Kandil postacısından yeni mesaj var!

Onu tanırsınız... Hani şu Murat Karayılan’la röportaj yapıp, onu neredeyse ’PKK’nın güvercini’ilan edecek kadar ileri giden Avni Özgürel’i... Tartışılan röportajında, Karayılan için “Barış yolu nasıl açılır diye fırsat kollayan bir insan gördüm” notunu düşmüştü... Ayrıca süren saldırılar için de “PKK içindeki bazı grupların barışı provoke etmiş olabileceği ihtimali” özenle belirtilerek, Karayılan adeta diğer teröristlerden farklı bir konuma oturtulmuştu...
Artan PKK saldırıları öncesinde ‘örgüt içinde söz dinlemeyen derin PKK’ yalanlarını duymaya başlamıştık... Bu tezi öne sürenler bizim mâlûm gazetecilerimizdi... Onların benimsetmeye çalıştıkları düşünceleri özetlersek, terörist Bahoz Erdal gibiler söz dinlemeyen kanadı oluştururken, Murat Karayılan ‘silahları bırakma ve barış yanlısı’ydı!.. Saldırıları ‘söz dinlemeyen derin PKK’ya fatura etmek gerekiyordu!.. Karayılan’ın “Yaklaşılmakta olan barış sabote edilmiş olabilir” sözlerini kamuoyuna aktaran Radikal’den Avni Özgürel de bu koronun önemli ‘eleman’larından birisiydi...
Dünyanın en kanlı terör örgütü PKK’nın şu anki bir numarası Murat Karayılan’dan bir ‘barış güvercini’ imal eden mahir gazeteci şimdi de MHP’ye el atmış durumda!.. Yaklaşan kurultayla ilgili ‘Yine de Devlet Bahçeli’ başlıklı yazısıyla topa girmiş... Özgürel’e göre zaten bir dönem sonra koltuğu devretmeye hazır olan Bahçeli’nin bu dönemde partinin başında kalması gerekiyormuş!..
Gerekçeleri ise şöyle: Bahçeli değil, bir başkası o koltukta oturuyor olsaymış, Türkiye’de kim bilir ne dehşet sahneleri yaşanırmış!.. Türkiye’nin var olan ve gelecekte artacak olan sorunları için ‘çözüm iradesi’ne destek lâzımmış!.. MHP, adındaki milliyetçiliği 21. asrın şartlarında nasıl yorumlaması gerektiğini yeniden irdelemeliymiş!.. Zaten Bahçeli için MHP’nin yönetim katlarında olmak cazip değilmiş, yakın geçmişte başarısız seçim sonuçları üzerine istifa edip ısrarlı çağrılar sonrasında tekrardan görevini üstlenmiş!..
Kafasına göre PKK’yı kendi içinde kategorize eden Avni Özgürel’in, bu yetmezmiş gibi MHP’yi de kategorize etmeye çalışması, altan alta Türkiye’ye korku salarak, mevcut Genel Başkan adına lobi faaliyetine girişmesi oldukça ilginç bir durum...
‘Türkiye’ye korku salmak’ ifadesini bilerek vurguladım, çünkü “Olası dehşet sahnelerini yaşamamış olmak, tehlikenin önündeki setin anlamını bence sadece MHP’lilere değil, herhalde bütün Türkiye’ye düşündürmeli...” cümlesinden başka hiçbir anlam çıkmaz... Yazar burada sadece MHP delegesine değil, bütün Türkiye’ye sesleniyor!..
Bu yazı sadece ‘ilham’la mı, yoksa ‘tuhaf ilişkiler’in bir tezahürü olarak mı yahut ‘talimat’la mı yazılmış, gerçekten tartışmaya açık... Yine buna benzer, sorgulanması gereken gariplik bir başka yazıda daha göze çarptı... MHP’yle uzaktan yakından ilişkisi ve bilgisi olmayan Güneş’ten Rıza Zelyut da kurultay tartışmasına daldı...
‘MHP’ye cemaat kanca mı attı?’ başlıklı yazısının büyük kısmını Genel Sekreter Büyükataman’ın ‘cemaat’ vehimlerine ayıran Zelyut, Bahçeli’nin başarılı bir lider olduğunu ispatlamak için onu Alparslan Türkeş’le karşılaştırıyor... Dönemlerin kendilerine has özelliklerini ıska geçen Zelyut, 1995 seçimlerinin yüzde 8’iyle 1999’un yüzde 18’ini yanyana getirerek, Bahçeli’nin daha başarılı bir lider olduğunu sözde ispatlıyor!..
Ve bunu parti içi muhalefeti vurmak için kullandığı, ağzından çıkan şu baklayla belgeliyor: ” Ülkücü veya MHP’li olan birileri; sanki geçmişteki MHP daha başarılı imiş gibi bir hava yaratıyorlar. Bunların ‘eski günlerin özlemi içinde olan’ bazı isimler olduğu anlaşılıyor...
Şu kesin: Partinin geleceğiyle ilgili proje ortaya koymayan, şikayet konusu olan aksaklıkları gidermek adına yeni yönetim modeli geliştirmeyen ve kanun dayatmasa kurultay yapma ihtiyacı bile hissetmeyecek olan mevcut yapı, bu açığı ‘Yüce Divan’ hatırlatmalarıyla, o kesmeyince ’cemaat’ yakıştırmalarıyla kapatarak kendisine avantaj sağlamaya çalışıyor... Bu çerçevede ‘yandaş’lara rol dağıtılıyor...
Rıza Zelyut, ilginçtir, tıpkı Avni Özgürel gibi Türkiye’ye korku salmayı tercih ediyor... İşte o cümle: “Ülkemizin etnik terör belası ile parçalanma aşamasına getirildiği bir süreçte; buna açıkça direnen MHP; cemaat çizgisine çekilir ise vay geldi Türkiye’nin başına...”
Sanki her seçimde MHP’ye oy toplarmış gibi “Öyle bir MHP kimden oy alabilir Allah aşkına?” diye soran Zelyut’un bu endişesine saygı duymak mı lâzım, yoksa ne adına karalama kampanyasına yataklık ettiğini sorgulamak mı?
Ömründe yolu bir kere bile MHP’yle kesişmemiş olan Zelyutların, Kandil’den Karayılan adına İkitelli’ye mesaj taşıyan Özgürellerin bu gayretleri, MHP kurultayında karara bağlanması gereken siyasî mücadelenin kurultay salonuyla sınırlı olmadığını, hangi mahfillerde, MHP’yi aşan boyutta sürdürülmek istendiğini gösteriyor aslında...
Allah’tan son söz, resimdeki bütün parçaları
birleştirerek karar verecek olan ülkücünün ferasetinde...

Yazarın Diğer Yazıları