT ve Anadolu Ajansı, operasyon başlar başlamaz İbrahim Fırtına’nın evinin arandığını ve kendisinin de gözaltına alındığını haber yapıyor. Dostları ve gazeteciler İbrahim Paşa’ya telefonla ulaşıyorlar. Paşa, yok öyle bir şey diyor. Doğru söylüyor o an hakikaten öyle bir şey yok ama bir saat sonra polis İbrahim Paşa’nın evine gidiyor... Tam bu noktada soralım, yapılacak operasyonları TRT ile AA biliyor da Tayyip Bey mi bilmiyor... Geçiniz efendim geçiniz... Bu millet kör ve sersem ya, yer diye düşünerek Erdoğan İspanya’da tiyatro yapıyor!
ANLAŞILDI...
Bunlar darbe yapamaz, ABD yaptırır!
Son fotoğraflara ve yapılan komikliklere baktıkça TSK’nın darbe falan yapamayacağına artık kesin olarak kanaat getirdim. Ha böyle bir şeyi haşa istiyor falan değilim, söylemek istediğim, TSK’nın bunu becerebilecek bir kabiliyetinin olmadığının tescillenmesidir... Diyeceksiniz ki bu nasıl söz, bu TSK son 50 yılda ikisi direkt, ikisi dolaylı 4 ayrı darbe yaptı yani uzmanlığı tescilli... Geçiniz efendim geçiniz... Kimse kimseyi kandırmasın; 27 Mayıs’ın ardında İngiliz ve ABD istihbaratı vardı. Keza 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ın ardında da CIA ve Pentagon vardı. Eğer öyle olmasaydı, yani TSK hassasiyetlerinden hareketle kendi iradesiyle darbeler yapmış olsaydı, bunu bu dönem yine yüz kere yapardı zira bugünün darbe şartları geçmişlere kıyasla yüz kere daha fazla!.. Bu dönem ABD yok, darbe de yok!
MAYA...
DP’nin zemini Sarıgül’e kayıyor!
Demokrat Parti patinaj yapıyor yani hâlâ yüzde 3-4’lerde seyrediyor. Oysa bakın kaç dönemdir aynı liderlere sahip MHP ile CHP bile yükseliyor. Sorarım size AKP’nin vurgun yediği ve denenmiş muhalefet partilerinin bile yükseldiği bir dönemde Demokrat Parti’nin hali bu mu olmalıydı? Kimse kendini ve başkasını kandırmasın, DP iyi gitmiyor. ’Göle maya çaldım, ya tutarsa’yı bekliyor... İki büyük şirketin yaptırdığı araştırmayı gördüm, buna göre Demokrat Parti’nin zeminini yavaş yavaş Sarıgül alıyor. Olmaz, Sarıgül solda, alamaz demeyin sakın. Mevcut DP vitrinini milliyetçi-muhafazakar sağda gören çok az insan var. Bugünkü DP light CHP görüntüsünde. Dramatik olan, DP bağlamında pek çok ismin ülke için değil, kendi adına hesaplar içinde olmasıdır... Bir başka boyut; birileri konjonktür oluşsun diye beklerken Sarıgül, tapulu araziyi işgal edip gecekondu kuracak ve dahası Tayyip Bey’le sürekli temas halinde olduğu Özer Çiller tarafından ifade edilen Tansu Çiller gibilerin önü açılacak!