Kanal İstanbul için hazırlanan gizli yasa ortaya çıktı! Ali Kıdık İBB Meclisi'nde açıkladı

Kanal İstanbul için hazırlanan gizli yasa ortaya çıktı! Ali Kıdık İBB Meclisi'nde açıkladı

İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Üyesi Ali Kıdık, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kanal İstanbul'un yapımı için özel kanun hazırlandığını söyledi. 

YENİÇAĞ-HABER MERKEZİ

Özel kanunun 14 madde halinde olduğunu belirten Kıdık, "Örneğin yapım sırasında yakıt ve ekipmanlara vergi ödenmeyecek, ihaleyi alan firma işletme süresince kurumlar vergisinden muaf olacak. Bakanlık yeterki al üstüne para da veririm diyor" ifadesini kullandı.

Ali Kıdık paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

"Kanal İstanbul çılgınlığı için özel Kanun hazırlanıyor. 14 maddelik kanunda neler var neler! Örneğin yapım sırasında yakıt ve ekipmanlara vergi ödenmeyecek, ihaleyi alan firma işletme süresince kurumlar vergisinden muaf olacak. Bakanlık yeterki al üstüne para da veririm diyor

Özel Kanun hazırlanan ve 14 maddeden oluşan kanun teklifini dün İBB meclisinde açıkladım. Kanal yapılsın, üstüne para da veririm kanunu tam bir rant ve peşkeş kanunu"

Öte yandan konuyu İBB Meclisi gündemine de getiren Ali Kıdık, Meclis kürsüsüne gelerek, "İhanet edilmiş Şehr-i İstanbul’un çehresini değiştirebilmek için, öncelikle doğru teşhis konulmalı. Doğru teşhis, doğru tedavinin ilk adımıdır" ifadelerini kullandı.

İşte Ali Kıdık’ın Meclis’teki o konuşması:

Sayın başkan değerli meclis üyeleri, çok kıymetli İstanbullular.

İYİ Parti meclis üyesi olarak şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesile ile tüm heyetinizi ve meclisimizi saygı ile selamlıyorum.

Evet bugün aslında hep tartıştığımız ve fakat İstanbul’a gelin dediğiniz gündemlerden birini konuşacağız. Aslında konu Türkiye’nin tamamını ilgilendiren ancak özelde İstanbul merkezli bir konu.

Sayın başkan, zaman zaman genel gündeme ait görüşlerimizi paylaşsak bile özünde İstanbul, genel gündemin dışında yer almayacak kadar önemli bir metropoldür. 
O sebeple bu şehirle istediğiniz gibi oynamanıza izin vermeyeceğiz.

Yok, öyle yağma.

İhanet edilmiş Şehr-i İstanbul’un çehresini değiştirebilmek için, öncelikle doğru teşhis konulmalı.

Doğru teşhis, doğru tedavinin ilk adımıdır.
Bu yüzden, çeyrek asırdır yapılan hatalar gözden geçirilmeden, ders alınmadan atılacak hiçbir adım, amacına ulaşamaz.
Orta yerde, nefes alınamayan bir İstanbul, betona boğulmuş bir İstanbul var maalesef.
Kupon arazi gözüyle bakılmış bir İstanbul var.
Bağrına, kanal İstanbul gibi bir hançer saplanmak üzere olan bir İstanbul var. 
25 yıldır istedikleri gibi yönetilen. Oy için, kazanmak için her şeye göz yumulan bir İstanbul var.
Şimdi, o ihanetin izlerini silmek isteyenleri engellemek için her şeyi engellenen bir İstanbul var.
Dün evet dediklerine, bugün hayır denilen.
Dün iyi dediklerine, bugün kötü denilen.
Dün doğru dediklerine, bugün yanlış denilen bir İstanbul var.
Çünkü İstanbul’u İstanbullu için düşünmüyorlar, İstanbul’u düşünmüyorlar.
Tek dertleri siyasi hırsları, tek dertleri milletimizin 2019’da attığı tokatın hıncının çıkartılmak istendiği İstanbul var.
Bakın deprem kaderimiz belki ama

İstanbul depremi her geçen gün yaklaşırken, hazırlıklara kaynak ayırmak yerine, kanal İstanbul macerasında ısrar edenler, kaderimiz değil.

Deprem kaderimiz belki.

Ama, paramızı pul eden, mutfaktaki yangına seyirci kalan,
Bu vesileyle de, hem ülkenin, hem de şehirlerimizin huzurunu kaçıran yönetim anlayışı, kaderimiz değil.

Türkiye’nin ekonomi çarkı da rant çarkı da özellikle bu şehir üzerinde şekillenir.
Bu şehre sahip çıkmak, rant kavgası, rant hesabı yapanların işi değildir.
İşte bu sebeple biz millet ittifakı meclis üyelerine tarihi bir sorumluluk düşüyor. Ne pahasına olursa olsun İstanbul’u korumak, İstanbul’u İstanbullular ile birlikte yönetmektir.
Değerli meclis üyeleri, 

Bugün kapsamlı olarak ilk kez kanal İstanbul’u konuşacağız.
Bu proje ülkeyi 20 yıldır yönetenlerin çılgın projelerinden biri. Çılgınlık mı çıldırmışlık mı onu bilemeyiz ama ben bu projeyi 2019 yılında göklerde olacak denilen yerli uçağa benzetiyorum. Aslında o uçak da yerli değil idi. Almanların dornier tipi prototipi Türkiye’ye yutturulmuş, bir çakma proje idi. Adına da trjet denilmişti. Ama ne oldu. Sözleşmesi dahi okunmadan siyaset bilboardlarında kaldı.
Şimdi buradan yola çıkarak kanal İstanbul’un neden ve niçin yapılmak istendiğini konuşalım.
Sayın başkan, kıymetli İstanbullular, bu ülkeyi canından çok seven vatandaşlarımız.
Kanal İstanbul ucubesinin yapılması için neden bu kadar ısrarcı olunduğunu bir bir açıklamak isterim. Bu işin tek nedeni ranttır. Başka bir sebeple açıklanamaz. 
Şimdi şöyle bir bakalım. Kanal İstanbul için nelerden vazgeçtik, hangi milli serveti çöpe attık, çöpe attığımız o milli servetin üzerinde ne gibi hayaller besleniyor.
Bu hikaye İstanbul havalimanı ile başlayan, Atatürk havalimanının hiç edilmesi ile devam eden bir hikayedir.
Diyoruz ya, rant kanalı diye. Niye öyle diyoruz.
Önce Atatürk havalimanını gözden çıkartacaksın. Sonra…
Sonra da pandemi hastanesi adı altında iki pisti paramparça edeceksin. Peki bu hastaneyi yapacak başka yer yok mu?
İstemediğin kadar. Durun söyleyelim. En basitinden, anlayacağınız dilden söyleyelim. Atatürk havalimanı terminalinin içinden on tane hastane üretirsiniz. Bırakın terminali ofislerinden on tane hastane üretirsiniz. Onu da bırakın Atatürk Airport oteli hastaneye çevirirsin. Onu da bırakın tav holding binası var tam hastaneye uygun bir bina. 
Etrafa baksanız THY’nin Florya’da bir dolu arazisi var. Üzerinde devasa hastaneler inşa edersiniz
İşte niyetler, rant niyetleri Atatürk havalimanından başlıyor.
Maksat hastane yapmak değil, Atatürk havalimanını yok etmek ve rantın yolunu alabildiğince açmak olunca havalimanı etrafı da konutlarla villalarla çevrilmeliydi ki havalimanı işlevsiz hale gelsin, hava maniaları oluşturulsun.
Biliyorsunuz 40 yıllık Florya polis okulunun kapısına bir gecede kilit vuruldu. 
Ve ne oldu biliyor musunuz? Yerine rant binaları dikilmeye başlandı. Kim tarafından?
Rantta görevli emlak konut tarafından. 180 konut 60 villa yapılıyor yerine. Hatta yapıldı ve kısa bir süre sonra da içinde oturum başlayacaktır. Son zamanlarda sık sık Atatürk havalimanı arazisi üzerinde çevre bakanlığı eliyle plan yapıldığını duyuyoruz. Boşuna heveslenmeyin. Buradan açıkça ilan ediyorum. Millet ittifakı iktidarında Atatürk havalimanı yeniden uçuşlara açılacak. 
Milletimiz müsterih olsun. Çalınan değerlerimiz yerli yerine konulacak.
Sayın başkan değerli meclis üyeleri…
Biz ya İstanbul ya kanal derken, ille de kanal diyenlerin parsel parsel hesapları da ortaya çıkıyor.
Milleti kanal diye uyutanlar, rant diye uyumuyorlar. 
Bakın tarla dediğimiz, tarım dediğimiz avcılar Firuzköy, Emlak Konut aracılığı ile nasıl peşkeş çekiliyor. Üstelik Küçükçekmece gölünün kenarı, üstelik sit alanı ilan edilmişken.
Merak ediyorum kime, kimlere söz verildi. Merak ediyorum hangi Arap parasına peşkeş çekilecek. 
Bu mikrofonlar aracılığı ile sesleniyorum, Firuzköy’e avcılar belediyesi, büyükşehir belediyesi kanunların elverdiği tüm hakları kullanarak dirensin. İzin vermesin.
Kanal İstanbul sevdası, İstanbul’u boğacak, İstanbulluya nefes aldırmayacak.
Ne ucu belli ne bucağı belli bu projenin adıyla İstanbul yok edilecek. Bugün Firuzköy, yarın Hadımköy, öbür gün Arnavutköy rantın merkezi haline gelecek.
Sayın başkan değerli meclis üyeleri…
Hiç düşündünüz mü?
Kanal İstanbul’un tüm olumsuz görüşlere, raporlara rağmen ülkeyi idare edenler tarafından yapılacağını varsayalım.
Mesela üzerine 8 adet köprü yapılacak. Peki bu köprülerden geçiş paralı mı olacak? Araç geçiş garantisi verilecek mi? Evet, evet paralı olacak. Vatandaşımız köprülerin üzerinden aracıyla geçerken para ödeyecek. Düşünün şimdi Galata Köprüsü’nden, Haliç Köprüsü’nden, Unkapanı Köprüsü’nden karşıdan karşıya geçerken para ödendiğini.
Bunu vatandaşa anlatabilecek misiniz?
Ya etrafına yapılacak olanlar? Bütün bunlar cevapsız sorular…
Bu soruların cevapları da vatandaşımızdan gizleniyor.
Sayın başkan değerli meclis üyeleri kıymetli İstanbullular…
Şimdi sıkı durun. 
Kanal İstanbul ile ilgili çok önemli bir belgeyi açıklayacağım.
Aslında kanal İstanbul projesi Türkiye’de bir şirket tarafından iktidarın ultra proje arayışlarından çıkan bir projedir. Şirketin adını buradan açıklamak istemiyorum.
Tek dayanak İstanbul boğazındaki kazalar. Başka hiçbir argüman da yok dayanak da yok.
10 yılı aşkın süredir devam eden kanal İstanbul tartışmalarının getirdiği sonuç, kaynak bulunamaması, yatırımcı bulunamaması.
Hal böyle olunca rant için yapılmak istenen kanal İstanbul için yeni arayışın getirdiği çözüm ulaştırma alt yapı bakanlığına bağlı bir şirket kurulması.
Tabi bu yetmez.
Kanal İstanbul için, bir de özel kanun çıkarılmalıydı.
Elimde 25 Eylül 2020 tarihli bir kanun teklifi var. 
Belki bu tekliften Kanal İstanbul’un savunucusu hiçbir ak partili meclis üyesinin dahi haberi yok.
Kanunda neler var neler.
Mesela bütün rant alanlarını çevre bakanlığı koordine edecek.
Mesela , imar planı ile getirilen tüm kentsel, sosyal donatı ve teknik alt yapı  tesislerinin kamunun eline geçmesi zorunlu olacak.
Ki, iktidar da bunu istediği gibi kullansın, peşkeş çeksin.

Mesela , uygulama sözleşmesi şartlarında ulaştırma bakanlığı tarafından yüzde yirmiyi aşmayacak kadar para verilebilir. 
Mesela kanal İstanbul yapımı sırasında yapımı zorlaştıran ve bunu ifa güçlüğü olarak tarif edilen hallerde sözleşmede değişiklik yapılabilir. Ucu açık bir durum. Sözleşme uzatılabilir, ek ücretler ödenebilir. Yani keyfiyete kalmış bir durum. Anlayacağınız şu ki, kanunu bile keyfiyete göre düzenliyorlar 
Mesela, Kanal İstanbul yapımı sırasında kullanılacak tüm araçların yakıtları vergiden muaf olacak. Bunun aynısı İstanbul havalimanı ve üçüncü çevre yolunda da yapılmıştı. Ben bunu dile getirdiğim vakit yetkililer inkar etmişti. Ama gerçekler hiçbir zaman gizlenemedi, gizlenemez.
Sayın başkan değerli meclis üyeleri…
Vatandaşlarımızın iyi dinlemesi için söylüyorum, bilsinler istiyorum, öğrensinler istiyorum. 
Hazırlanan kanun teklifinin içinde yer alan bir maddede şunlar ifade ediliyor.
Kanal İstanbul projesinde yer alan şirketlerin projenin gelirinden elde ettiği gelirler, kurumlar vergisinden müstesnadır. 
Bunu hangi akılla hangi izanla izah edeceksiniz. Şurada kürsüde milleti açlığa, yoksulluğa mahkum ettiğinizi itiraf edip, sonra da az yardım dağıttınız eleştirisi yaparken bari utanın.
Sorarım size, dünyanın neresinde böyle bir savurganlık, böyle bir keyfiyet, hatta böyle bir rantiyecilik var?

Değerli meclis üyeleri,
Şurası çok açıktır ki;
Neresinden bakarsanız bakın, Kanal İstanbul bir rant projesidir.
Ve bu rant projesi kanunla zırhlandırılmak istenmektedir.

Bu kürsüden, bu sinsi hazırlığı tüm vatandaşlarımızın ve 16 milyon İstanbullunun bilgisine arz ediyor,
Meclisimizi saygı ile selamlıyorum…

İlgili Haberler